Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29069 Esas 2019/11354 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/29069
Karar No: 2019/11354
Karar Tarihi: 14.11.2019

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29069 Esas 2019/11354 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/29069 E.  ,  2019/11354 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı banka, davalı ile tüketici kredisi borçlanma ve rehin sözleşmesi imzalandığını, davalının krediyi kullanmasına rağmen süresi içinde borcunu ödemediğini, davalıya çekilen ihtarname ile hesabın kat edildiğini, ... 2. İcra Müdürlüğünün 2013/1083 E sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun haksız ve kötü niyetli borca itiraz ederek takibin durmasını sağladığını ileri sürerek; itirazın iptali ile alacağın %20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve %10 oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı banka, tüketici kredisi borçlusu olan davalının borcunu ödememesi nedeniyle muaccel olan alacağın tamamı için davalıya karşı icra takibinde bulunmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ihtarnamede asıl alacağı oluşturan kredi borcunun hangi aylara ilişkin taksitler toplamı olduğunun belirtilmediği ve ihtarnamenin borçluya tebliğ edilmediği, muacceliyet uyarısında bulunmadan icra takibine konu edildiği ve takibe konu alacağın borçludan istenebilir hale gelmiş bir alacak olmadığı görüşü bildirilmiş ve mahkemece rapor esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir. 4077 Sayılı Kanunun 10. maddesi gereği, muacceliyet şartının gerçekleşmesi için bunun sözleşmede kararlaştırılmış olması, tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödememesi ve en az yedi gün süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulması gerekmektedir. Sözleşmenin 10.maddesinde muacceliyet hakkı düzenlenmiştir. Bankaca 07.12.2012 tarihinde çekilen ihtarnamede 30/11/2012 tarihinde hesabın kat edildiği ve borcun tamamının 7 gün içerisinde ödenmesi gerektiğinin düzenlendiği, ancak söz konusu ihtarnamenin davalıya tebliğ edilmediği görülmüştür. Bu halde muacceliyet şartı gerçekleşmemiştir. Davacı tarafından icra takibi 21/03/2013 tarihinde yapılmış olup, davacı bankanın bu tarihe kadar ödenmeyen taksitlerini talep etme hakkı vardır. O halde, mahkemece davalı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.