12. Hukuk Dairesi 2018/14313 E. , 2019/3701 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, keşideci borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; senedin tanzim tarihinde tahrifat yapıldığı, tahrifattan önceki tanzim tarihine göre senedin süresinde ibraz edilmediğinden bahisle kambiyo vasfını yitirdiği ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, mahkemece, alacaklı ve borçlu vekillerinin yüzlerine karşı verilen 10.07.2018 tarihli kısa kararda, davanın kabulü ile ... 3. İcra Müdürlüğü"nün 2015/13713 E. sayılı takibin iptaline karar verildiği, taraflara tebliğ edilen gerekçeli karar da ise, davanın kabulü ile takibin devamına karar verildiği, 03.08.2018 tarihli tavzih kararı ile davanın kabulü ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.
HMK’nın 294/1. maddesinde, “Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür”, düzenlemesine;
Aynı kanunun 304/1. maddesinde, “Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re"sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir....”, hükmüne;
Yine aynı Kanunun 305. maddesinde de; “Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda anılan yasa hükümlerine ve Dairemiz ile Yargıtay’ın diğer Hukuk Daireleri ve Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik uygulamalarına göre, mahkemece esas hakkında karar verilmesiyle davadan el çekildiğinden, bu aşamadan sonra herhangi bir nedenle dosyanın ele alınarak tavzih yoluyla da olsa esasa ilişkin yeni bir karar verilmesi mümkün değildir. Yerel mahkemece, ancak Yargıtay’ca kararın bozulması halinde yeniden esas hakkında karar verilebilir. Mahkemece bu usule aykırı olacak şekilde tavzih yolu ile esas hakkında yeniden karar verilmesi yerinde değil ise de; bu hususta tarafların temyizi bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır.
Öte yandan, HMK"nın 294/3. maddesi gereğince hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Anılan Kanun"un 297/2. maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Diğer taraftan, HMK"nın 298/2. maddesinde de; gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa"nın 141. maddesi ile HMK."nın yukarıda değinilen emredici nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, re"sen gözetilmesi yasa ile hakime yüklenmiş bir görevdir.
Somut olayda, mahkemece kısa kararda takibin iptaline karar verildiği halde, gerekçeli kararda takibin devamına hükmedilmiştir; bu suretle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu çelişki tavzih kararı ile giderilebilecek nitelikte değildir.
Bu durumda, mahkemece HMK"nın 298/2. maddesine uygun olarak karar verilmek üzere usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366 ve HUMK’nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.