
Esas No: 2017/1817
Karar No: 2021/1355
Karar Tarihi: 14.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2017/1817 Esas 2021/1355 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ...
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
... HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2017
ESAS NO :....
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 14/09/2021
YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2021
Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu müvekkiline aracın çarpması sonucu maluliyetine ve sol diz seviyesinde ampütasyona sebep olduğunu, yaşamı boyunca protez kullanması gerektiğini, davalının oluşan zarardan sorumlu olduğunu beyanla fazlaya dair haklarını saklı tutarak protez için 100,00.-TL, bakımı için 100,00.-TL ve tamiri için 100,00.-TL olmak üzere toplam 300,00.-TL maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı ... Sigorta A.Ş. vekili, tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedellerinden ...’nın sorumlu olduğunu ileri sürerek davanın reddi isteminde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınmaya yeter olduğu, talep edilen tedavi giderlerinin KTK’nın 98. maddesi uyarınca ...’nın sorumluluğunda kaldığı, davacının protez ihtiyacının ... tarafından karşılandığı ve ileriki yıllarda da karşılanacağı, davacıya ... tarafından verilen protezin kendisine uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili, müvekkilinin protez ihtiyacının belirlenirken en iyi kalite ve en işlevli olan protezin tespit edilmesi gerektiğini, en basit ve temel özellikli protez fiyatlarını belirten ...’un esas alınmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, gerçek zarar miktarının belirlenmesinde genel şartlar ve sigorta hukuku çerçevesinde ...’un nazara alınmasının zorunlu bulunduğuna dair her hangi bir bağlayıcı amir hükmün bulunmadığını, ...’un ... tarafından alınacak araç ve gereçler ile hizmetlere uygulanacak fiyatlandırmalara ilişkin bir düzenleme olduğunu, piyasaya yönelik uyulması zorunlu olan bir uygulama olmadığını, ... ve BUT hükümlerinin Anayasının 90. maddesi uyarınca yürürlüğe konulmuş uluslar arası anlaşmalara aykırı olmaması gerektiğini, davacının gerçek zararının piyasa koşullarına uygun ve rayiç değerler nazara alınarak gerçek zarar miktarının tespitinin gerektiğini, Yargıtay’ın henüz yapılmamış protez giderlerinden sigorta şirketinin sorumlu olduğu yönünde içtihatlarının bulunduğunu, davacının taleplerinin teminat kapsamında ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğunu, ayağını yitirmiş müvekkili için eski yaşam kalitesine yaklaştırabilecek en iyi protezin belirlenmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, davacının talep etmiş olduğu, protez bedeli ile tamir ve bakım giderlerinin karayolu zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamında olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeni ile uğranılan tedavi gideri zararının tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
01.08.2012 tarihinde meydana gelen kaza neticesinde davacının diz üzerinden ayağının ampüte olmuş, bu nedenle de davacı protez, protez bakım ve tamir giderlerinin tazminini talep etmiş, mahkemece 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi uyarınca davacının talep etmiş olduğu zarardan ...’nun sorumlu olduğu gerekçesi ile davayı reddetmiştir.
Taraflar arasında mahkemece benimsenen kusur oranları hususunda ihtilaf bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu anlamda uyuşmazlığın yukarıda da belirtildiği gibi davacının yaralanması nedeni ile ihtiyaç duyduğu protez bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı ve sorumlu ise sorumluluk oranına ilişkindir.
Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle Kanuni düzenlemelerin ve Yargıtay’ın bu konudaki içtihatlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Buna göre, 25.02.2011 tarihli ... Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 13.02.2011 tarihli 6111 Sayılı Yasa’nın 59. maddesi ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi değiştirilmiş, "trafik kazaları nedeniyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer ... ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın ... tarafından karşılanacağı", Yasanın geçici 1. maddesi ile de "Bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedellerinin ... tarafından karşılanacağı, sözkonusu sağlık hizmet bedelleri için bu Kanun'un 59.maddesine göre belirlenen tutarın %20'sinden fazla olmamak üzere belirlenecek tutarın üç yıl süreyle ayrıca aktarılmasıyla anılan dönem için ilgili sigorta şirketleri ve Güvence Hesabının yükümlülüklerinin sona ereceği," öngörülmüştür.
Sözkonusu Kanuni düzenlemenin uygulanmasına yönelik olarak 27.08.2011 tarihli 28028 sayılı “Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline ilişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik” ... Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş, sözkonusu Yönetmeliğin 4.maddesinde ise “Trafik kazalarından kaynaklanan sağlık giderleri” düzenlenmiş olup anılan düzenleme, “(1) Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün ... ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları tedavinin gerektirdiği tüm sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliğinde (...) yer alan hükümler doğrultusunda karşılanır” hükmünü içermektedir.
