
Esas No: 2016/8778
Karar No: 2021/905
Karar Tarihi: 11.02.2021
Danıştay 4. Daire 2016/8778 Esas 2021/905 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/8778
Karar No : 2021/905
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, sahte fatura kullandığından bahisle vergi inceleme raporuna dayanılarak re'sen tarh edilen 2011/3,4,5,6,11,12 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergileri ile kesilen özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; ihtilaflı dönemde davacı şirketin fatura aldığı … Vergi Dairesi mükellefi … Grup Org. Rek. Ltd. Şti ve … Vergi Dairesi mükellefi … ve … Vergi Dairesi mükellefi … Bilg. Elek. İnş. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının incelenmesinden; anılan mükelleflerin davacıya düzenlediği faturaların gerçek bir mal ve hizmet teslimi olmaksızın düzenlenen sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığından yapılan cezalı katma değer vergisi tarhiyatında resen takdir sebebinin gerçekleşmiş olduğu ancak davacının 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na eklenen geçici 85. madde hükmüne göre 197.000 USD karşılığı 400.000 TL’yi 29/11/2013 tarihinde … Bankası … Şubesine yatırıp bu tutara ilişkin olarak, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu Geçici 85. madde kapsamında "Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıklara İlişkin Vergi Beyannamesi" verdiği, beyan edilen matrah üzerinden hesaplanan vergiyi de aynı tarihte ödediği anlaşıldığından anılan kanun hükmünde belirtildiği üzere yabancı memleketlerde elde edilen kazançların beyan edilmesi halinde farklı gerekçelerle vergi incelemesi yapılması halinde tespit edilen matrahtan beyan edilen tutarın mahsup edileceğine ilişkin hükümden yararlandırılması gerektiği, ayrıca davalı idarece davacının varlık barışına ilişkin beyannamesi kabul edilerek hesaplanan vergi davacıdan tahsil edildiği ilgili prosedür işletilerek yasadan yararlandırıldığı dolayısıyla bu aşamada davacının yasadan yararlanıp yararlanamayacağının tartışma konusu yapılması mümkün bulunmadığından yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı, cezayı gerektiren unsurların olayda gerçekleşmediği anlaşıldığından kesilen özel usulsüzlük cezasında da yasal isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Vergi inceleme raporuna dayanılarak yapılan cezalı tarhiyatlarda ve kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka aykırılık bulunmadığından kabul kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'na 6486 sayılı Kanunun 13. maddesi ile eklenen Geçici 85.maddesine göre; gerçek veya tüzel kişilerce, 15/4/2013 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 31/7/2013 tarihine kadar Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyette bulunan bankalara veya 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca faaliyette bulunan aracı kurumlara bildirilir ya da vergi dairelerine beyan edilir. Birinci fıkrada sayılan kıymetler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilir.
Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde ise vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz. Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %2 oranında vergi tarh edilir ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir. Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan eder ve aynı sürede öderler. Bu fıkra ile üçüncü fıkraya göre ödenen vergi, hiçbir suretle gider yazılamaz ve başka bir vergiden mahsup edilemez. Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 1/1/2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri ile takdir komisyonu kararları uyarınca gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu madde kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılır. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi hâlinde mahsup edilecek matrah tutarı, %18 katma değer vergisi oranı dikkate alınarak hesaplanır.
Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi veya bu maddede yer alan diğer şartların yerine getirilememesi nedeniyle mahsup imkânından yararlanılamaması, vergi aslının gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca takip ve tahsiline engel teşkil etmez. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve iade edilmez. Bildirim ve beyana konu edilen varlıklarla ilgili olarak 213 sayılı Kanunun amortismanlara ilişkin hükümleri uygulanmaz. Bu varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmez.
Bildirildiği veya beyan edildiği hâlde, 15/4/2013 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunduğu kanaat verici belge ile tevsik edilemeyen para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar dolayısıyla beşinci fıkra hükmünden yararlanılamaz. Bildirim veya beyanın yapıldığı tarihi takip eden ay sonuna kadar Türkiye’ye getirilmeyen veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmeyen para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları dolayısıyla beşinci fıkra hükmünden yararlanılamaz..."hükmüne yer verilmiştir.
