9. Hukuk Dairesi 2014/16633 E. , 2015/30061 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ücret alacağı, asgari geçim indirimi alacağı ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, fazla çalışma ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının hırsızlık yaptığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davalının iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı istemlerinin reddine, yıllık izin, fazla çalışma ulusal bayram ve genel tatil ücreti, ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarının kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalabilmesini ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır. Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu da incelemesi mümkün değildir.
Kısmi davada ise zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım kesilir. Henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımı işlemeye devam eder. Ancak kısmi davadaki miktar, kısmi davanın açıldığı dava tarihine göre geriye doğru belirlenen zamanaşımı süresini kapsar. Bakiye alacak talep edildiği tarihe göre, geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalıyor ise zamanaşımına uğramadığı kabul edilmelidir. Kısaca kısmi davadaki alacak miktarı belirlendiği tarihten itibaren öncelikle ileriye doğru gerçekleşen alacak için mahsup edilmeli, bakiye alacak ise ondan sonraki süreyi kapsamalıdır. İlk kısmi davada belirlenen alacak mahsup edildikten sonra bakiyenin talep edildiği tarihten geriye doğru zamanaşımı süresi içinde kalan alacak, alacaklı lehine hüküm altına alınmalıdır.
Dosya içeriğine göre kısmi olarak açılan davada davacı vekili bilirkişi hesap raporundan sonra ıslah sureti ile alacakları arttırmış ve davalı vekili ise ıslaha karşı süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Hüküm altına alınan ve 24.07.2008-10.09.2011 tarihlerini kapsayan fazla mesai ve tatil ücretleri ile asgari geçim indirimi kısmi olarak istenen miktar dışlandığında kalan kısmı 25.12.2013 tarihli ıslah tarihine göre geriye 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alındığında zamanaşımına uğrayan alacak vardır. Mahkemece ıslaha karşı zamanaşımı neden ile zamanaşımı itirazı üzerine ek rapor alınmadan, ıslah ile artırılan tüm miktarın hüküm altına alınması hatalıdır.
3- Ödeme belgesi hakkı ortadan kaldırdığından mahkemece her zaman dikkate alınması gerekir. Davalı vekili tarafından 09.10.2013 tarihinde verilen dilekçenin ekinde davacıya ücret ödemesi yapıldığına ilişkin ödeme belgeleri sunulmuştur. Mahkemece bu belgelere karşı davacı tarsafa diyecekleri sorulmalı, mahsubu gerekip gerekmediği belirlenmeli ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 27.10.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi.