
Esas No: 2015/1408
Karar No: 2021/435
Karar Tarihi: 11.02.2021
Danıştay 10. Daire 2015/1408 Esas 2021/435 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2015/1408
Karar No : 2021/435
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : Kendi adına asaleten ... ve ... adına velayeten ...
VEKİLLERİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Başkanlığı
VEKİLİ : ...
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, yakınları olan ...'ın Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı Edirne Bölge Müdürlüğünde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (C) fıkrası kapsamında geçici personel statüsünde görev yapmakta iken sağlık durumu göz önüne alınmadan davalı idarece kurumun hizmet binasında gece vaktinde bekçi olarak görevlendirildiği iddiasıyla 18/04/2012 tarihinde görevi başında vefat etmesi sebebiyle uğradıkları ileri sürülen zararlara karşılık toplam 100.000,00 TL maddi (eş ... için 40.000,00 TL, çocukları ... için 30.000,00 TL ve ... için 30.000,00 TL) ve 100.000,00 TL manevi (eş ... için 50.000,00 TL, çocukları ... için 25.000 TL ve çocuk ... için 25.00,000 TL) tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; davacının istihdamının dayanağı olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4 üncü maddesinin (C) fıkrasında, geçici personel, bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimseler olarak tanımlandığından, ...'ın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında 'işçi' olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla müteveffanın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında 'işçi' olmaması sebebiyle, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 69. maddesinin ölüm olayının gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 4. fıkrasında yer alan "Gece çalıştırılacak işçilerin sağlık durumlarının gece çalışmasına uygun olduğu, işe başlamadan önce alınacak sağlık raporu ile belgelenir. Gece çalıştırılan işçiler en geç iki yılda bir defa işveren tarafından periyodik sağlık kontrolünden geçirilirler." kurallarının dava konusu olayda uygulanabilmesi yahut idarenin söz konusu kurallara uygun hareket etmek zorunda olduğundan bahsedilebilmesinin olanaklı olmadığı, davacıların 4857 sayılı İş Kanunu'nun 69. maddesinin ölüm olayının gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 4. fıkrasına müsnenit iddialarına itibar edilmediği gibi, idarenin söz konusu düzenlemeye uygun hareket etmediğinden hareketle ...'ın ölüm olayından idareyi sorumlu tutan Sosyal Güvenlik Kurumu Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı'nın inceleme raporunun da muteber görülmediği, öte yandan, müteveffanın istihdamının dayanağı olan ve 28/12/2011 tarihli, 2011/2634 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan 'Türkiye İstatistik Kurumunda 2012 Yılında Geçici Personel Çalıştırılması İle Kurum Dışından Görevlendirilecek Kamu Personeline İlişkin Usul ve Esasların Belirlenmesi ve Ödenecek Ücretlere Dair Karar'ın 1. maddesinde, geçici personel olarak çalıştırılanların, hane halkı araştırmaları, iş yeri araştırmaları, kurum ve kuruluşlardan bilgi derlenmesini amaçlayan araştırmalarla 2012 yılında yapılacak olan alan uygulamalarında veri derleme, değerlendirme ve benzeri işlerin yanında 'diğer hizmetler'de de çalıştırılabileceği ve müteveffanın 2012 yılı için imzaladığı hizmet sözleşmesinde de aynı hususun kabul edilmesi karşısında, 'diğer hizmetler' ibaresi kapsamında davalı idarenin hizmet binasında gece bekçisi olarak çalıştırılmasının mümkün ve hukuka uygun olduğunun değerlendirildiği, netice olarak, müteveffanın 18/04/2012 tarihinde görevi başında vefat etmesi olayında davalı idareye atf-ı kabil bir hizmet kusuru ve uğranılan zarar ile idareye atf-ı kabil bir eylem yahut eylemsizlik arasında illiyet bağı tespit edilemediğinden davalı idarenin ...'ın vefatından kusursuz olarak sorumlu tutulmasını gerektiren bir şart ve durum da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, davalı idarece gerekli sağlık önlemlerini almadan müteveffanın çalıştırıldığı, gece nöbeti sırasında rahatsızlandığından kendisine tıbbi yardımda bulunulmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, ölüm olayı sebebiyle kendilerine peşin sermaye değerli gelir bağlandığı ve anılan Kurum tarafından davalı idareye karşı rücu davası açıldığı, dolayısıyla ölüm olayında davalı idarenin kusurlu bulunduğu, aleyhlerine hükmedilen nispi vekalet ücretinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, ölüm olayında hizmet kusuru bulunmadığı ve hükmedilen vekalet ücretinde mevzuata aykırı bir durum bulunmadığı, bu nedenle davacıların temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Davanın Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın davanın reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz İstemine Konu Mahkeme Kararının, Reddedilen Maddi Tazminat Nedeniyle Davalı İdare Lehine Nispi Vekâlet Ücretine Hükmedilmesine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa Danıştay'ın kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
28/12/2013 tarih ve 28865 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve Mahkeme kararı tarihi itibarıyla uyuşmazlığa uygulanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 12. maddesinde; "(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. " hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde ise; "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." düzenlemesi yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, toplam 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevi tazminat istemiyle açılmıştır. İdare Mahkemesince, davanın reddine ve reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri için ayrı ayrı hesaplandığı belirtilerek toplam 11.900,00 TL vekalet ücretinin davacılar tarafından davalı idareye ödenmesine karar verildiği görülmektedir.
Manevi tazminat talebiyle açılan davalarda, Tarifenin 10. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davanın tamamen reddi durumunda avukatlık ücretinin Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı, 4. fıkrası uyarınca ise manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedileceği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Maddi tazminat talebiyle açılan davalarda ise, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi, açılan tazminat davasını davacılar açısından anlamsız hale getirmekte, bazı olaylarda ise, davacıların dava açılmadan önceki durumundan daha kötü bir duruma girmesine neden olmakta, bu durum, gerek Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararlarında gerekse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak değerlendirilmektedir. Tümden ret ya da kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusunda Tarifenin 10. maddesinin 2. ve 3. fıkralarına paralel bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, reddedilen maddi tazminatın Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceğine ilişkin Tarife hükmünün ihmal edilmesi, hakkaniyete daha uygun olacaktır.
Yukarıda yer alan açıklamalar uyarınca, İdare Mahkemesince, tamamı reddedilen maddi tazminat yönünden davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Bu durumda; reddedilen maddi tazminat talebi yönünden davalı idare lehine Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı işler için maktu olarak belirlenen 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden, Mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan "maddi ve manevi tazminat talepleri için ayrı ayrı hesaplanan toplam 11.900,00 TL avukatlık ücretinin" ibaresinin "Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat yönünden maktu olarak duruşmalı işler için belirlenen 1.500,00 TL ve reddedilen manevi tazminat yönünden 1.500,00 TL avukatlık ücretinin" olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
1.Davacıların davanın esasına ilişkin temyiz isteminin reddine, vekalet ücretine ilişkin temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının hüküm fıkrasında yer alan "maddi ve manevi tazminat talepleri için ayrı ayrı hesaplanan toplam 11.900,00 TL avukatlık ücretinin " ibaresinin "Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen maddi tazminat yönünden maktu olarak duruşmalı işler için belirlenen 1.500,00 TL ve reddedilen manevi tazminat yönünden 1.500,00 TL avukatlık ücretinin" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/02/2021 tarihinde temyize konu Mahkeme kararının davanın reddine ilişkin kısmı yönünden oy birliğiyle, reddedilen maddi tazminat nedeniyle davalı idare lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden oy çokluğuyla karar verildi.
(X)-KARŞI OY :
Temyiz istemine konu Mahkeme kararında, davacıların maddi tazminat taleplerinin reddi nedeniyle davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamakta olup, bu husus, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasını gerektiren, "yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hata ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlık" kapsamında bulunmayıp; anılan maddenin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca kararın bozulmasını gerektiren "hukuka aykırılık" teşkil ettiğinden, İdare Mahkemesi kararının bu kısmının, Mahkemece yeniden bir karar verilmek üzere bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına bu yönden katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