Bu Yönetmelik hükmüne yönelik olarak iptal için açılan dava neticesinde Danıştay 15. Dairesinin 16/03/2016 tarih .... K sayılı kararı ile iptaline karar verilmiştir.
Sözkonusu Yönetmelik hükmünün iptali neticesinde yine 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde, 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı Kanun’un 60. maddesi ile değişiklik öngörülmüş ve 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesinin birinci fıkrasına “kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın” ibaresinden sonra gelmek üzere “genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde” ibaresi ile “Ancak, ..., bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.” cümlesi eklenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-1.maddesinde ise, sigortacının poliçede belirtilen aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu zorunlu sigorta limitlerine kadar temin edeceği düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu’na göre zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak zorunludur.
Az yukarıda açıklanan Yasal düzenlemeler nazara alındığında 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamına hangi sağlık hizmet giderlerinin dahil olduğunun ve bunun neticesinde ise karayolu zorunlu mali sorumluluk sigortacısının sağlık hizmet giderlerinden sorumluluğunun bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerekmektedir. Zira bu belirleme ile davacının taleplerinden davalı trafik sigortacısı olan sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığı belirlenebilecektir.
Öncelikle 2918 sayılı KTK’nın 8. Kısım, 1. Bölümünde işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin düzenlemeler yer almakta olup 85. maddesinde işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin bir motorlu aracın işletilmesi neticesinde bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa sorumlu olacağı düzenlenmiş, Kanun’un 91. maddesinde de işletenlerin, bu Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu kılınmıştır.
Bu anlamda araç işletilmesinden ötürü bir kimsenin yaralanması neticesinde TBK’nın 54. maddesi uyarınca oluşan bedensel zararlardan olan tedavi giderlerinin de bu kapsamda zorunlu mali sorumluluk sigortacısı tarafından teminat altına alındığının kabulü gerekmektedir (KTK m. 85, 91 ve 101).
Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, poliçe primini ödeyen işleten ile sorumluluğunu üstlendiği sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanun ile getirilen düzenleme ile “2918 sayılı KTK'nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden” sona erdirildiği ve sorumluluğun dava dışı ...'na geçtiğinin kabulü gerekmektedir.
Ancak az yukarıda da değinildiği gibi 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesinde zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatından çıkartılıp ...’nın sorumlu kılındığı tedavi giderleri “üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer ... ve özel sağlık kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri” olup, bunun dışında kalan tedavi giderleri ile belgesiz tedavi giderlerinden sigorta şirketi ile işleten ve sürücünün sorumlulukları devam etmektedir.
Burada sözü edilen ...'nın ödemekle yükümlüğü olmayacağı tedavi giderleri, ulaşım, yiyecek ve bu gibi belgesiz tedavi giderleri ile ... ve özel sağlık kuruluşları dışında yapılan tedavi giderleri olup, bu tür giderler poliçe teminatı kapsamında kaldığından sigorta şirketi bu zararlardan sorumludur.
Somut uyuşmazlığa konu protez gideri ile protez bakım ve tamir giderlerinin 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında kalıp kalmadığı hususunu değerlendirecek olursak, davacı yan hali hazırda yapmış olduğu tedaviye yönelik değil yaşamı süresince ihtiyaç duyacağı protez ile bunun tamir ve bakımına ilişkin giderleri tazminat olarak talep etmekte olup yerleşik Yargıtay uygulamasına göre ilerde yapılacak bu tip (estetik ameliyat, protez gibi) giderler de gerçekleşmiş zarar olarak değerlendirilmektedir.
Gerçekleştiği kabul edilen bu zararın ...’nın sorumluluk kapsamını düzenleyen 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesinde düzenlenen tedavi gideri kapsamına dahil edilmesi ise hem maddenin lafzı, hem de amacı ile bağdaşmamaktadır. Zira KTK’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri hali hazırda yapılmış olan tedavi giderleridir. Sözkonusu bu durum maddeden anlaşılmakta olup bunun yanında 5510 sayılı Kanun’da hangi hallerde ...’nın tazminat ödeyeceği düzenlenmiş (peşin sermaye değeri gibi) olup ilerde yapılacak bu gibi giderlerin henüz yapılmamışken ...’yı tazminat ile sorumlu tutmak kuruma Kanun ile öngörülmeyen bir yük getirecektir. Maddeye 6645 sayılı Kanun ile eklenen cümle de bu anlamda ileride yapılacak protez giderinin peşin olarak tazminat biçiminde ödeneceğini göstermemektedir.
