
Esas No: 2021/334
Karar No: 2021/572
Karar Tarihi: 10.02.2021
Danıştay 12. Daire 2021/334 Esas 2021/572 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/334
Karar No : 2021/572
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı / …
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kocaeli İli, İzmit İlçesi, ... Mahallesi Camii İmam-Hatibi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(d) maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi’nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; soruşturma kapsamında, gerek tutulan tutanaklar gerek alınan ifadeler gerekse davacının ifadesi incelendiğinde, davacıya isnat edilen eylemin sübuta erdiği anlaşılmış olup, kaldı ki davacının oransal olarak görme özürlü olması ve evinin Gölcük İlçesi'nde bulunması ile ulaşım bakımından görev mahalinin Büyükşehir Belediye sınırları dahilinde olduğu dikkate alındığında, göreve devam konusunda davacının özürlü olduğunun kabulüne de olanak bulunmadığı, bu durumda, dava dosyadaki tüm bilgi ve belgeler karşısında, davacıya isnat edilen eyleminin sübuta erdiği anlaşılmış olup, davacının bu eylemine uygun olarak Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu kararda ve bu işlemin uygun görülmesine ilişkin işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; her ne kadar davacının göreve gelmediğine ilişkin olan ve cami cemaatinden kişiler, muhtar ve diğer kişilerin imzalarını muhteva eden tutanaklar soruşturmadan sonra tanzim edilmiş ise de, tutanaklara konu olan günlerde davacının göreve gelmediği hususu tutanaklarda imzası olan kişilerin sarih beyanlarıyla sübut bulmuş olup, bu nedenle söz konusu tutanakların gerçek fiili durumu yansıtması nedeniyle, davacının 2017 yılı içinde özürsüz olarak 59 gün göreve gelmediğinin sabit olması karşısında, bu yöndeki itirazlar yerinde görülmediği gerekçesiyle K... İdare Mahkemesi’nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı hakkında yapılan istinaf başvurusunun ifade edilen açıklamanın eklenmesi suretiyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, soruşturma açıldıktan sonra tutanak düzenlendiği, geriye dönük tutanaklar düzenlendiği, net olarak belli bir tarih sorulmadığı, göreve gelmediğine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı ve görme engeli olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının fiilinin sabit olduğu ve dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kocaeli İli, İzmit İlçesi, ... Mahallesi Camii İmam-Hatibi olarak görev yapan davacının, haftada iki veya üç gün görev yaptığı, diğer günler görevinde bulunmadığı, 19/03/2017 Pazar günü de görevinin başında olmadığı, mahalle halkının yoğun şikayet ettiği iddialarıyla davacı hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı, soruşturma neticesinde düzenlenen ... tarih ve ... sayılı disiplin soruşturma ile davacının iki yıl boyunca haftada iki veya üç gün görev yaptığı, her hafta cuma namazını kıldırdıktan sonra izinsiz görevinden ayrıldığı, her hafta cumartesi, pazar, salı günleri sürekli olarak görevde olmadığı, bazen çarşamba bazen perşembe günü görevine geldiği, diğer günler görevinde bulunmadığı, 19/03/2017 Pazar günü de görevinin başında olmadığı, hakkındaki iddiaların doğru olduğu (sadece 2017 yılı ölçü alındığında raporun ilgili bölümünde tarihleri tek tek belirtilen, tutanaklarda ve ifadelerde de görüldüğü üzere toplamda 59 gün göreve gelmediği), bu itibarla davacı hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125. maddesinin (E) bendinin (d) alt bendi gereği özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmediğinden dolayı Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği, bu teklif üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Disiplin Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı kararıyla Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bu kararın da Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı Oluruyla uygun görülmesi üzerine anılan cezanın iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/E-(d) maddesinde, "Özürsüz olarak bir yılda toplam 20 gün göreve gelmemek" fiili Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.
Bu bakımdan, disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, söz konusu soruşturmada memurun lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak ekleriyle birlikte bir soruşturma raporunun oluşturulması ve bu şekilde memurun hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut, hukuken kabul edilebilir ve delillerle şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ortaya konularak yetkili disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda; disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi; bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilmesi, soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olması, yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınmasının gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de gereğidir.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı hakkında haftada iki veya üç gün görev yaptığı, diğer günler görevinde bulunmadığı, 19/03/2017 Pazar günü de görevinin başında olmadığından, mahalle halkının şikayet etmesi üzerine ... tarih ve ... sayılı yazı ile davacı hakkında soruşturma yapmak için muhakkik görevlendirildiği ve bu tarih itibarıyla soruşturmaya başlanıldığı anlaşılmaktadır.
Yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen soruşturma raporu, ifadeler ve dava dosyasında yer alan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte incelenmesinden; davacının 01/01/2017 tarihinden 24/05/2017 tarihine kadar toplamda 62 gün göreve gelmediğine ilişkin olan ve cami cemaatinden kişiler, muhtar ve diğer kişilerin imzalarını muhteva eden 24/05/2017 (tutanakta sehven 24/05/2015 yazılmıştır.) tarihli tutanağın, soruşturma devam ederken geçmişe dönük tarihleri kapsayacak şekilde düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının göreve gelmediği günlere ilişkin olarak cami cemaatinden kişiler, muhtar ve diğer kişilerin imzalarını muhteva eden geçmişe dönük tarihleri kapsayacak şekilde düzenlenen tutanağın davacının görevine son verilmesine esas alınması da hukuken mümkün olmadığından, dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun belirtilen açıklamanın eklenmesi suretiyle reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun belirtilen açıklamanın eklenmesi suretiyle reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 10/02/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
