9. Hukuk Dairesi 2015/28822 E. , 2015/29259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı ile ücret , hafta tatili ücreti, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, iş akti davalı tarafından haksız feshedilen davacının haftanın 7 günü 08:00-18:00 saatleri arasında çalıştığını, ancak akşam 18:00"den sonra işi en erken saat 21:00"de bırakacak şekilde sürekli çalıştığını, yine 19 gün de davacıya çay ocağında çaycılık yaptırılarak davacının 07:00-18:00 saatleri arasında farklı işte çalıştırıldığını, fazla mesai ücretleri ile sair bir kısım işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek ihbar tazminatı, ücret, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarını istemiştir.
B)Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, davacının 2012 yılı Mart ayından itibaren fazla mesai yaptığını, fazla mesai ücretlerinin bordrolara yansıtılarak ödendiğini, iddia ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir..
C)Yerel Mahkeme kararının özeti:
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
D)Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E)Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bir işyerinde işin düzenlenmesine ilişkin özellikle mesai saatleri yönünden işçilerin görev tanımları veya yaptıkları işinin niteliği gerektirmediği sürece aynı zaman aralığında çalıştıklarının kabulü gerekir. Aynı işyerinde mesai saatlerinin farklı belirlenmesi kural olarak yerinde değildir. Somut olayda, fazla mesai ücreti açısından, aynı konuda dava açan ve aynı işyerinde çalışan diğer işçilerin açtığı davalarda çalışma saatleri farklı belirlenmiştir. Eğer, davacının işyerindeki diğer işçilerden farklı mesai saatleri olduğu tespit edilir ise, bunun gerekçesinin denetime elverişli, açık ve net bir şekilde Mahkeme kararında yer alması gerekmektedir. Bu nedenle dava açan diğer işçilere ait dosyalar ile birlikte değerlendirmeye tabi tutularak, çalışma saatleri belirlenip, varsa fazla mesai alacaklarının hüküm altına alınması gerektiğinin düşünülmemesi hatalıdır.
3. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Dosya içeriğine göre, bodrolarda fazla mesai ücreti ödemesi görülmektedir. İmzalı bordrolar gibi imza olmasa bile fazla mesai ücretinin banka kanalı ile ihtirazi kayıtsız şekilde ödendiği anlaşılan bordro dönemleri açısından, davacının fazla mesai ücreti belirlendiği takdirde bu ayların dışlanıp dışlanmayacağı, ödenen fazla mesailerin mahsubu gerekip gerekmeyeceği tartışılmalı ve sonucuna göre fark fazla mesai ücretinden kaynaklanan bakiyesi hüküm altına alınmalıdır. Bordrosu bulunmayan veya fazla mesai ücreti ödendiği ispatlanamayan ayların tespiti halinde ise bu aylar için bordrolar gözetilmeksizin, delillere göre sübut bulan fazla mesai çalışması varsa davalı lehine hükmedilen miktar ve takdiri indirim oranı konusundaki usulü müktesep hak da korunarak, karşılığı ücret hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır.
4-Dava tarihinin 23/07/2012 olmasına rağmen gerekçeli kararda 30/04/2015 olarak yazılması Mahkemesi tarafından her zaman düzeltilebilecek bir maddi hata kabul edilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
F)SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeplerden BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20/10/2015 gününde oybirliği ile karar verildi.