8. Hukuk Dairesi 2018/14771 E. , 2019/4546 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR
1. Davalı ..."ın yurtdışı adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 25/a maddesine gereğince gerekçeli karar ve temyiz dilekçeleri içeren tebligat çıkarılmış ise de, Dışişleri Bakanlığı Nürnberg Başkonsolosluğu tarafından mahkemeye gönderilen yazıda; “Tebligat evrakının alıcısı aşağıda belirtilen adresten “İadeli Taahhütlü” olarak gösterilen yazımızla başkonsolosluğumuza davet edilmiş, ancak zarfın üstüne “ adıgeçenin o adreste bulunmadığı/ ikamet etmediği” şerhi/damgası vurularak iade edildiğinden ve bizce de başka bir adresi bilinmediğinden istenilen tebligat yapılmamış olup evrak iadeten ilişikte sunulmuştur” denilmiştir.
Yurt dışında oturan Türk vatandaşlarına yapılacak tebligatlar Teb.K.m.25, m.25/A ve Teb. Yön. m. 38-41 ve m. 43 hükümlerine tabidir.
Türkiye"den yurt dışına tebligatı çıkaran merciin bağlı olduğu bakanlık ve Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla gönderilen tebliğ olunacak evrak, yabancı ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına tebliğ edilecek ise, tebliğ Teb. K. m.25 hükmüne göre, yabancı ülkenin yetkili makamı vasıtasıyla yapılabileceği gibi yabancı ülkedeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu vasıtasıyla da yapılabilir. Muhataba önce bir bildirim yapılır. Bildirimde, tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgileri ve 30 gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarı yer alır. Bu bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatına uygun şekilde gönderilir. Bildirimin, o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği bir tutanak düzenlenerek belgelendirilir. Muhatap, bildirimin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Türk Büyükelçiliği veya Konsolosluğa başvurmaz ise, tebligat 30. gün bitiminde yapılmış sayılır.
Oysa somut olayda, davalı ...’a tebliği istenen evraka ilişkin tebliğ bildirim yazısının adı geçenin adresine iadeli taahhütlü olarak gönderildiği ancak zarfın üstüne “adı geçenin o adreste bulunmadığı/ikamet etmediği” şerhi/damgası vurularak Konsolosluğa iade edildiği anlaşılmıştır. Davalı ..."a tebligat yapıldığından bahsedilemez.
Bu durumda, yukarıda ismi belirtilen davalıya 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebliğlerinin sağlanarak, yasal temyiz süresinin beklenilmesi,
2. Davalı ..."a yapılan ilk gerekçeli karar tebliğinin muhatabın yurtdışında olduğu belirtilerek iade edildiği, akabinde gerekçeli karar tebliğine dair herhangi bir tebligat parçasının dosya arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; adı geçen davalıya gerekçeli karar ve temyiz dilekçelerinin tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması, tebliğ edilmiş ise tebligat parçasının dosya arasına konulması; tebliğ edilmemiş ise, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun ilgili hükümleri uyarınca tebliğ edilmesi, tebligat evraklarının dosya arasına konulması ve temyiz süresinin beklenmesi,
3. Dahili davalılarda ..., Nesrin Harmandal ve Zuhal Harmandal ile davalılardan M.... yapılan karar ve temyiz dilekçesi tebliğleri, doğrudan doğruya mernis adresine TK"nin 21/2 maddesi hükmüne göre yapılmış olup, yerleşik Yargıtay kararları ve uygulama doğrultusunda bilinen son adresi mernis adresi dahi olsa mernis şerhi konulmaksızın bu adrese önce normal tebligatların yapılması, tebligatların yapılamayıp iade edilmesi halinde ise mernis adresi olan bu yere mernis şerhi konulmak suretiyle TK"nin 21/2 maddesi hükmü gereği tebligat yapılması gerekmektedir.
O halde; yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan ve isimleri belirtilen davalılara gerekçeli karar ve temyiz dilekçeleri tebliğlerinin 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak yapılmadığı anlaşıldığından, adı geçenlere 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca yöntemine uygun biçimde gerekçeli karar ve temyiz dilekçelerinin tebliğ edilerek bu noksanlığın giderilmesi, usulüne uygun tebliğlerden sonra temyiz süresinin beklenilmesi,
4. 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21/1. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıda ki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memuruna imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşulardan birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır. Madde burada, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki "adreste bulunmama", diğeri ise "tebellüğden imtina" dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinin birinci fıkrasında; "Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclis üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir" hükmü öngörülmüştür.
Burada Yönetmeliğin 30. maddesi, tebliğ memuruna ilgilinin neden adreste bulunmadığını "tahkik etme" görevini yüklemiştir. Buna göre tebliğ memuru tahkik etmekle kalmayıp, bunu tevsike yönelik olarak yaptığı tahkikatın sonucunu Tebligat Kanunu"nun 23/7 ve Tebligat Yönetmeliği"nin 35/f bendi gereğince tebliğ evrakına yazacak ve maddede açıkça belirtildiği üzere ilgilisine imzalatacaktır. Ancak bu şekilde, yapılan işlemin usulüne uygun olup olmadığı hakim tarafından denetlenebilir. Muhatabın, tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak, maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebilecektir.
Somut olayda, davalılardan ... ile Nilüfer Harmandal’a yapılan gerekçeli karar tebliğ işleminde, tevziat saatlerinde adresin kapalı ve muhatabın dışarıda olduğu tespit edilmişse de, tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceği, geçici süre ile mi uzun süreli olarak mı çıktığı, apatman görevlisi imzası, imzadan imtina etmiş ise şerhi tevsik gibi hususlarda eksik ve/veya eksiklikler olmasına rağmen muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda isimleri belirtilen taraflara, 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu"nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli karar ve temyiz dilekçesi tebliğlerinin sağlanarak, yasal temyiz süresinin beklenilmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için, dosyanın Yerel Mahkemeye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02.05.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.