Ayrıca sözkonusu protez zararından ...’nın sorumlu olduğunun kabulü ile karayolu zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı dışında kaldığının kabulü ise zarar göreni ... hükümleri çerçevesinde temin edilen protez ile sınırlanması sonucunu doğuracaktır ki, bu zarar görenin ihtiyacını somut uyuşmazlıkta olduğu gibi çoğunlukla karşılamayacağından hem sosyal devlet ilkesi ile bağdaşmamakta hem de Yargıtay’ın uygulaması ile ters düşmektedir (YHGK., 1999/4-619 Esas, 1999/737 Karar).
Açıklanan şekildeki protez gideri ile bakım ve tamir giderinin KTK'nin 98.maddesi uyarınca ...’nın sorumluluğu kapsamında olduğunun kabulü mümkün görülmeyeceği anlaşıldığından bu durumda anılan tedavi giderinden de sigorta şirketinin sorumluluğunun kabulü gerekmektedir.
Bunun yanında istinaf incelemesi sırasında Dairemizce .... davacının uğramış olduğu trafik kazası nedeni ile 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi kapsamında ihtiyaç duyduğu protezlerin yaşamı boyunca karşılanıp karşılanmayacağı hususundaki müzekkereye, ... tarafından 12.03.2020 tarihli cevabi yazı ile kendisine öngörülecek olan protez bedeli ile protezin bakım bedelinin Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri ile ...’ta belirtilmiş fiyatlar üzerinden ömür boyu karşılanmakta olduğu belirtilmiştir.
Esasen somut uyuşmazlığa konu kazanın 01.08.2012 tarihinde meydana gelmiş olduğu dikkate alındığında her ne kadar yazı cevabında ... tarafından sorumluluklarının ... kapsamında olduğu belirtilmiş ise de 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı Kanun’un 60. maddesi ile değişiklik yapılmadan önce kazanın meydana geldiği ve davacı zararının oluştuğu nazara alındığında 6111 Sayılı Yasa ile 2918 Sayılı Yasanın 98. maddesi ve 2918 Sayılı yasaya eklenen Geçici 1. maddesindeki düzenlemeye göre (6645 sayılı Kanun önceki hali) ... hükümlerinin uygulanması mümkün olmayıp somut uyuşmazlık yönünden belirtilen sınırlamanın yapılması mümkün değildir.
Ancak az yukarıda da açıklandığı gibi esasen davacının talep etmiş olduğu nitelikteki protez gideri ...’nın sorumluluğunda olmayıp karayolu zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında kalmakla birlikte, ... tarafından anılan zarar yönünden ... çerçevesinde davacının yaşamı boyunca proteze ihtiyaç duyduğunda karşılanacağı bildirilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan bu durum nazara alınarak Dairemizce zarar görünen zenginleşmesinin önüne geçilmesi bakımından davacı için uygun olan protez ile ... çerçevesinde ... tarafından karşılanacak protez karşılaştırılarak ... tarafından yaşamı boyunca alabileceği ... değerindeki protez bedelinin mahsubu ile sigorta şirketinin tedavi gideri kapsamında sorumlu tutulabileceği zararın belirlenmesi bakımından bu konuda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmış ve 21.06.2021 tarihli Ek rapor ile davacının zararı belirlenmiştir.
Netice olarak yukarıda belirtilen hususlar ışığında davalı sigorta şirketinin davacının talep etmiş olduğu zararlardan sorumlu olduğu Dairemizce değerlendirilmiş, istinaf incelemesi sırasında yapılan tahkikat neticesinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara Asliye 13.Ticaret Mahkemesi’nin 19.04.2017 tarih .... Karar sayılı kararının HMK’nin 356. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULARAK;
a-Davanın KABULÜNE,
Taleple bağlı kalınarak protez nedeni ile 100,00.-TL, protez bakım masrafı nedeni ile 100,00.-TL, protez tamir gideri nedeni ile 100,00.-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30.-TL harçtan peşin 27,70.-TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
c-Davacı tarafından yapılan 27,70TL başvurma harcı, 4,10.-TL vekalet, 27,70.-TL peşin harç ve 768,00.-TL tamamlama harcı olarak toplam 827,50.-TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
d-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan bilirkişi ücreti, posta ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.393,00.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
e-Davacı yanın yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından istinaf karar tarihindeki AAÜT uyarınca 300,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
f-HMK'nin 333. maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerine ilişkin olarak;
4-Davacı tarafından yatırılan karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde isteği halinde İADESİNE,
5-İstinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılması nedeni ile, kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine AAÜT uyarınca 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-İstinaf incelemesi aşamasında yapılan bilirkişi ücreti, tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 5.183,60.-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-HMK'nin 333. maddesi uyarınca kullanılmayan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
8-Kararın tebliğinin Dairemizce yapılmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda HMK'nin 356.maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda HMK'nin 361/1.maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 14/09/2021 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
...
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
