
Esas No: 2020/2468
Karar No: 2021/528
Karar Tarihi: 16.02.2021
Danıştay 10. Daire 2020/2468 Esas 2021/528 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2020/2468
Karar No : 2021/528
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- …'na (…) vesayeten …
2- … (…)
VEKİLLERİ : Av. …
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMLERİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, davacılardan ...'ın 28/02/2000 tarihinde meydana gelen doğumunun akabinde yapılması gereken tetkik ve tedavilerin yapılmaması ve topuk kanı alınmaması sonucunda fenilketonüri hastalığının zamanında teşhis edilemediği, bu nedenle mental retardasyon hastalığının tedavi edilemediği ileri sürülerek uğranılan zararlara karşılık ... için 75.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, baba ... için 40.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 200.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davanın reddi yolundaki kararın temyiz incelemesinde, Danıştay (Kapatılan) Onbeşinci Dairesinin 19/04/2018 tarih ve E:2014/1449, K:2018/3912 sayılı kararıyla bozulması ve karar düzeltme incelemesinde Danıştay Onuncu Dairesinin 14/05/2019 tarih ve E:2019/3533, K:2019/3884 sayılı kararı ile, davalı idarenin karar düzeltme isteminin gerekçe eklenmek suretiyle reddedilmesi üzerine bozma kararına uyularak, Mahkemenin 02/12/2019 tarihli ara kararı ile davacılardan ...'da "fenilketonüri" hastalığının bulunup bulunmadığı hususunun tespitine ilişkin olarak davacının Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildiği, … tarih ve … sayılı yazı ekinde bulunan raporda, "Dahiliye: Hastadan fenilketonüri düzeyi bakılması önerildi. Hastanın eski tetkik sonuçlarına ulaşılmadı. (Diyet altında bakılan fenillalanin düzeyi normal çıkmış.) Hastadan diyet yapmadan fenilalanin düzeyi bakılması istendi ancak hasta yakınları tetkiki kabul etmediğinden değerlendirilmedi" ifadelerine yer verildiği, bu durumda, davacılardan ...'da "fenilketonüri" hastalığının mevcut olup olmadığı hususunun tespit edilemediği dikkate alındığında, söz konusu zararın doğmasında idarenin hizmet kusurunun bulunduğu ortaya konulamamakta ve eylem ile sonuç arasında illiyet bağı kurulamadığından uğranıldığı ileri sürülen 115.000,00 TL maddi tazminat isteminin reddi gerektiği, ancak, ...'a uygulanan tıbbi müdahaleler ve tedavi sürecinde gelişen olaylarla ilgili olarak davacıların maddi gerçeğe hiçbir zaman ulaşamayacakları ve ömür boyu şüphe, endişe ve üzüntü duymalarına yol açacağı açık olup, manevi zararın tazminine karar verilmesi gerektiği, bu durumda, mevcut belirsizlik ve şüpheden dolayı duyulan üzüntü ve sıkıntının giderilebilmesi için davacıların sosyo-ekonomik durumları dikkate alınarak ve manevi tazminatın zenginleşme aracı olamayacağı ilkesi de gözetilerek takdiren davacılardan ...'a 50.000,00 TL, ...'a ise 25.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davacıların maddi tazminat istemlerinin reddi, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile, toplam 75.000,00 TL manevi tazminatın dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, Mahkemenin yapmış olduğu ara kararın bozma gerekçesini tam karşılamadığı ve bozma gerekçesine uygun olmadığı, küçüğe yapılan tetkiklere karşı olmadıkları ancak küçüğün durumu gereğince Diyarbakır'a zor şartlar altında götürüldüğü ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, usul yönünden, özürlülük durumunu öğrenme tarihinden itibaren dava açma süresinin başladığı, davanın süresinde açılmadığı, esas yönünden ise, hükmedilen tazminat tutarının fahiş olduğu, olayda davacıların sorumluluğunun açık olduğu, doğumdan sonraki 3. ila 5. gün arasında alınması gereken topuk kanı ilk gün alındığından, sağlık merciine gönderilmiş olsa dahi yeterli kanaat oluşturmayacağı, dosyadaki Adli Tıp Raporu ile davalı idarenin sorumluluğunun bulunmadığının anlaşıldığı, harçtan muaf olduğu halde aleyhine nispi karar harcına hükmedildiği ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu olayda ağır hizmet kusurunun bulunmadığı, doğumdan sonraki taburculuğun ardından gerekli kontrollerin zamanında yaptırılmadığı savunulmuş olup, davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyize konu Mahkeme kararının, davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne kısmen reddine ilişkin kısmı usul ve yasaya uygun olduğundan bu kısmının onanması, hükmolunan manevi tazminata yürütülen yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin esası incelendi, gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen kararın, kabulüne karar verilen manevi tazminat miktarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihine ilişkin kısmı dışındaki kısımları usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, kabulüne karar verilen tazminat tutarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın, kararda yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan maddi hatalar ile düzeltilmesi mümkün eksiklik veya yanlışlıklar varsa kararı düzelterek onayacağı hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde ise adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay'ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacılar tarafından, dava açılmadan önce davalı idareye tazminat talebiyle 02/10/2007 tarihinde başvuruda bulunulduğu, bu başvurunun 27/12/2007 tarihli yazı ile reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı, dava dilekçesinde talep edilen miktara olay tarihinden itibaren faiz işletilmesi isteminde bulunulduğu görülmektedir.
Danıştay'ın yerleşik içtihatları uyarınca, olay tarihinden itibaren faiz işletilmesine olanak bulunmamakta ise de; Mahkemece hükmedilen manevi tazminat tutarına, idareye başvuru tarihi olan 02/10/2007 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, İdare Mahkemesi kararının hüküm fıkrasında yer alan "dava açma tarihi olan 22/01/2008 tarihinden" ibaresinin "davalı idareye başvuru tarihi olan 02/10/2007 tarihinden" şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların, faiz başlangıç tarihine yönelik temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, diğer temyiz istemlerinin reddine, davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle davacıların maddi tazminat istemlerinin reddine, manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının, hüküm fıkrasında yer alan "dava açma tarihi olan 22/01/2008 tarihinden" ibaresinin "davalı idareye başvuru tarihi olan 02/10/2007 tarihinden" şeklinde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
