10. Hukuk Dairesi 2015/6193 E. , 2015/9841 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dairemizin 06.12.2010 tarih, 2009/7960 Esas 2010/15954 Karar sayılı bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Davacı Kurum, 03.04.2001 tarihli iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan ödemelerden oluşan Kurum zararının rücuan tazminini talep etmiştir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26 ve 87. maddeleridir.
Hukuki sorumluluğu doğuran unsurlar arasında illiyet bağı büyük bir önem taşır. İlliyet bağı, sorumluluğun asli şartı, tazminat hukukunun temel ilkesidir. Bu şart olmaksızın bir kişinin sorumluluğu düşünülemez. İnsan düşüncesinin bir kanunu olan illiyet kavramı, zararla söz konusu davranış veya olay arasında bir sebep sonuç bağının bulunmasını gerektirir. (..., Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Yetkin, 14. Bası 2012, syf 536)
Olay tarihinde yürürlükte bulunan İş sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün 376. maddesine göre, kaldırma makinaları, kabul edilen en ağır yükün en az 1,5 katını, etkili ve güvenli bir şekilde kaldıracak ve askıda tutabilecek güçte olacak ve bunların bu yüke dayanıklı ve yeterli yük frenleri bulunacaktır; 378. maddesine göre ise, kaldırma makinaları ve araçları her çalışmaya başlamadan önce, operatörleri tarafından kontrol edilecek ve çelik halatlar, zincirler, kancalar, sapanlar, kasnaklar, frenler ve otomatik durdurucular, yetkili teknik bir eleman tarafından üç ayda bir bütünüyle kontrol edilecek ve bir kontrol belgesi düzenlenerek işyerindeki özel dosyasında saklanacaktır, düzenlemelerine yer verilmiş olup, uygulamada yapılan denetimlerde yeterli teknik eleman olarak odaya kayıtlı makine mühendisleri kabul görmektedir.
Dosya kapsamına göre, davalılar.... tarafından üstlenilen ... Kulelerinin doğal gaz çevrimli elektrik santralı yapım işinin verildiği alt işveren davalı... İmalat … A.Ş.’den, kulelerin delta birleşim saclarının mekanik montajının yapım işini alan davalı ...… Ltd. Şti. çalışanı sigortalı, kiralanan manlift mobil vincin sepetinde çalışırken, 2. kademedeki pistonunun 90 derece bükülmesi ile sepet ve bom yağmurluk sacı üzerine düşmesi sonucu yaralandığı, xx xxx xx plakalı manlift mobil vincin periyodik kontrolünün 02.02.2001 tarihinde davalı TMMOB Makine Mühendisleri Odası, Kocaeli şubesi tarafından yapıldığı, yük kaldırma testinin yapılmadığı, rapor üzerinde tahrifat yapıldığı iddasıyla yürütülen soruşturmada zamanaşımı nedeniyle takipsizlik kararı verildiği, bozma sonrası hükme esas alınan kusur raporunda, davalı ... … Ltd. Şti.’nin %25, davalı ... İnş ve San. A.Ş.’nin %25, gerekli testleri yapmadan sadece iş güvenliği fonksiyon testlerini yaparak rapor hazırlandığı gerekçesi ile davalı TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nın %50 kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, herhangi bir davranışın zararlandırıcı sigorta olayında sorumluluğa neden olabilmesi için sonuç ile arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. Mahkemece, İTÜ Metalurji ve Makine Mühendisleri Bölümünden alınan raporda, pistonun eğilme bölgesinde yapılan incelemelerde çatlağa rastlanmadığı, eğilmede çatlak gözlenmemesinin, pistonun eğilerek kazaya sebep olmasında yorulmanın etkili olduğunu, pistonun çatlamadan eğilmesinin kaza sırasında akma mukavemetinin üstünde çekme mukavemetinin altında bir gerilmeye maruz kalarak plastik deformasyona uğradığını gösterdiği, bu nedenle eğilmenin aşırı yüklemeden kaynaklandığının düşünüldüğü, aşırı yüklemeye piston çapının veya piston malzemesinin uygun olmaması veya kullanımı sırasında pistonun kapasitesinin üstünde yüklemeye maruz kalmasının sebep olmuş olabileceğinin bildirilmesi karşısında, yetkili teknik kuruluş sıfatıyla, olaydan iki ay önce, iş güvenliği önlemlerine uyulması önerilerek, mobil vinç periyodik kontrol raporu veren davalı TMMOB Makine Mühendisleri Odası’nın mevzuata aykırı olduğu ileri sürülen eylemleri ile olay arasında uygun illiyet bağının ve kusurunun bulunmadığının gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur.
O halde yapılacak iş, olayın oluşuna göre, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerekeceği, bu önlemlerin aralarında asıl işveren-taşeron ilişkisi bulunan davalı şirketler tarafından alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığı ve dayanağı mevzuat hükümleri ayrıntılarıyla irdelenerek, mevcut çelişkiyi giderecek şekilde, iş kazasının olduğu meslek kolu ile iş ve işçi güvenliği konusunda uzman bilirkişi kurulundan alınacak kusur raporu ile sonuca gidilerek bir karar verilmesi gereği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
Kabule göre de, ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. Islahın amacı; yargılama sürecinde şekil ve süreye aykırılık sebebiyle ortaya çıkabilecek maddi hak kayıplarını ortadan kaldırmak olduğundan, hak ve alacağı bu sürecin dışında, ortadan kaldırmış olan işlemlerin, yani maddi hukuk işlemlerinin ıslah yoluyla düzeltilebilmesi elbetteki mümkün değildir. Bir başka deyişle, maddi hakkı sona erdiren maddi hukuk işlemleri ıslahla düzeltilemez. Feragat, kabul, sulh gibi işlemler, velev ki dava içinde yapılsın, asıl hakkı ortadan kaldırdıklarından usul işlemi olduğu kadar (davayı etkilediği için usul işlemidir) maddi hukuk işlemi mahiyeti
taşımaktadır. Açık bir irade beyanı ile terk edilen haklar, maddi gerçeğin şekle feda edilmesi gibi bir sonuç doğurmadığı için ıslahın konusu olamaz (HGK’nun 14.01.1953 gün ve E:1/8, K:3;14.3.2007 gün ve E:2007/2-99, K:141 sayılı ilamları). Bu sebeple, talebini açık ve yorumu gerektirmeyecek bir şekilde belirterek sınırlayan davacının, bu talebini ıslah yoluyla düzeltmesi mümkün değildir. (HGK."nun 10.10.2012 gün ve E:2012/853, K:2012/706 sayılı ilamı) Mahkemece, önceki bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılamada, tahkikat evresinin bitmemiş olması nedeniyle davacının davasını ıslah etmesinin mümkün olduğu gözetilmeksizin, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, isabetsizdir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, taraf avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 25.05.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.