9. Hukuk Dairesi 2011/50430 E. , 2014/12 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BOZYAZI(KAPATILAN) ASLİYE HUKUK (İŞ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/09/2011
NUMARASI : 2009/66-2011/132
DAVA :Davacı, ücret alacağı, ikramiye alacağı, ilave tediye fark alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş.Çil tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, davalı bakanlık emrinde çalıştığını, 11. 12. 13. ve 14. dönem Toplu İş Sözleşmelerinin tarafı olan Türkiye Orman İşçileri Sendikası üyesi olduğunu 31.12.2004 tarihinde sona eren toplu iş sözleşmesinin ardından yeni bir sözleşme imzalanmadığını, anılan sözleşmelerde ücret artışı hükümlerinin ücretine tam yansıtılmadığını, 31.12.2004 tarihinden sonraki dönemde ise ücret artışının geç ve eksik uygulandığını beyanla, ücret, ilave tediye ve ikramiye fark alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı işveren, toplu iş sözleşmelerinin 40. maddesine uygun olarak yevmiye tespitlerinin yapılarak ücretlerine yansıtıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, istek konusu dönemde eksik ödeme yapıldığının bilirkişi raporu ile belirlendiği gerekçesiyle davaya konu taleplerin kabulüne karar verilmiştir.
Kararı yasal süresi içinde davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının başlangıç yevmiyesi 3.701,666TL olarak belirtilmiş, toplu iş sözleşmeleri ile çerçeve protokollerine göre ücret artışları eklenerek artışlar yapılmak suretiyle hesaplamaya gidilmiştir. Dosya içeriğinden davacı işçinin temininde güçlük çekilen personel olarak bakanlık oluru ile belirlenen yevmiye ile çalıştığı izlenimi edinilmektedir. Bakanlık oluru ile yevmiye artışları yapılırken bu artışların müktesep hak teşkil etmemek üzere yapıldığı ve ücret zamlarının toplu iş sözleşmesinde belirlenen ücret üzerine yapılacağı açıkça duyurulduğu gibi, yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin 40/IV maddesinde ücret artışlarının Bakanlık tarafından iyileştirme sonucu belirlenen yüksek ücret üzerine değil, toplu iş sözleşmesine göre hak kazanılan ücret üzerine yapılacağı yazılıdır. Hukuk Genel Kurulu da 2009/9-438 Esas, 2009/500 sayılı kararında benzer olayda ücret zamlarının Bakanlık oluru ile belirlenen ücrete göre değil, toplu iş sözleşmeleriyle belirlenen ücret üzerine uygulanması gerektiği şeklinde karar vererek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına dair hüküm kurulmuştur.
Böyle olunca davacının başlangıç yevmiyesi ile sonraki ücret artışları yönünden yukarıdaki açıklamalara göre denetime uygun şekilde ek hesap raporu alınmalıdır. Dosya içinde yer alan sendika üyelikleri ve üyelikten çekilme belgeleri de toplu iş sözleşmesi ile toplu iş sözleşmesinin ard etkilerinden yararlanma noktasında değerlendirilmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Öte yandan hükme esas alınan bilirkişi raporunda 11-14. Dönemler toplu iş sözleşmeleri ile 31.12.2004 sonrası için protokollere göre hesaplamaya gidildiği belirtilmiştir. Dava dilekçesinde sözü edilen aynı isteklerle ilgili olduğu söylenen dava yönünden bir değerlendirmeye gidilmemiştir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, davacının üyesi bulunduğu sendikanın yetkisine dair sorunlar sebebiyle toplu iş sözleşmesinin imzalanmasının gecikmesine bağlı olarak işçilerin daha fazla mağdur olmaması için işverence idari nitelikte genelgeler çıkarılmış ve Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokollerinin ileriye dönük olarak uygulanmasına dair kararlar verilmiştir. Bu şekilde ilerde imzalanabilecek olan toplu iş sözleşmesi bakımından kazanılmış hak oluşturmamak üzere genelgelerde belirtilen tarihlerden itibaren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokollerinin uygulanması yoluna gidilmiştir. Konu, temyize gelen aynı mahiyetteki dosyalar sebebiyle Dairemizce daha önce de incelenmiş ve çerçeve protokollerinin, işverence çıkarılan genelgelerde belirlendiği üzere ileriye dönük olarak uygulanması esası benimsenmiştir ( Yargıtay 9.HD. 6.10.2009 gün 2009 9135 E, 2009/ 25976 K ve Yargıtay 9.HD. 18.5.2010 gün 2010/ 17087 E, 2010/ 13864 K). Hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2005 yılı çerçeve protokollünün 01.01.2005 ve 2007 yılı çerçeve protokolünün de 01.01.2007 tarihlerinden itibaren uygulandığı anlaşılmaktadır. Karar bu yönüyle de hatalıdır.
3- Mahkemece hüküm fıkrasında infazda tereddüt oluşturacak şekilde kabul edilen ücret ve ikramiye alacakların faiz başlangıçlarının açıkça gösterilmemesi, bilirkişi raporunda belirtilen tarihlerden söz edilerek infaza elverişsiz şekilde karar verilmesi de hatalıdır. Ayrıca 31.12.2004 sonrasında doğan ve toplu iş sözleşmesine dayanamayan alacaklar bakımından en yüksek işletme kredisi faizine karar verilmesi de doğru değildir. 31.12.2004 tarihinden sonra doğan ücret ve ikramiye alacakları bakımından 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 13.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.