Abaküs Yazılım
2. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/7129
Karar No: 2014/16701

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/7129 Esas 2014/16701 Karar Sayılı İlamı

2. Hukuk Dairesi         2014/7129 E.  ,  2014/16701 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kuşadası 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
    TARİHİ :8.11.2013
    NUMARASI :Esas no:2012/160 Karar no:2013/539

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
    1-Tarafların, reddedilen boşanma davalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davalı-davacı koca, karşı dava dilekçesinde altı tanık ismi bildirmiştir. Mahkemece, 07.12.2012 tarihli celsede, taraflara üçü geçmemek üzere tanık bildirmelerine yönelik süre verilmesine dair ara karar oluşturulması nedeniyle davalı-davacı kocanın bildirdiği bu tanıkların üç tanesi dinlenmiştir. Hakkın suistimali niteliğinde olmadıkça tanık adedini hakim belirleyemez. Bu nedenle davalı-davacı kocanın tanık bildirme hakkını sınırlar nitelikteki bu ara kararı sonuç doğurmaz. Ayrıca davacı-davalı kadının bildirdiği tanıklardan A.. F.."ya davetiye tebliğ edilmiş ancak davacı-davalı kadın, bu tanığının dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği halde davacı-davalının bu tanığı dinlenmeden hüküm kurulmuştur. O halde mahkemece, davacı-davalı kadının tanığı A.. F.. ve davalı-davacı kocanın tanıkları M. U., S. S.l, Y. S., Hukuk Muhakemeleri Kanununun 243, 244 ve 245. maddeleri gereğince usulüne uygun şekilde celbedilip, dinlenip, tarafların boşanma davaları hakkında, tüm deliller birlikte değerlendirilip karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile her iki davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    2-Davacı-davalı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Davalı-davacı koca, 10.07.2012 tarihli dilekçesinde "düğünde takılan takı ve paraları, işsiz kaldığımız dönemde ihtiyaçlar için kullandık" şeklinde beyanda bulunmuş böylelikle düğünde takılan ziynet ve paraların ev ihtiyaçları için bozdurulduğunu kabul etmiştir. Davalı-davacı koca, bu ziynet ve paraların, eşi tarafından kendisine iade edilmemek üzere verildiğini de ispatlayamadığına göre, davacı-davalı kadının ziynet alacağı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda l. ve 2. bentlerde gösterilen gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 1.bentte oybirliğiyle 2. bentte oyçokluğuyla karar verildi. 08.09.2014 (Pzt.)
    KARŞI OY YAZISI
    Dava konusu edilen ziynet eşyalarının, davacı-davalının rızası ile müşterek evin ihtiyaçları için bozdurulup harcındığı davalı-davacı koca tarafından kabul edilmiştir. Evlilik birliği içerisinde davalı-davacı koca tarafından müşterek giderler için bozdurulan ziynet eşyalarının davacı-davalı kadının rızası ile bozdurulduğunun kabul edilmesi gerekir.
    Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesine göre “Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.” Türk Medeni Kanunu prensip olarak kadın erkek eşitliğini kabul etmiş bu nedenle de “eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılacaklarını” hüküm altına almıştır. Öte yandan “Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.” (TMK. md. 185/3)
    Türk Medeni Kanunun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Somut olayda ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin özel bir düzenleme yoktur. Bu nedenle ispat yüküne ilişkin genel kuraldan ayrılmayı gerektirecek bir sebepte bulunmamaktadır.
    Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev’i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davaci-davalı eş için aynı zamanda bir yükümlülükdür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı-davalı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı-davalı kadının kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı-davacı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir.
    Davacı-davalı kadın evlilik birliği içerisinde ailenin ortak giderleri için malvarlığından rızasıyla yaptığı katkıyı geri isteyemez. Davacı-davalı kadının bu katkıyı kendisine ait ziynet eşyalarını bozdurarak yapmış olması sonucu değiştirmez. Türk Medeni Kanununun 186/3. maddesinin somut olayda uygulanmamasını gerektirecek bir hukuki gerekçede yoktur.
    Bu sebeple mahkemenin kurmuş olduğu ret hükmü sonucu itibarıyla doğru olduğundan ziynetlere yönelik hükmün onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi