8. Hukuk Dairesi 2012/7003 E. , 2012/10193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ve müşterekleri ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Avanos Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 16.05.2006 gün ve 333/143 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, tarafların ortak miras bırakanı annelerinden intikal eden terekenin taksimi esnasında dava konusu 4275 sayılı parselin vekil edenlerine intikal ettiğini açıklayarak, nizalı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü süre kaçırıldıktan sonra dava açıldığını ve davacıların uyuşmazlık konusu taşınmazda haklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hak düşürücü süre ve kesin hüküm varlığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, miras yoluyla intikal, taksim ve eklemeli kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahkemenin bu görüşüne katılma imkanı bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava konusu 4275 parsel sayılı taşınmazın, 06.05.1985 yıllarında yapılan tapulama çalışmaları sırasında belgesizden dava dışı ... ... adına tespitinin yapıldığı, tespite eldeki davanın davalısı ... tarafından itiraz edilmesi üzerine, Nevşehir Kadastro Komisyonunun 20.02.1987 tarihli kararı uyarınca itirazın kabulü ile taşınmazın ... adına tespitine karar verilmiştir. Bu kez, komisyon kararına karşı eldeki davanın davacılarından ... ve ..."ın itiraz etmesi üzerine görülen o yer Kadastro Mahkemesinin 1987/23 Esas ve 1990/149 Karar sayılı dosyasında, "...davacı tarafa keşif ücretini yatırması için kesin mehil verildiği halde, keşif avansını yatırmamış ve herhangi bir mazerette göstermediği görülmüş olduğundan 3402 sayılı Yasanın 28. maddesi gereğince davacının davasının açılmamış sayılmasına, 4275 sayılı parselin tespitte olduğu gibi tapuya tesciline..." karar verilmiş ve kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesiyle nizalı taşınmazın tapu kaydı 11.02.1991 tarihinde oluşmuştur. Öncelikle, Avanos Kadastro Mahkemesinin 1987/23 Esas sayılı dosyasında davacılar, dava konusu taşınmazın miras bırakanlarından miras yoluyla intikal ettiği ve taksim yapılmadığı halde kadastro sırasında davalı adına tespit edildiği gerekçesiyle davacıların miras payları oranında tespitin iptali ile davacılar adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Bu kapsamda; eldeki dava ile Avanos Kadastro Mahkemesinin kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen davalarında dayanılan hukuki sebep farklıdır. (Ayrıca, Kadastro Mahkemesindeki davada eldeki davanın davacılarından ... taraf olmadığından anılan davacı bakımından zaten kesin hüküm bulunmamaktadır). Bu kapsamda, Avanos Kadastro Mahkemesinin 1987/23 Esas ve 1990/149 Karar sayılı dosyasında verilen hükmün niteliği, davada dayanılan hukuki sebepler ile eldeki davada dayanılan hukuki sebeplerin farklı olması karşısında Kadastro Mahkemesinin eldeki dava bakımından kesin hüküm oluşturduğu kabul edilen kararının, 3402 s.KK.nun 34 ve HUMK.nun 237. maddeleri anlamında kesin hüküm niteliğinde bulunmadığı tartışmasızdır.
Eldeki davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi kapsamında değerlendirilmesinde; davacıların davada dayandıkları ve dosya arasında bulunan "anlaşma ve zilyetliğin devri ile feragat kabul ve ibra senedimizdir" başlıklı sözleşmede "...Avanos ... Kasabası Körpınar (Kurtderesi) mevkiinde kain olup, aslen ... ..."e ait iken itirazlı olduğundan tapuları henüz alınamamış 4378 ve 4275 numaralı parseller ... ... tarafından kızları ...... ve ... arasında eşit olarak paylaştırılacaktır... Bu cümleden olarak açtıkları davalardan vazgeçeceklerdir. Bu mahkemeler, Kadastro Mahkemesinin 1987/40, 22, 23, 24 ve 91 E. sayılı dosyaları ile Sulh Hukuk Mahkemesinin 1986/47 E. sayılı dosyalarıdır...." ibareleri geçmektedir. Bu durumda, tüm dosya kapsamları ve belgeler ile "...henüz tapular alınamamış..." ibaresi gözetildiğinde anlaşmanın kadastro tespit tarihinden (06.05.1985) sonra, ancak kesinleşmeden (hükmen 11.02.1991) önce yapıldığı kanaatı oluşmaktadır. Mahkemece yapılacak araştırma ve inceleme sonucu böyle bir durumun saptanması halinde, somut olayda 3402 s.KK.nun 12/3. fıkrasının uygulama olanağının olmadığının düşünülmesi, iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak deliller ve anlaşma senedinin değerlendirilmesiyle sonuca ulaşılması gerekmektedir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK.nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK.nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 09.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.