13. Hukuk Dairesi 2013/4873 E. , 2013/12885 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacılar, oğullarının yuttuğu çat pat sonrası davalı hastanede tedavi altına alındığını, ancak kusurlu hizmet verilmesi nedeniyle çocuklarını kaybettiklerini ileri sürerek, 20.000 TL maddi 30.000 TL manevi tazminatın davalı hastane ve müdahalede bulunan hekimlerden tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, kusurlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, ... hizmetinin kusurlu ifası iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacılar, çat pat yutmasının ardından ilk müdahalesi başka hastanece yapıldıktan sonra davalı hastanenin yoğun bakımına sevk edilen çocuklarının uyku yatkınlığı olmasına rağmen taburcu edildiğini, eve döndükten sonra da devam eden uyku halinden endişe ettiklerini, tekrar hastaneye döndüklerinde bu kez çocuğun karaciğer fonksiyonlarının durduğunun anlaşıldığını, başka hastaneye sevk edildiğini, kısa süre sonra da çocuklarını kaybettiklerini ileri sürmüşlerdir. Mahkemece, dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, alınan raporda ilk müdahaleyi yapan acil hekimi davalı ... "e atfedilebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığı, diğer davalı uzman doktorun uyku hali devam eden yoğun bakım hastasını taburcu etmekle kusurlu bulunduğu kabul edilmiş, ne var ki bu aşamada ancak organ nakli suretiyle hastanın kurtarılabileceği, bunun da uzun bir prosedür gerektirdiği ve küçüğün 5 gün içinde öldüğü anlaşılmakla davalılara atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı mütalaa edilmesi üzerine davanın reddine karar verilmiştir.
Temel olarak vekalet sözleşmesine dayalı uyuşmazlıkta, vekil vekalet görevine konu işi görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden sorumlu değil ise de, bu sonuca ulaşmak için gösterdiği çabanın, yaptığı işlemlerin, eylemlerin ve davranışların özenli olmayışından doğan zararlardan dolayı sorumludur. (BK 2013/4873-12885
386-390 md.) Vekilin sorumluluğu genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır. Vekil işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, en hafif kusurundan bile sorumludur. (BK.321/1 md.) O nedenle ... memuru ve hastanenin meslek alanı içinde olan bütün kusurları, hafifte olsa, sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Vekil, hastasının zarar görmemesi için, mesleki tüm şartları yerine getirmek, hastanın durumunu tıbbi açıdan zamanında ve gecikmeksizin saptayıp, somut durumun gerektirdiği önlemleri eksiksiz biçimde almak, uygun tedaviyi de yine gecikmeden belirleyip uygulamak zorundadır. Asgari düzeyde dahi olsa, bir tereddüt doğuran durumlar da, bu tereddüdünü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada da, koruyucu tedbirleri almakla yükümlüdür. Gereken özeni göstermeyen vekil, BK.nun 394/1 maddesi hükmü uyarınca, vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.
Diğer taraftan, 22.6.1966 tarihli 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, manevi tazminat tutarını etkileyen özel hal ve şartlar belirtilmiş olup, manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, amacı, mamelek hukukuna ilişkin bir zararın karşılanması da değildir. Söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, hakim manevi tazminat miktarını belirlerken Türk Medeni Kanunu" nun 4. maddesi gereğince hak ve nesafet ilkeleriyle bağlı kalmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını, kusurlu eylemin mağdurda uyandırdığı elem ve ızdırabın derecesini, istek sahibinin toplumdaki yerini, kişiliğini, hassasiyet derecesini gözetmelidir. Takdir edilecek manevi tazminat, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalı, ne var ki mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanması amaç edinilmediğinden zenginleşme aracı da olmamalıdır. Bu doğrultuda, davalı uzman doktor ... ve işvereni hastanenin yoğun bakım hastası küçüğü riskli durumuna rağmen taburcu etmelerinin tıbbi kusur teşkil ettiğini mütalaa eden Adli Tıp Raporu da dikkate alınarak davacıların davalılar Çağ ... Hizmetleri A.Ş. ve ... yönünden maddi manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 16.5.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.