9. Hukuk Dairesi 2015/27863 E. , 2015/29749 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı Şirkette satış genel müdür yardımcısı olarak görev yaptığını, işverence iş akdinin 06/06/2014 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, sebep olarak da "davalı şirketin yeniden yapılandırılması ile organizasyon yapısındaki değişiklik sonucu kadronun iptali" olarak gösterildiğini, bu sebebin geçerli bir sebep olmadığını, pozisyonun kaldırılması gibi bir sonuca gidilmediğini iddia ederek feshin geçersizliğine işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının işveren vekili yardımcısı olduğunu ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağını, çalıştığı şirketin reklam, pazarlama ve satış haklarını haiz olduğu ve mecra kuruluşlarından yedi adet derginin kapatılmasına ilişkin işletmesel karar alındığını, buna bağlı olarak gazete, dergi, matbaa, dağıtım ve holding kapsamında küçülmeye gidildiğini böylece şirket içinde yeniden yapılandırma yönünde karar alındığından davacının iş akdi işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden feshedildiğini, feshin usulüne uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, her ne kadar davacının iş akdi ""organizasyon sonucu satış birimlerinin birleştirilmesinden dolayı kadroların iptali"" sebep gösterilerek feshedilmiş ise de, bu sebeple iş akdinin feshedilebilmesi için işyerinde alınmış bir işletmesel kararın bulunması, bu karar ile istihdam fazlalığı meydana gelmesi gerektiği yine kararın tutarlı bir şekilde uygulanması ve feshe son çare olarak başvurulması gerektiği, ancak işyerinde bu yönde alınmış bir karar ve uygulama bulunmadığı anlaşılmakla; davalı işverenlikçe feshin geçerli bir sebeplere dayandığı ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri her şeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. (26.05.2008 gün ve 2007/35929 Esas, 2008/12484 Karar sayılı ilamımız).
Somut uyuşmazlıkta davacının, davalı işyerinde genel müdür yardımcısı olarak çalıştığı sabittir. Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden ve özellikle görev tanımından, davacının davalı Şirketin bütününü sevk ve idareye yetkili olduğu genel müdür olmadığından yetkisini kullandığı anlaşılmıştır. Bu durumda davacının işveren vekili yardımcısı olduğunun kabulü ile iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 266.00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre belirlenen 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 22.10.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.