
Esas No: 2019/2114
Karar No: 2021/967
Karar Tarihi: 11.02.2021
Danıştay 7. Daire 2019/2114 Esas 2021/967 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2114
Karar No : 2021/967
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü) ...
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Madeni Yağ İmalatı Toptan ve Perakende Satış Pazarlama İnşaat Nakliye Turizm Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı şirkete ait 2013 yılının Ağustos (2.), Eylül ilâ Ekim aylarının (1.) ve (2.); 2014 yılının Ocak ve Şubat aylarının (1.) dönemlerine ait özel tüketim vergileri, vergi ziyaı cezaları ve gecikme faizlerinden oluşan kamu alacaklarının korunması amacıyla alınan ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk kararları ile teminat istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda, davacı hakkında yapılan vergi incelemesinin tamamlanması üzerine yapılan tarhiyatlara ilişkin vergi/ceza ihbarnamelerinin davacıya tebliğ edilmesinden sonra davacı hakkında ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararlarının alındığının ve teminat istenilmesine ilişkin işlemin tesis edildiğinin görüldüğü, ihtiyati haciz kararının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 13. maddesinin 1. fıkrasının 1. bendi uyarınca alındığı anlaşılmış olup, anılan Kanun'da yer alan teminat isteme, ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk işlemlerinin kamu alacağının cebren tahsil ve takip usulleri olmadığı, icrai muamelelere başlamadan önce kamu alacağını korumaya yönelik işlemler olduğu göz önüne alındığında, vergi incelemesi tamamlanarak yapılan tarhiyatlara ilişkin vergi/ceza ihbarnameleri tebliğ edildikten sonra anılan hüküm uyarınca ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alınmasına ve teminat istenmesine yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı hakkında yapılan inceleme sonucunda düzenlenen vergi tekniği raporlarında, müstahzar ve akışkanlığı düzenleyici madde üretmek taahhüdüyle ilgili dönemlerde ithal edilen ve yurt içinden indirimli orana tabi özel tüketim vergisi uygulanarak alınan ham maddelerin müstahzar üretiminde kullanılmadığı, teslim edilen ürünlerin doğrudan veya basit bir karışımla yoğunluğu değiştirilmiş baz yağı olduğu tespit edildiğinden, vergi ziyaına sebep olunduğunun ortaya konulduğu, yapılan tarhiyatlar dava konusu edildiğinden, tahsilat aşamasına geçilemediği ve kamu alacağını güvence altına almak amacıyla dava konusu işlemlerin tesis edildiği, ayrıca 6183 sayılı Kanun'da tarhiyat yapılması halinde ihtiyati haciz ve ihtiyati tahakkuk uygulanamayacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : 6183 sayılı Kanun'un birinci kısmının "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı ikinci bölümünde yer alan teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz müesseseleri, amme alacağının tahsil imkansızlığına geçici bir koruma önlemi olarak öngörülmüş ve kanunda belirtilen koşulların varlığı halinde cebren takip safhasına kadar her zaman başvurulabilecektir. Bu itibarla, vergi incelemesi tamamlandıktan sonra da teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve haciz işlemleri tesis edilebileceğinden, dava konusu olayda, teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve haciz uygulanmasına ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yukarıda yer verilen gerekçe ile dava konusu işlemleri iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dosyasının incelenmesinden; davacının 2013 ve 2014 takvim yıllarına ait hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesi hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporuyla, özel tüketim vergisi indiriminden yararlanılmak suretiyle gerek yurt içinden, gerekse ithalatçı firmalar aracılığıyla satın alınan baz yağın, amacı dışında, olduğu gibi veya basit karışımlar halinde doğrudan ya da ilişkili aracı firmalar vasıtasıyla piyasaya sürüldüğü, bu nedenle 2013 yılının Ağustos (2.), Eylül ilâ Ekim aylarının (1.) ve (2.); 2014 yılının Ocak ve Şubat aylarının (1.) dönemleri için düzenlenen satış faturalarına konu edilen ürünlerin gerçekte üretilmediği ve satılmadığı tespit edildiğinden ve satış faturalarının tamamının muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğundan bahisle anılan dönemler için davacı adına re'sen salınan cezalı özel tüketim vergilerine ilişkin vergi ve ceza ihbarnamelerinin davacıya tebliğ edildiği,Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 9, 10, 13 ve 17. maddeleri uyarınca tesis edilen ihtiyati haciz, ihtiyati tahakkuk ve teminat istenilmesine ilişkin işleminlerin iptali istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 9. maddesinin birinci fıkrasında, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 344. maddesi uyarınca vergi ziyaı cezası kesilmesini gerektiren haller ile 359. maddesinde sayılan hallere temas eden bir amme alacağının salınması için gerekli muamelelere başlanmış olduğu takdirde vergi incelemesine yetkili memurlarca yapılan ilk hesaplamalara göre belirlenen miktar üzerinden tahsil dairelerince teminat isteneceği belirtilmiş; 10. maddesinin ikinci fıkrasında, borç miktarının artması durumunda teminatın tamamlanmasının veya yerine başka teminat gösterilmesinin isteneceği ifade edilmiştir.
