13. Hukuk Dairesi 2013/4988 E. , 2013/8201 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların vekili olarak, Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesine ait 2010/516 esas sayılı kamulaştırma bedelinin tespiti davasını takip ettiğini, ancak davalılar tarafından haksız olarak azledildiğini, aralarındaki sözlü anlaşma gereğince 15.000,00 TL vekalet ücretinin de ödenmediğini ileri sürerek, 15.000,00 TL ücret alacağının, azil tarihi olan 27/01/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, azlin haklı olduğunu, davacı ile aralarında yazılı ya da sözlü herhangi bir ücret sözleşmesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, “azlin haksız olduğu, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmadığından, Avukatlık Kanununun 164/4. maddesi gereğince dava değerinin %10’u ile %20’si arasındaki bir ücretin ödenmesi gerektiği” belirtilerek, %10 üzerinden hesaplanan ücret üzerinden, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne, 15.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının, davalıya vekaleten takip etmiş olduğu kamulaştırma bedelinin tespit ve tescili davası nedeniyle mahkemece, yazılı ücret sözleşmesi mevcut olmadığından, Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre %10 üzerinden ücret takdiri ve taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Her ne kadar yazılı ücret sözleşmesinin bulunmaması halinde Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde “müdeabihin değerinin %10’u ile %20’si arasındaki bir ücretin” mahkemece tayin edileceği belirtilmişse de, Kamulaştırma Kanununun 31. maddesinin (e) bendinde ise, “kamulaştırma bedelinin tamamının veya bir kısmının avukat veya dava vekili veya onlar adına hareket edenlere ait olacağının kararlaştırılması”nın yasak ve suç sayılan bir eylem olduğu, aynı Kanunun 33. maddesinde de, 31. maddenin (e) bendine aykırı hareket edenler hakkında bir yıldan aşağı olmamak üzere hapis ve ağır para cezası öngörüldüğü açıkça yazılıdır. Bu durumda Kamulaştırma davaları ile ilgili olarak vekalet ücretinin belirlenmesi konusunda, özel kanun niteliğindeki Kamulaştırma Kanununun öncelikle uygulanması gerekeceğinden, kamulaştırma bedelinin tespit ve tesciline ilişkin bir davada, avukatlık ücretinin nispi (müddeabihin belli bir yüzdesi, %10, %20, %30 vb.) olarak kararlaştırılmasının, anılan yasa hükümleri gereğince yasak ve suç teşkil etmesi itibariyle geçersiz olduğunun kabulü gerekir.
Bu kabule göre, yazılı veya sözlü bir sözleşmenin bulunmaması halinde ödenmesi gereken vekalet ücreti miktarının, mahkemenin takdirine göre, dava değerinin %10’u ile %20’si arasında nispi (yüzde) olarak belirlenmesini öngören Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinin de, aynı şekilde kamulaştırma davaları yönünden uygulanması mümkün değildir. Aksine görüşün kabulü, başka bir ifadeyle “yazılı ücret sözleşmesi yapılmaması durumunda, Avukatlık Kanununun 164/4. maddesi gereğince, vekalet ücretinin dava değerinin %10’u ile %20’si arasındaki bir oran üzerinden belirlenebileceğini” kabul etmek, bu davalar yönünden ücretin nispi (yüzde) olarak belirlenmesini yasaklayan ve cezai müeyyide öngören Kamulaştırma Kanunun 31 (e) ve 33. maddelerine aykırılık teşkil edeceği gibi, genel olarak benimsenen sözleşme serbestisinin, kamu yararı düşüncesiyle sınırlandırıldığı istisnai hallerden biri olarak düzenlenen söz konusu bu yasa hükümlerinin ihdas amacına da aykırı olacaktır.
O halde açıklanan tüm bu nedenlerle, kamulaştırma bedelinin tespit ve tesciline ilişkin davada, avukatla müvekkili arasında yazılı bir sözleşme bulunmaması durumunda, avukata ödenmesi gereken vekalet ücretinin, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde öngörülen maktu ücret olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda da mahkemece, haksız olarak azledilen davacı avukatın, taraflar arasında yazılı bir ücret sözleşmesi mevcut olmaması nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde öngörülen maktu ücret üzerinden vekalet ücreti talep edebileceği kabul edilerek, bu miktarın davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle Avukatlık Kanununun 164/4. maddesine göre %10 üzerinden ücret hesabı yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : 1. bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.