12. Hukuk Dairesi 2016/3692 E. , 2016/9443 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlunun satış ilanının kendisine tebliğ edilmediğini ileri sürerek ihalenin feshi istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece satış ilanının borçluya 01.07.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 16.09.2015 tarihinde ihaleden haberdar olduğu gerekçesiyle istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İİK.nun 134/2. maddesi uyarınca ihalenin feshi ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde istenebilir. İİK.nun 134/7. maddesi gereğince satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihalede fesada bilahare vakıf olunmuşsa şikayet müddeti öğrenme tarihinden başlar. Aynı maddede bu müddetin ihale tarihinden itibaren bir seneyi geçmeyeceği açıklanmıştır.
Borçlu icra mahkemesine başvurusunda satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürdüğüne göre, şikayetin süresinde olup olmadığının tayinde borçluya satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı önem arzetmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK"nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK"nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.""
Tebligat Kanunu"nun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ""Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı...ihtiva etmesi lazımdır.""
Somut olayda borçlu ..."a adına düzenlenen satış ilanı tebligat zarfı üzerine "mernis adresi" olduğu yazılarak tebliğe çıkarıldığı ve posta memuru tarafından T.K."nun 21/2. maddesine göre 01.07.2015 tarihinde tebliğ işleminin yapıldığı görülmüştür. Bu
durumda, ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K."nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının tebliğ işlemini T.K."nun 21/2. maddesi uyarınca yapması yukarıda değinilen yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Bu durumda İİK.nun 134/7. maddesi uyarınca borçlu ihaleyi öğrendiği tarihten itibaren 7 günlük sürede ihalenin feshini isteyebilir. Öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından ise şikayetçi borçlunun bildirdiği tarih esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.
O halde şikayetçi borçlunun şikayet tarihi itibari ile ihaleyi öğrendiğinin kabulü gerekeceğinden, ihalenin feshi istemi İİK.nun 134/7. maddesi uyarınca yasal sürede olmakla, mahkemece esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, istemin süre yönünden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.