
Esas No: 2021/578
Karar No: 2021/1977
Karar Tarihi: 16.02.2021
Danıştay 6. Daire 2021/578 Esas 2021/1977 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/578
Karar No : 2021/1977
TEMYİZ EDEN (DAVACI) :…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı - …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Ankara İli, … İlçesi, … Mahallesi, ... Sokak, No:… ve … adresinde bulunan ve park alanında kalan binanın kamulaştırma işlemleri gerçekleştirilmeksizin yıkıldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 300.000,00-TL maddi zararın dava açma tarihinden itibaren işleyecek faizi (amme alacaklarına uygulanan en yüksek banka reeskont faizi) ile birlikte tazmini istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Altıncı Dairesinin 06/11/2019 tarih ve E:2019/8245, K:2019/10351 sayılı kararıyla, esasa ilişkin kısmının onanması, davalı idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının ise bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan …-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Mahkemenin yaptığı eksik ve hatalı değerlendirmelere katılmadıkları, aleyhe olan kısımları kabul etmedikleri, vekalet ücreti hususunda yanlış değerlendirmelerde bulunulduğu belirtilerek, davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Ankara İli, … İlçesi, … Mahallesi, ... Sokak. No…. ve … adresinde bulunan ve park alanında kalan binanın kamulaştırma işlemleri gerçekleştirilmeksizin yıkıldığından bahisle uğranıldığı ileri sürülen 300.000,00-TL maddi zararın dava açma tarihinden itibaren işleyecek faizi (amme alacaklarına uygulanan en yüksek banka reeskont faizi) ile birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Anayasa’nın 36. maddesinin 1. fıkrasında; herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu kurala bağlanmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinde, herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.
Kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan 31/12/2014 günlü, 29222 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13. maddesinin birinci fıkrasında, "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Tarifenin manevi tazminat davalarında ücreti belirleyen 10. maddesinin 3. fıkrasında ise, davanın tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmedileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda metnine yer verilen Anayasa ve AİHS hükümleri uyarınca; bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelen mahkemeye erişim hakkının, adil yargılanma hakkı çerçevesinde değerlendirilmesi gereklidir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren ya da dava açılmasının davacının dava açtığı konumdan daha da geriye götürülmesi sonucunu doğuran durumlarda, mahkemeye erişim hakkının, özüne dokunulacak şekilde sınırlandığının kabulü gerekmektedir.
Dava sonucundaki başarıya dayalı olarak taraflara vekâlet ücreti ödeme yükümlülüğü öngörülmesi de bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına yönelik bir sınırlama oluşturur. Gereksiz başvuruların önlenerek dava sayısının azaltılması ve böylece mahkemelerin uyuşmazlıkları makul sürede çözebilmesi amacıyla başvuruculara belli yükümlülükler öngörülebilir. Öngörülen yükümlülükler dava açmayı imkânsız hale getirmedikçe ya da aşırı derece zorlaştırmadıkça mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği söylenemez. Dolayısıyla, davayı kaybetmesi halinde davacıya yüklenecek olan vekâlet ücreti bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Yine yukarıda metnine yer verilen Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri incelendiğinde; mevcut durumun, maddi tazminat talebiyle açılan davalarda, kabul edilen tazminat miktarının önemli kısmının vekalet ücreti olarak davalı idareye ödenmesi sonucunu doğurarak açılan tazminat davasını davacı açısından anlamsız hale getirmektedir. Nitekim, Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yoluyla gelen bir uyuşmazlıkta, 07/11/2013 günlü, Başvuru No:2012/791 sayılı kararıyla; hak edilen tazminatın 3/4'ünün vekalet ücreti adı altında idareye verilmesini, Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde değerlendirmiştir.
Bu nedenle, ret ile sonuçlanan maddi tazminat davalarında, taraflar lehine hükmedilecek vekalet ücretinin, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal etmeden ne şekilde hesaplanacağı konusundaki eksik düzenleme nedeniyle Tarifenin ilgili kısmında hukuka uygunluk bulunmadığından ihmali ile davalı idareler lehine, Tarifenin manevi tazminat davalarına ilişkin 10. maddesi kıyasen uygulanarak davanın reddi durumunda Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre maktu vekalet ücretine hükmedileceğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu uyuşmazlıkta, maddi tazminat miktarının tamamının reddedilmesi ve reddedilen bu miktar üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin, hak arama özgürlüğünü ve mahkemeye erişim hakkını kullanan davacının, kullandığı bu hak nedeniyle olağan dışı ağırlıkta bir mali yük altına girmesi sonucunu doğuracağı, böyle bir sonucun, hak arama özgürlüğüne ve mahkemeye erişim hakkına, olağan dışı bir kısıtlama getireceği göz önüne alındığında, reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesi kararınında hukuki isabet görülmemiştir
Bu itibarla, davalı idare lehine nispi vekalet ücreti ödenmesine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan ... TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 16/02/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 13. maddesinde; Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 9 uncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile 10 uncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinin 3.fıkrasında ise; bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Temyize konu kararda, her ne kadar Tarifenin 10. maddesi kıyasen uygulanmak suretiyle, reddedilen maddi tazminat miktarı için davalı idare lehine maktu ücretine hükmedilmiş ise de Tarifenin 10. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin manevi tazminat davalarına ilişkin bir düzenleme olması, maddi tazminat davalarında hükmedilecek ücretin Tarifenin 13. maddesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden nispi şekilde belirlenmesinin gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
