8. Hukuk Dairesi 2010/7212 E. , 2011/2855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu İptali, Tescil ve alacak
Davacı-karşı davalı ... ile davalı-karşı davacı ... Sancaktar aralarındaki tapu iptali, tescil ve alacak davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Pendik 2. Aile Mahkemesinden verilen 17.09.2010 gün ve 741/840 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 10.05.2011 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı ... Sancaktar vekili Avukat ...ve karşı taraftan davalı ... vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen dava konusu taşınmazların edinilmelerinde vekil edeninin yurtdışında çalışmalarından elde ettiği gelirlerin kullanıldığını, davalının herhangi bir geliri bulunmadığını, ayrıca davalının döviz hesabında bulunan paranın tamamının da vekil edenine ait olduğunu, tüm ödemeleri vekil edeninin yapmasına rağmen tapuların davalı adına bulunması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak taşınmazlar ve binalar bakımından 250.000 TL bankadaki para bakımından 100.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Sancaktar vekili, taşınmazlar ve bankadaki paranın vekil edenine ait çalışma ile elde edilen gelir, ailesinin yardımları ve hediye altınların satışı ile elde edilen parayla elde edildiğini, evlilik içinde satın alınarak davacı adına tapuya kaydedilen tüm taşınmazları sattığını, bankadaki paralarını çekerek hesaplarını kapattığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacının uzun yıllar yurtdışında çalıştığı ve elde ettiği gelirlerle dava konusu malların edinildiği, banka hesabındaki paranın da davacının geliri ile oluşturulduğu, davalının 22.7.1988 tarihinden sonra herhangi bir çalışması olmadığı, aldığı kıdem tazminatının mahkeme kararı ile iade edildiği, davalının 2002 yılı öncesindeki alımlarda katkısını ispat edemediği, 2002 yılı sonrası edinilen mallar bakımından ise kadının yarı oranda yasal hakkı bulunduğu gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulüne, davacının 697 ada 92 parsel üzerindeki 14 nolu bağımsız bölüm için 325.000 TL 3974 parsel üzerindeki 18 nolu asma katlı işyeri için 130.000 TL Altınova’daki 39 nolu villa için 200.000 TL 40 nolu villa için 170.000 TL değer artış payı ve davalının Ziraat Bankasındaki hesabında bulunan 100.000 TL’nin yarısı 50.000 TL katılma alacağı olduğu kabul edilerek taleple bağlı kalınmak suretiyle 300.000 TL’nin dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline,davacının fazlaya dair istemlerinin saklı tutulmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 1.7.1988 tarihinde evlenmişler, Emine’nin 16.5.2005 tarihinde açtığı dava sonunda boşanmışlar ve karar 26.11.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Başka mal rejimi seçilmediğinden; taraflar arasında evlilik tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM.nin 170. m.), 1.1.2002 tarihinden mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı 16.5.2005 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. 202 ve 4722 s.Yürürlük K.m.10/1.m). Dava konusu taşınmazlardan 697 ada 92 parsel üzerindeki 14 nolu bağımsız bölüm 16.11.1996, 3974 parsel üzerindeki 18 nolu asma katlı işyeri 13.4.2004, Altınova’da bulunan 39 nolu yazlık villa 2.9.2001 ve 40 nolu yazlık villa ise 3.12.1998 tarihinde satın alınarak davalı kadın adına tapuya kaydedilmişlerdir. Dava konusu Ziraat Bankasındaki davalı kadın adına bulunan hesaptaki dövizin ise boşanma davası açıldığı tarihte 62.316 euro olduğu ve 23.6.2005 tarihinde çekilerek hesabın kapatıldığı anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre davacının talebinin mahkemenin de kabulünde olduğu üzere 3974 parsel üzerindeki 18 nolu asma katlı işyeri ile davalı adına banka hesabındaki döviz bakımından katılma alacağı (TMK.m.231), diğer 14 nolu mesken, 39 ve 40 nolu villalar bakımından ise, katkı payı alacağı niteliğinde olduğu konusunda duraksamamak gerekir.
Edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin olarak bu rejimden kaynaklanan artık değer üzerindeki katılma alacağı istenebilir. Dava konusu 3974 parsel üzerindeki 18 nolu asma katlı işyeri ile davalı adına banka hesabındaki döviz bakımından davalı adına edinme tarihlerinin evlilik birliği içinde ve 1.1.2002 tarihinden sonra olduğuna, davalı tarafından aksi yani kişisel mal oldukları ispatlanamadığına göre edinilmiş mal olarak kabulü doğrudur. (TMK.nun 222/3.m.) Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, TMK.nun 222/3. maddesi gereğince aksi kanıtlanıncaya kadar edinilmiş mal niteliğinde kabulü gereken 18 nolu asma katlı işyeri ile banka hesabındaki 100.000 TL olarak taraflarca kabul edilen miktarın davacı veya davalının kişisel malı veya geliri ile edinilmediği, tarafların kişisel malı olmadığı, davacının TMK.nun 229. maddesi gereği edinilmiş mal niteliğindeki çalışması ile elde ettiği gelirlerle kazanıldıkları anlaşıldığına, mahkemece bu mallar bakımından usul ve yasaya uygun şekilde hüküm kurmaya yeterli ve gerekçeli 11.5.2010 havale tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak bu iki parça taleple ilgili belirlenen toplam 360.000 TL (260.000 TL + 100.000 TL.) değerin TMK.nun 231.maddesi uyarınca artık değer kabul edilerek yazılı şekilde TMK.nun 236/1. maddesi gereği artık değerin yarısı olan 180.000 TL (130.000 TL + 50.000 TL) katılma alacağına hükmedildiğine, her ne kadar karar tarihindeki değerler belirlenerek hesaplamada dikkate alınması gerekirse de temyiz edenin sıfatı da gözetilerek bu yönden davalı aleyhine bozma yapılma imkanı bulunmadığına göre 18 nolu asma katlı işyeri ile banka hesabındaki para bakımından davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 18 nolu asma katlı işyeri ile banka hesabına ilişkin bölüm bakımından ONANMASINA,
Dava konusu 14 nolu mesken, 39 ve 40 nolu villalarla ilgili katkı payı alacağına ilişkin isteğe gelince; Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre tarafların her ne kadar öncesinde evli iken hileli şekilde 24.5.2008 tarihinde boşanarak 1.7.1988 tarihinde yeniden evlenmeleri karşısında 1.7.1988 tarihi öncesi çalışmalarının dikkate alınma imkanı bunmadığı, bu tarih sonrasında dava konusu 14 nolu mesken ile 40 nolu villanın edinme tarihine kadar davalı kadının herhangi bir geliri olmadığı, edinilen malların davacının yurtdışında çalışarak elde ettiği gelirlerle alındıkları, her ne kadar davalı adına tapuya kayıt edilmişler ise de bedellerinin tamamının davacı ... tarafından ödendiği anlaşıldığına göre alımlarda erkeğin katkı oranının %100 olarak kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak bu taşınmazlar bakımından katkı payı alacağı hesabında dikkate alınması gereken değerler karar başlığında da yazılı olan 6.6.2005 dava tarihindeki 14 nolu mesken için 250.000 TL., 40 nolu villa için 143.500 TL. olması gerekirken mahkemece dosyanın boşanma dosyasından tefrik edildiği tarih olan 2007 yılındaki 14 nolu mesken için 325.000 TL. ve 40 nolu villa için 170.000 TL. nin dikkate alınmış olması doğru olmamıştır. Davalı vekilinin 14 nolu mesken ile 39 nolu villa bakımından temyiz itirazları bu yönden yerindedir.
Dava konusu 39 nolu villaya gelince; Bu taşınmazın edinildiği 3.9.2001 tarihine kadar kadının tütün işletmelerinde işçi iken 15.1.1999 tarihinde emekli olduğu, halen bankadan da aylık aldığı ve buna göre az da olsa bir miktar geliri bulunduğu, bu durumda taraf gelirlerin belirlenerek TMK’nun 152.maddesi de gözetilerek bulunacak tasarruf miktarlarının birbirine oranlanması suretiyle davacının katkı oranının tespit edilmesi ve bu katkı oranının 6.6.2005 dava tarihine göre belirlenen 169.000 TL. değer ile çarpılarak davacı ...’nin katkı payı alacağı miktarının belirlenmesi gerekirken, mahkemece kadının az da olsa bir miktar geliri olduğu gözden kaçırılarak, bu gelirin TMK’nun 152.maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde davacı erkeğin katkı oranının % 100 olamayacağı düşünülmeden, ayrıca villanın dava tarihi 2005 yılındaki 169.000 TL. değeri yerine tefrike ilişkin 2007 yılındaki 200.000 TL. değerin dikkate alınarak belirlenen katkı payı alacağı ile ilgili yazılı şekilde davalı aleyhine hüküm kurulmuş olması da doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazları 14 nolu mesken ile 39 ve 40 nolu villalar yönünden yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün 14 nolu mesken ile 39 ve 40 nolu villalar yönünden HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA ve Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 825 TL avukatlık ücretinin davacı ..."dan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalı ... Sancaktar"a verilmesine ve aşağıda dökümü yazılı 17,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 10.674,85 TL’nin temyiz edenden alınmasına 10.05.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.