
Esas No: 2018/4069
Karar No: 2021/468
Karar Tarihi: 15.02.2021
Danıştay 10. Daire 2018/4069 Esas 2021/468 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4069
Karar No : 2021/468
TEMYİZ EDENLER (DAVACILAR) : 1- …
2- …
3- …
…
14- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacıların, maliki oldukları Diyarbakır İli, Silvan İlçesi, … Köyü, …Mezrasında bulunan … parsel nolu taşınmazın 138.177.42 metrekarelik kısmının 2009 Aralık ile 2010 yılı Ocak ayları arası Batman Barajı kapaklarının düzensiz ve alışılmışın dışında açılması nedeniyle erozyona uğradığı ve bu bölümün tarım yapılamayacak derecede zarara uğrayarak dere yatağına dönüştüğünden bahisle oluştuğu öne sürülen zararın ödenmesi için yapılan başvurunun reddine dair … tarih ve … sayılı Devlet Su İşleri 10. Bölge Müdürlüğü işleminin iptali ile dava konusu olay nedeniyle meydana geldiği iddia edilen 967.241,94 TL zararın hakkın doğması tarihinden itibaren işletilecek en yüksek faiz ile birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 25/06/2015 tarih ve E:2013/6811, K:2015/3370 sayılı bozma kararına uyularak verilen … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; bilirkişi raporu doğrultusunda, dava konusu 138.177,12 m²’lik alanın 66.177,42 m²'lik bölümünün 2004 yılından günümüze kadar geçen süreçte hiçbir dönemde dere yatağına dönüşmediği ve tarımsal faaliyetlerde aktif olarak kullanıldığı ve halende kullanılmaya devam ettiği, dolayısıyla bu kısım açısından oluşmuş bir zararın varlığından da söz edilemeyeceği, bunun dışında kalan 72.000,00 m²’lik bölümünün Batman Çayının yatağında ve taşkın sahasında kaldığı, davacılar tarafından her ne kadar dava konusu taşınmazın 2009 yılı Aralık ayı ve 2010 yılı Ocak ayında Batman Barajının kapaklarının düzensiz ve alışılmışın dışında açılması nedeni ile Batman Çayından taşan suya maruz kaldığı ve erozyona uğrayarak dere yatağına dönüştüğü iddia edilse de dava konusu taşınmazın ekilemez duruma gelen bu bölümünün Batman Barajının kapaklarının açılması ile akan suyla bir ilgisinin bulunmadığı, dava konusu taşınmazın bu bölümünün Batman Barajının kapaklarının açıldığı 2009 yılı Aralık ayı ve 2010 yılı Ocak ayından önceki tarihlerde zaten Batman Çayının yatağı konumunda olduğu, dava konusu taşınmazın ekilemeyen bölümünün geçmişten beri Batman Çayının yatağı olması ve taşkın sahası içerisinde kalmasından dolayı taşınmazın bu bölümünde yıllardan beri kum, taş biriktiği, taşınmazın bu bölümünde birikmiş olan kumun Batman Barajının kapaklarının iki defa açılması ile birikmesinin bilimsel, nesnel ve teknik yönden mümkün olmadığı, dolayısıyla dava konusu taşınmazın bir bölümünün ekilemez duruma gelmesinin Batman Barajının kapaklarının açılmasıyla herhangi bir ilgisinin bulunmadığı, dolayısıyla baraj kapaklarının açılması nedeniyle erozyona uğradığından ve tarım yapılamayacak hale getirildiğinden söz etme imkanı da olmadığı, kaldı ki Batman Barajının, hizmete alındığı 2003 yılından bu yana Batman çayı taşkın sahasında ilave bir erozyona neden olduğuna dair bir tespitin de bulunmadığı göz önüne alındığında, oluştuğu iddia olunan zarardan davalı idareyi sorumlu tutma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, taşınmazın hiçbir zaman dere yatağı olmadığı, zararın meydana geldiği tarihe kadar hep ekildiği, tarım desteklemeleri de aldığı, bunların İlçe Tarım Müdürlüğünden temin edilebileceği, bilirkişi raporunda zararın 2 defa baraj kapaklarının açılmasıyla oluşmayacağı yazılsa da, baraj kapaklarının yaklaşık 2 ay boyunca hiç kapatılmadığı, taşınmazın taşkın sahada kaldığı belirtilerek mülkiyet hakkının ihlal edildiği, haksız fiilin devam ettiği tarihlerde alının bilirkişi raporlarının dikkate alınmadığı ve hukuka aykırı kararın temyizen incelenerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 2577 sayılı Kanun'un 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacıların duruşma istemi yerinde görülmeyerek Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz istemlerinin reddine,
2. Davanın reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
