9. Hukuk Dairesi 2020/2581 E. , 2021/3935 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davacı vekilince duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18/02/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacı adına vekili Avukat İdris Atalay ile karşı taraf adına vekili Avukat Merve Rufe Metin geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 30.06.1997-09.12.2013 tarihleri arası dava dışı devreden şirket ve davalı nezdinde avukat/hukuk müşaviri olarak çalıştığını, en son net ücretinin 7.438,00 TL olduğunu, davalı şirket müdürünün keyfi uygulaması sebebiyle davacıya ücretlerin eksik ödendiğini, davacının 01.01.2011 tarihinden 30.06.2012 tarihine kadar iş yoğunluğu sebebiyle haftanın yedi günü saat 21.00-22.00"ye kadar çalıştığını, bu tarihten 09.12.2013 tarihine kadar ise hafta için beş gün ortalama 2 saat fazla mesai yaptığı ve bu ücretlerin ödenmediğini, davacının, davalı işveren tarafından il dışına görevli olarak gönderdiği zamanlarda da sabah 04.00"te gidip ertesi gün 03.00-03.30 gibi dönmesine rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini, davalı şirkette katıldığı performans toplantıları sebebiyle fazla mesai yaptığını ve ücretinin ödenmediğini belirtilerek kıdem ve ihbar tazminatı,f azla çalışma, yıllık ücretli izin, hafta tatili ile iş arama izin alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, davacının avukat olması sebebiyle masa başı çalışan personel gibi mesaisinin olmadığını, mesai saatlerinin davacı tarafından belirlendiğini, il dışı organizasyonlarını davacının kendisinin ayarladığını, bu sebeple fazla mesai iddiasının doğru olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2.maddesine göre İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar verilmiştir.
Temyiz:
Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı, davacı ve davalı taraf temyiz başvurusunda bulunmuştur.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın kanuni gerektirici sebeplerine göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödendiğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir. İşçiye her ay ödenen ücret içinde fazla çalışmaların bir kısmının yer aldığı taraflarca kabul edildiğine göre 270 saatin 12 aya bölünmesi sonucu belirlenen 22.5 saat, her ay için kanıtlanan fazla çalışma süresinden indirilmelidir.
Somut olayda, davacı avukat olarak davalı nezdinde çalışmış olup; dava dilekçesinde, 01.01.2011 tarihinden 30.06.2012 tarihine kadar iş yoğunluğu sebebiyle haftanın yedi günü saat 21.00-22.00"ye kadar çalıştığını, bu tarihten 09.12.2013 tarihine kadar ise hafta için beş gün ortalama 2 saat fazla mesai yaptığını, ayrıca davalı işveren tarafından il dışına görevli olarak gönderdiği zamanlarda da sabah 04.00"te gidip ertesi gün 03:00-03:30 gibi dönmesine rağmen fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini ileri sürmüştür. Davalı ise mesai saatlerinin davacı tarafından belirlendiğini, İl dışı organizasyonlarını davacının kendisinin ayarladığını, bu sebeple fazla mesai iddiasının doğru olmadığını savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, davacı tanık beyanları gözetilmek suretiyle davacının haftada beş gün 08.00-18.00 saatleri arasında çalıştığı, haftanın üç günü fazla mesai yapmak suretiyle 18.00-21.00 saatleri arasında çalıştığını, bu haliyle davacının yılda 468 saat fazla çalışmasının bulunduğu kabul edilmek suretiyle fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır. Davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirmede; davacı ile aynı yerde ve aynı işte çalışan tanık ..."in beyanlarına itibarla davacının hafta içi 5 gün 08.00-18.00 saatleri arası 40 saat çalışma yaptığı, bu çalışmaya ek olarak ortalama 3 gün mesai saatinden sonra 1 saat ve ayda 1 kere müdürlerle hafta sonu yapılan toplantı nedeniyle 09:00-18:00 saatleri arasında çalıştığı ve bu çalışma düzenine göre aylık 6 saat fazla çalışma üzerinden dava konusu alacak hesaplanmış ise de Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen çalışma düzenine göre (haftanın 2 günü 08.00-18.00 saatleri arası, haftanın 3 günü 08.00-19.00 saatleri arası ve ek olarak ayda bir hafta 09.00-18.00 saatleri arası olmak üzere çalıştığı) yasal ara dinlenmeler sonrası davacının aylık 20 saat fazla çalıştığının ispatlandığını ancak taraflar arasında imzalanan 31.12.2010 tarihli iş sözleşmesinin 6.maddesinde, kararlaştırılan aylık ücrete, fazla mesai ücretlerin de dahil olduğunun belirtildiği, davacının Yargıtay içtihatlarına göre, bu durumda ancak yılda 270 saati aşan fazla çalışmalar için ücret talep edilebileceği, davacının ispatlanan fazla çalışmasının aylık 22,5 saati aşmadığı düşünüldüğünde dava konusu fazla çalışma ücreti alacağının reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalı yararına takdir edilen 3.050,00 TL duruşma vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.