Yurt Dışındaki Bazı Varlıkların Ekonomiye Kazandırılması Hakkında 1 Seri no.lu Genel Tebliğ'in 1. maddesinde; 15/4/2013 tarihi itibarıyla gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunan ve yurt dışında bulunan para, döviz, altın, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazların bildirim veya beyana konu edilmesine ve bazı yurt dışı kazançların gelir veya kurumlar vergisinden istisna edilmesine ilişkin Gelir Vergisi Kanununun geçici 85. maddesinde yer alan düzenlemeye yönelik usul ve esaslara bu Tebliğde yer verildiği, 2. maddesinde, kanaat verici belge tabirinin, devlet tarafından veya devlet güvencesinde tutulan kayıt ve sicilleri; yurt dışındaki banka, banker, aracı kurumlar ve benzeri mali kurumlar, posta idaresi, noter gibi kurum ve kuruluşların kayıt ve belgelerini, Vergi Usul Kanununun ikinci kitabının üçüncü kısmında yer alan belgeler ve muadili belgeler ile bilgi değişiminde bulunulan yabancı ülkelerde yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik ya da konsoloslukları, yoksa mahallindeki Türk menfaatini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgeleri ifade ettiği belirtildikten sonra, maddede ayrıntılı olarak sayılan belgeler ile ilgili olarak ayrıca tasdik zorunluluğu bulunmadığı da belirtilmiştir. Bu belgelerin dışında, bilgi değişiminde bulunulan yabancı ülkelerde yetkili makamlardan alınarak mahallindeki Türk elçilik ya da konsoloslukları, yoksa mahallindeki Türk menfaatini koruyan ülkenin aynı nitelikteki temsilcileri tarafından tasdik olunan belgeler de kanaat verici belge olarak kabul edileceği, dolayısıyla, yukarıda belirtilen kayıt ve belgelerle gerçek veya tüzel kişilerce sahip olunan varlıklar arasında illiyet bağının kurulması ve 15/4/2013 tarihi itibarıyla, beyan edilen varlıkların ise yurt dışında bulunduğunun ispatının zorunlu olduğu, gerçek veya tüzel kişilerce madde kapsamında beyan edilen varlıklara ilişkin kanaat verici belgelerin gerektiğinde vergi incelemesine yetkili olanlara ibraz edilmek üzere zamanaşımı süresince saklanması gerektiği düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirket adına düzenlenen vergi inceleme raporuyla; davacının, hakkında sahte belge düzenlemekten vergi tekniği raporu tanzim edilmiş olan … Bilg. Elek. İnş. Ltd. Şti., Defne Grup Org. Rek. Ltd. Şti ve …’dan aldığı faturalar nedeniyle vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarının yapıldığı ve özel usulsüzlük cezasının kesildiği, Mahkemece; anılan mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının incelenmesinden; davacıya ihtilaflı dönemde düzenlenen faturaların gerçek mal ve hizmet teslimine dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığı ancak olayda, davacının 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununa eklenen geçici 85. madde hükmüne göre 197.000 USD karşılığı 400.000 TL’yi yurt dışından Türkiye’ye getirdiği; anılan tutarı 29/11/2013 tarihinde … Bankası … Şubesine yatırıp bu tutara ilişkin olarak, 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu Geçici 85. madde kapsamında "Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıklara İlişkin Vergi Beyannamesi" verdiği, beyan edilen matrah üzerinden hesaplanan 8.026,25 TL vergiyi tebliğ alındısı ile 29/11/2013 tarihinde ödediği, bu durumda 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunun Geçici 85. maddesinde belirtildiği üzere yabancı memleketlerde elde edilen kazançların beyan edilmesi halinde farklı gerekçelerle vergi incelemesi yapılması halinde tespit edilen matrahtan beyan edilen tutarın mahsup edileceğine ilişkin hükümden yararlandırılması gerektiğinden bahisle davanın kabulü yönünde karar verilmişse de davacı adına düzenlenen vergi inceleme raporunda, davacı kurumun, vergi incelemesi sonucunda katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkının, madde kapsamında beyan edilen tutardan, mahsup edilebilmesinin koşulunun, yurt dışından şirket adına getirildiği iddia edilen 197.000 USD'nin 15/04/2013 tarihi itibarıyla yurt dışında bulunduğunun ve şirket adına getirildiğinin veya transfer edildiğinin kanaat verici belgelerle ispat edilmesi koşuluna bağlı olduğu yasa ve ilgili tebliğle düzenlenmesine karşın olayda, davacı şirket, anılan Kanun kapsamında; 197.000 USD için beyanda bulunup, beyan edilen matrah üzerinden hesaplanan vergisini ödemiş, defterlerine kaydetmiş, mevzuatta yer alan bazı koşulları yerine getirmiş ise de söz konusu paranın kendisine veya şirkete ait olduğunu ve 15/04/2013 tarihi itibariyle yurt dışında bulunduğunu gösteren, kanaat verici herhangi bir belgeyi incelemeye ibraz edemeyen davacı şirketin mezkur yasadan yararlandırılamayacağı açıktır.
Bu nedenle olayda, anılan mükelleflerden alışlarının sahte belgelerle belgelendirildiği haklarında düzenlenen vergi tekniği raporlarıyla ortaya konulan mükelleflerce düzenlenen faturalar nedeniyle yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığından temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
