9. Hukuk Dairesi 2014/17836 E. , 2015/31109 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL 11. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2012/14-2014/192
Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 01.07.1997 tarihinde davalı şirkete ait Bodrum’da bulunan C. B. D. adlı işyerinde şoför olarak işe başladığını, daha sonra davalıya ait açık adresi yazılı işyerine nakledilerek burada şoför olarak işine devam ettiğini, davalının turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, davacının işyerinde gerek şehir içi ve gerekse şehirlerarası şoför olarak çalıştığını, havaalanı transferlerinin de mesai saati gözetilmeksizin davacıya yaptırıldığını, davacının çalışmaları karşılığında herhangi bir fazla mesai ücreti vs. ödenmediğini, 2009 yılı Ekim ayında hiçbir gerekçe gösterilmeden işine son verildiğini, ancak asıl işten çıkarma nedeninin davacının eşinin davalı işyerinden işten çıkarılması sonucunda dava ikame etmesi olduğunu, iş akdi sona erdirilirken davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, ancak daha sonra 02.11.2009 tarihinde banka şubesindeki hesabına 27.097,77 TL tutarında herhangi bir açıklama yapılmaksızın ödeme yapıldığını, bu ödeme üzerine keşide ettikleri noter ihtarnamesi ile söz konusu paranın tüm yasal hakları saklı tutularak alındığı hususunun ihtaren bildirildiğini, ayrıca yatan paranın hangi kalemler için yapıldığına dair açıklama talep edildiğini, ancak bu açıklamanın davalı tarafça taraflarına bildirilmediğini, yapılan ödemenin davacının kıdem ve ihbar tazminatlarını karşılamadığını, davacının aylık net maaşının 2.400 TL olduğunu, yemek ücreti olarak 180 TL verildiğini, davacının son ay maaşının ödenmediğini, davacının mesaisinin sabah 08.30’da başladığını, akşam 18.30 bitmesi gerekirken genelde 24.00’a kadar çalıştırıldığını, hatta kurumsal müşteriler varsa sabaha kadar çalıştığını, davacının hafta sonu çalıştırıldığını, davacının yıllık ücretli izinlerini tamamen kullanmadığını, asgari geçim indirimi alacaklarının ödenmediğini iddia ederek kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının dava dilekçesinde adresinin belirtilmediğini, ZAMANAŞIMI savunmaları bulunduğunu, davacının Mayıs 2001 tarihinde bütün hak ve alacaklarını almak suretiyle işten ayrıldığını, 22 Haziran 2001 tarihinde kendisinin ısrarı üzerine tekrar müvekkili şirkette işe başladığını, ödemelere ilişkin ibraname ve tediye makbuzu incelendiğinde davacının bu döneme ilişkin herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığının görüleceğini, davacının sürekli gece gündüz hiç durmadan çalıştırıldığı iddiasının hayatın olağan akışına ve gerçeklere aykırı olduğunu, davacının elektronik bilet sistemi kurulmadan önce uçak biletlerini dağıtması hususunda işe alındığını, müvekkilinin elektronik bilet uygulamasına geçtikten sonra fatura dağıtımının dahi motorlu kuryeler aracılığıyla yapıldığını, davacının eşinden dolayı işten çıkarıldığını belirtmesinin tamamen olayın gerçeğine aykırı olduğunu, banka kayıtları ve bordrolar incelendiğinde davacının 2009 yılında 1.750 TL net maaş aldığının görüleceğini, davacının işten çıkarılmasından sonra yerine herhangi bir şoför alınmadığını, davacıya davalı tarafından 27.090,77 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin davacıya maaş ve tazminatlarını gösterir bordroyu vermek istediğini, ancak kendisinin almadığını, asgari geçim indiriminin de ödendiğini, son maaş bordrosundaki açıklamalara atıfla, maaş, izin hakları, kıdem, ihbar tazminatı ve asgari geçim indirimine istinaden ödeme yapıldığını, davacının fazla mesai ve hafta tatili çalışmalarının gerçek dışı olduğunu, kaldı ki davacının imzaladığı iş sözleşmesinde yazılı olarak talep edilmediği sürece fazla mesai yapılamayacağının zikredildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, genel tatil, hafta tatili, yıllık izin ücreti alacaklarının tahsiline, ücret ve asgari geçim indirimi alacağı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Kıdem tazminatı hesabında davacının 10 yıl 4 ay 17 gün çalıştığının kabulü ile hesaplama yapıldığı görülmektedir. Ancak, 16.05.2001 tarihinde davacının işyerinden ayrıldığı ve kendisine kıdem ve ihbar tazminatı ödendiği dosyada bulunan belgelerden anlaşılmakla, davacının 16.05.2001 tarihine kadarki çalışmalarının tasfiye nedeniyle hizmet süresinden dışlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
3-Davacı işçinin hafta tatili ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
4857 sayılı İş Kanununun 46ncı maddesinde, işçinin tatil gününden önce aynı Yasanın 63 üncü maddesine göre belirlenmiş olan iş günlerinde çalışmış olması koşuluyla, yedi günlük zaman dilimi içinde yirmi dört saat dinlenme hakkının bulunduğu belirtilmiş, işçinin hafta tatili gününde çalışma karşılığı olmaksızın bir günlük ücrete hak kazanacağı da 46ncı maddenin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.
Hafta tatili izni kesintisiz en az yirmi dört saattir. Bunun altında bir süre haftalık izin verilmesi durumunda, usulüne uygun şekilde hafta tatili izni kullandığından söz edilemez. Hafta tatili bölünerek kullandırılamaz. Buna göre hafta tatilinin yirmi dört saatten az olarak kullandırılması halinde hafta tatili hiç kullandırılmamış sayılır.
2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 3 üncü maddesine göre, hafta tatili Pazar günüdür. Bu genel kural mutlak nitelikte olmayıp, hafta tatili izninin Pazar günü dışında da kullandırılması mümkündür.
Hafta tatili gününde çalıştığını iddia eden işçi, norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan hafta tatili ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde, işçi hafta tatilinde çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir.
Hafta tatillerinde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. Hafta tatili çalışmalarının yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında hafta tatili ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin hafta tatili alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, hafta tatili çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında hafta tatillerinde çalışmaların yazılı delille kanıtlaması mümkündür. Hafta tatili ücretlerinin tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt yoksa ödenen tutarın dışında hafta tatili çalışması yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerekir.
Somut olayda;
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda;
“Davacı vekili davacının Cumartesi 10-17 Pazar 11-17 arası nöbet yazılarak çalıştırıldığını iddia etmiştir. Davalı vekili ise davacının boş oturduğunu, çalışmadığını beyan etmiştir. Davacı tanıkları ise ayda 2-3 Cumartesi nöbet olduğunu beyan etmişlerdir. Davacının ayda 2 Cumartesi 10-17 arasında 1 saat ara dinlenmesi yaparak günde 6 saat çalıştığı kabul edilerek ayda 12 saat hafta tatili ücreti hesaplanacaktır” görüşü ile hafta tatili ücreti hesaplanmış isede, davacı işçinin haftanın 7 günü çalıştığı kanıtlanamadığından bu alacak kalemine ilişkin talebin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4-Hüküm altına alınan alacakların net mi brüt mü olduğunun kararda gösterilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının gözetilmemesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.11.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.