9. Hukuk Dairesi 2016/11812 E. , 2020/1106 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle; davacının davalı şirketin konfeksiyon mağazasında satış görevlisi olarak 02/06/1999 tarihinde işe başladığını, SSK girişinin 15/07/1999 da yapıldığını, 2008 yılından iş akdinin feshedildiği tarihe kadar iş yerinin anahtarının davacıya teslim edildiğini ve onun tarafından mağazanın açılıp kapatıldığını, davacının aylık ücretinin asgari ücretin iki katı ile aylık sattığı malların KDV si düşüldükten sonra kalan miktarın % 0,75 inin toplamı olup, 2013 yılından itibaren yemek ücreti verildiğini, davalı tarafından tek taraflı olarak davacının rızası olmaksızın 2014 yılında davacının ücretinin asgari ücret seviyesine düşürüldüğünü, davacının taleplerine rağmen ücretinin eski durumuna getirilmediğini, ücret düşürülmesi ve yaş hariç emeklilik koşullarının tamamlanması nedeniyle davacının 29/04/2014 tarihinde iş akdini feshettiğini, davacının pazar günleri hafta tatili yaptığını, haftanın diğer günlerinde ise saat 09:00 dan akşam ezanından yarım saat sonrasına kadar çalıştığını, dini bayramlara on gün kala hafta tatili yapmadan ve arife günleri de dahil olmak üzere aralıksız çalıştığını, bu dönemde sabah 09:00 dan akşam 23:00-24:00 e kadar çalıştığını, dini bayramlarda 1,5 gün dışında ve milli bayramlarda normal mesai saatleri arasında çalıştığını, davacının yıllık izinlerinin yarısını kullandığını, 2014 yılı Ocak, Şubat, Mart ayları ücretlerinin davalı tarafından düşürülerek eksik ödendiğinden ve Nisan ayı ücreti ise hiç ödenmediğinden ücret alacağı taleplerinin bulunduğunu iddia ederek; kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ödenmeyen ücret alacaklarının faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili özetle; davacının davalı işyerinde satış elemanı olarak çalıştığını, çalışma süresi boyunca işverenin güvenini kazanarak mağaza anahtarlarının kendisine verildiğini, ancak son dönemde iş yerinin geç açılması nedeni ile diğer çalışanlarla sorun yaşadığını, 2014 yılında tavrının daha da değiştiğini ve asli görevi olan satış görevlisi olarak müşterilerle dahi ilgilenmediğini, bu dönemde satış yapamadığından prime hak kazanamayan davacıya asgari ücret olan maaşının ödendiğini, davacıya tutumunu değiştirmesi için sözlü uyarı yapılmasına rağmen gerekli özeni göstermeyerek emeklilik nedeni ile işten ayrılma talebinde bulunduğunu, talebi doğrultusunda işlemler yapılarak kıdem tazminatı, ücretli izin alacakları ve Nisan 2014 maaşının ödendiğini, davacının asgari ücretle çalıştığını ve performansına bağlı olarak teşvik primi ödendiğini, teşvik primlerinin düzenli ve sabit olmadığını, her ayki performansına göre değerlendirildiğini, davacının ücret iddialarının doğru olmadığını, davalı şirketin tüm çalışanlarına ödemeleri banka hesaplarına yaptığını, davacının ücretinin asgari ücret seviyesine düşürülmediğini, davacının zaten asgari ücret alıp, performans yetersizliği nedeniyle teşvik primlerini almaya hak kazanamadığını, davacının fazla çalışma ücretlerinin bordrolarda gösterilerek ödendiğini, işyerinde bir saat yemek molası olduğunu, yıllık izin ücretlerinin hesaplanarak davacıya ödendiğini, dini bayramların ilk günleri çalışma olmayıp sonraki günler vardiyalı olarak çalışıldığını, 2014 yılı Ocak, Şubat, Mart aylarındaki ücretlerin düşük ödendiği iddiasının doğru olmadığını, davacının 2014 yılı Nisan ayı maaşının da hesabına yatırıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Satış temsilcileri genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışmaktadırlar. Prim, çalışanı özendirici ve ödüllendirici bir ücret ödemesi olup işverence işçiye garanti edilmiş bir temel ücretin üzerine belirli bir usule bağlı olarak ödenen ek bir ücrettir. İşverenin istek ve değerlendirmesine bağlı olabileceği gibi, sözleşme gereği olarak da verilebilir. Fazla mesai ise kural olarak 4857 sayılı İş Kanunu’na göre, kanunda yazılı şartlar çerçevesinde, haftalık 45 saati aşan çalışmalardır. İşçi fazla mesai yapsın yapmasın prim ödemesi var ise bu ek ücrete hak kazanır. Ancak ister gezerek, isterse işyerinde çalışsın satış temsilcisi mesaisi artıkça prim alacağı artacağından, bir anlamda yüzde usulü ile çalışması söz konusu olduğundan fazla çalışma ücretinin yüzde usulünde olduğu gibi sadece zamlı kısmının (% 50) hesaplanması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı dava dilekçesinde, işyerinde satış temsilcisi olarak çalıştığını ve fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek talepte bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda fazla mesai ücreti hesaplanırken, dosyada mübrez bir kısmı imzalı, bir kısmı imzasız ücret bordrolarında yer alan fazla mesai ücreti tahakkuklarının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla bilirkişinin hesap yöntemi hatalıdır.
Mahkemece yapılacak iş; fazla mesai tahakkuku bulunan imzalı bordro ayları dışlanarak, davacı satış temsilcisi olduğundan yukarıdaki ilke kararı doğrultusunda fazla mesai ücreti 0,5 katsayısı üzerinden hesaplandıktan sonra, yine aynı oranda karineye dayalı makul indirim yapılıp, imzasız ücret bordrolarında tahakkuk ettirilen fazla mesai ücreti tutarları hesaplanan (indirim yapılan) fazla mesai ücretinden mahsup edilerek sonuca gitmektir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
3-Davacı dava dilekçesinde; yıllık izinlerinin yarısını kullandığını, kalan izinlerini kullanmadığını ve karşılığı ücretlerinde ödenmediğini iddia etmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgere göre; davalı işveren tarafından fesihten sonra 02/06/2014 tarihinde davacının banka hesabına 1.425,00 TL yıllık izin ücreti ödendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının beyanı doğrultusunda yıllık izin ücreti 122 gün üzerinden resen hesaplanmış ise de, davalı tarafından yapılan bu ödeme mahsup edilmemiş, karar gerekçesinde de bu hususta bir açıklama yapılmamıştır. Dolayısıyla yıllık izin ücreti hesaplanırken, yine 122 gün üzerinden ve son çıplak brüt ücreti üzerinden hesaplama yapılarak, ödenen miktar brüte çevrilip mahsubu yapıldıktan sonra, ıslah dilekçesi yani davacının talebi de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-Hüküm altına alınan alacakların bir kısmının, net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK’nun 297/2. maddesine aykırı olduğunun ve infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F)Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 23.01.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.