17. Hukuk Dairesi 2014/503 E. , 2015/7985 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/05/2013
NUMARASI : 2011/323-2013/205
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi dışında davacılar vekili ve süresi içinde katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davacı Seval"in yolcu olarak içinde bulunduğu aracın davalının sorumluluğunda olan yol yapımı sırasında yola serili mıcır ve gevşek zemine ilişkin uyarı/işaret levhası konulmaması nedeniyle tek taraflı trafik kazasına karıştığını ve olayda davacının yaralandığını ileri sürerek, davacı Seval için 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminat ile Seval"in eşi davacı Mehmet için 25.000,00 TL, davacı çocuklar için de 10.000,00"er TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilahare; sigorta şirketi aleyhine açtıkları başka davada lehe karar verildiğinden bu davadaki maddi tazminat taleplerinden feragat ettiklerini bildirmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Mahkeme kararı davacılar vekiline 03.7.2013 tarihinde usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi 6100 sayılı HMK Geçici Madde 3/II.fıkrası yollaması ile HUMK"nın 432.maddesinde öngörülen 15 günlük yasal süre geçirildikten sonra 13.11.2013 tarihinde harç yatırılarak temyiz defterine kaydedilmiştir.
Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.6.1990 gün ve 3/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, Yargıtay"ca da bu yolda karar verilebileceğinden, davacılar vekilinin süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
2-) Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
a-)Davalı kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2.madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. (11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, davacılar vekili, davalının sorumluluğunda olan yol yapımı sırasında yola serili mıcır ve gevşek zemine ilişkin uyarı ve işaret levhası konulmaması nedeniyle trafik kazasının meydana geldiği nedenine (hizmet kusuruna) dayalı olarak dava açmıştır.
Buna göre, görev-yargı yolu yargılamanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkta yargı yolu yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
b-)Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin süresinden sonra verilen temyiz dilekçesinin reddine, (2/a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2/b) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara ve davalıya geri verilmesine 01/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.