Aynı Kanun'un 13. maddesinde ihtiyati haczin, maddede yedi bent halinde belirtilen durumlardan herhangi birinin mevcudiyeti halinde hiçbir müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne suretle yapılacağına dair hükümlere göre derhal tatbik olunacağı düzenlenmiş; maddenin (1) numaralı bendinde, Kanun'un 9. maddesi gereğince teminat istenmesini mucip hallerin mevcut olması, (3) numaralı bendinde ise borçlunun kaçmış olması veya kaçması, mallarını kaçırması ve hileli yollara sapması ihtimalinin bulunması ihtiyati haciz kararı alınması gerektiren durum olarak öngörülmüştür.
6183 sayılı Kanun'un 17. maddesinde ise, 13. maddenin 1, 2, 3 ve 5. bentlerinde yazılı ihtiyati haciz sebeplerinden birisinin mevcut olması, mükellef hakkında 110. madde gereğince takibata girişilmesi, teşebbüsün muvazaalı olduğu ve hakikatte başkasına aidiyeti hakkında delil elde edilmesi hallerinden birinin varlığı halinde vergi dairesi müdürünün yazılı talebi üzerine defterdar ve/veya vergi dairesi başkanının, mükellefin henüz tahakkuk etmemiş vergi ve resimlerinden Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilecek olanlarla bunların zam ve cezalarının derhal tahakkuk ettirilmesi hususunda yazılı emir verebileceği hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
6183 sayılı Amme Alacakları Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un yukarıda yer verilen 9. maddesine göre, vergi ziyaı cezası veya vergi kaçakçılığı cezasını gerektiren fiillerden birinin işlendiği kanaatine varılması halinde ilk hesaplara göre belirlenen miktar üzerinden ilgiliden teminat istenebilmesi ve dolayısıyla ilgili hakkında 6183 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca ihtiyati haciz kararı alınabilmesi mümkündür. Kanun koyucu, madde metninde teminat istenebilmesi için gerekli olan koşulları belirtmiş olup, teminat istemenin zamanı hakkında sadece zamanın başlaması noktasında belirlemede bulunmuştur. Buna göre, vergi incelemesine yetkili memurca yapılan ilk hesaplara göre miktar belirlendiği zaman, bu belirlenen miktar için teminat istenebilecektir. Madde metninde, bu hesaplamadan sonraki herhangi bir zamanda teminat istenemeyeceğine yönelik bir sınırlama yer almamaktadır. Nitekim, ilk inceleme tamamlanmadan dahi, ilk belirlemelere göre istenebilen teminatın, hesaplamalar tamamlandıktan sonra daha gerçekçi miktarlar üzerinden istenebileceği açıktır. Anılan maddede, teminatın istenme zamanına yönelik bir sınırlama getirilmediği gibi, 6183 sayılı Kanun'un devam eden 10. maddesinin 2. fıkrası uyarınca borç miktarının artması durumunda teminatın tamamlanması veya yerine başka teminat gösterilmesinin isteneceği hususu düzenlenmiştir. Borç miktarının artması ise, kamu alacağının gerçek tutarının miktar itibarıyla tespiti halinde, diğer bir ifade ile tarh edilmesi sonucu ortaya çıkabilir. Buradan, kamu alacağının korunmasına yönelik geçici tedbir mahiyetinde olan teminat isteme ile ihtiyati haciz ve tahakkuk müesseselerine, esasen alacağın var olduğu ve tahsili noktasında risk barındırdığı sürece başvurulabileceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu bakımdan, 6183 sayılı Kanun'un birinci kısmının "Amme Alacaklarının Korunması" başlıklı ikinci bölümünde yer alan teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz müesseseleri, amme alacağının tahsil imkansızlığına geçici bir koruma önlemi olarak öngörülmüş ve kanunda belirtilen koşulların varlığı halinde cebren takip safhasına kadar her zaman başvurulabilecek olup, Kanun'da açıkça öngörülmeyen süre sınırlamasının uygulanması, anılan müesseselerinin amacına ve bizatihi konuya ilişkin yer verilen yasal düzenlemelere aykırılık teşkil edecektir.
Bu itibarla, vergi incelemesi tamamlandıktan sonra da teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve haciz işlemleri tesis edilebileceğinden, dava konusu olayda, teminat isteme, ihtiyati tahakkuk ve haciz uygulanmasına ilişkin koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yönünden yapılacak yargılama sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yukarıda yer verilen gerekçe ile dava konusu işlemleri iptal eden mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararda isabet bulunmamıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 11/02/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
