
Esas No: 2020/883
Karar No: 2021/2247
Karar Tarihi: 15.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2020/883 Esas 2021/2247 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2020/883
KARAR NO: 2021/2247
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2019
NUMARASI: 2016/114 E - 2019/567 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 15/09/2021
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ... Faktöring (... Faktöring) tarafından diğer davalı ... ile dava dışı iki şirket aleyhine Bursa ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 11/02/2013 tarihinde icra takip alacaklısı davalı ... Faktöring tarafından davacı şirket ile diğer davalı ... şirketi arasında organik bağ olduğu iddiasıyla Anadolu ... İcra Müdürlüğü'nün ... talimat sayılı dosyası ile davacı şirkete hacze gidildiğini, 11/02/2013 tarihinde yapılan haciz esnasında, davacı şirket tarafından davacı şirket ile davalı ... şirketi arasında organik bağ bulunmadığı beyan edildiğini ve 3.kişi olarak istihkak iddiasında bulunulduğunu ancak davalı ... Faktöring (alacaklı) vekili tarafından istihkak iddiaların kabul etmediğini ve haksız ve muhafazaya geçilmesini talep ettiğini, davacı şirkete ait malların haczedilmesinin şirkette üretim durmasına ve zarara sebep olacağından dosyaya "37.190,00 TL borcu kabul etmemek kaydıyla, haciz baskısı ve tehdidi ahtnda her türlü yasal hakları saklı kalmak kaydıyla" teminat olarak" ödeme yapılması gerektiğini, hacizli mal olmaması ve davacı şirketin borçlu olmamasına rağmen haciz baskısı ve tehdidi altında üretim durmasını engellemek amacıyla ödemesi gereken paranın iadesini sağlamak için istirdat davası açıldığını, İstanbul 29. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2013/51 Esas ve 2013/316 Karar sayılı karanyla davanın reddine karar verildiğini, ... A.ş ve ... ile davacı şirket arasında devam eden haksız rekabet davasının bulunduğunu, taraflar arasında görülen bu davanın da davacı şirket ile dosya borçlusu şirket ve ortaklan arasında hiçbir bağlantı bulunmadığını ve taraflar arasında ihtilaf bulunduğunun açıkça görüleceğini, dosyada alınan bilirkişi raporuyla da bu konunun tespit edildiğini, davalı ... firmasının adresi ile davacı şirketin adresi arasında hiçbir ilgisinin bulunmadığını, bu hususun ve davacı şirketin ... şirketi ile hiçbir bağlantısı olmadığı hususunun sabit olduğunu,davacı şirket tarafından haciz baskısı ve tehdidi altında Bursa ...İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasına teminat olarak ödenen 37.900,00 TL'nin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davalılardan müşterek ve müteselsilden tahsili ile davacı şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanun'unun 35.maddesine göre tebliğ yapıldığı ve davaya cevap ve beyan sunmadığı anlaşılmıştır. Davada, İstanbul Anadolu 1.asliye Ticaret mahkemesinin 2015/268 E 2016/46 K sayılı 28.01.2016 tarihli kararı ile hakkında tefrik kararı sonrası ... Faktöring şirketinin alacaklı, davalı ... şirketinin borçlu olduğu icra takip dosyasına ,davacının dava tefrik edilen takip alacaklısı ... Faktöring Şti ’ye haciz baskısı altında yaptığı ileri sürülen ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği iadesi talep edilmiştir. Mahkeme, davacının sebepsiz zenginleşmeye konu ettiği 37.190,00 TL'lik tutarın , İstanbul Anadolu ... İcra Müdürlüğünün ... Talimat sayılı icra dosyası ile 11/02/2013 tarihli haciz sırasında aynı tarihli haciz tutanağı ile davacı firma yetkilisi ve davacı firma vekilinin de hazır olduğu haciz sırasında , haciz zaptında imzalarının bulunduğu tutanağa istinaden ödendiği davacının sebepsiz zenginleşme gerekçesi ile talep ettiği ödeme tutarını icra dosyasına şirket yetkilisi ve vekili huzurunda yaptığı ve bu surette sebepsiz zenginleşmeyi bildiği ve öğrendiği ihtilafsız olan 11/02/2013 tarihinden itibaren 2 yıllık süre dolduktan sonra 18/02/2015 tarihinde açılmış davanın TBK 82. maddesinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle ; "Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine" karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiş ise de, dilekçesine temyiz edildiği yazıldığı için dosyanın Yargıtay'a gönderildiği ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığınca istinaf incelemesi için iade edildiği anlaşılmakla,istinaf dilekçesinde;mahkeme kararında hernekadar ödeme tarihi ile dava tarihi arasında sebepsiz zenginleşmeye ilişkin 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş isede,zamanaşımı süresinin ödeme tarihi değil,açılan istirdat davasına ait kararın kesinleşme tarihinden itibaren başlaması gerektiğini ,ayrıca tefrik kararı verildikten sonra davalının davaya ilişkin zamanaşımı definin bulunmamasına rağmen mahkemece resen zamanaşımı hakkında karar veremeyeceğini, bu nedenle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davacı haciz sırasında ödediği paranın iadesi için önce alacaklı hakkında istirdat davası açmış ve İstanbul 29 ATM 2013/51 E.sayılı dava ile açılan ödenen bedelin iadesi davasında istirdat davasının takip borçlusu tarafından açılması gerektiği gerekçesiyle davanın aktif husumet ehliyet yokluğundan reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay19.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2014/4391 E 2014/8078 K.sayılı ilamı ile onandığı ,davacının bu kez sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak haciz sırasında ödediği bedelin iadesine yönelik alacaklı ile diğer borçlu hakkında bu davayı açtığı,davada diğer borçlu şirket hakkında tefrik kararı verildiği ve alacaklı hakkında sebepsiz zenginleşme yönünden ise davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Davada ,davalı alacaklı faktoring şirketi cevap dilekçesi ile süresinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Sebepsiz zenginleşme davasında aynı davacının aynı davalı alacaklıya karşı açtığı yine haciz sırasında ödenen aynı paranın istirdadına dair husumetten reddedilen ve kesinleşen dava açısından,davacının sebepsiz zenginleşmeye yönelik işbu davasında, önceki davanın kesinleşme tarihi ifanın imkansız hale geldiği tarih olarak kabul edilmelidir. 6098 sayılı TBK. m.77/1'e göre; zenginleşen başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; TBK. m. 79 ve 80'de "aynen geri verme ilkesi"ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Yine aynı Kanun'un 82 inci maddesinin birinci fıkrasına göre; sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. İki yıllık zamanaşımı süresi, hak sahibinin, mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, davacının davalıya karşı açtığı istirdat davasının reddi kararının Yargıtayca onandığı tarih olan 29/04/2014 tarihinin belirtilen kararın kesinleşme tarihi olarak ifanın imkansız hale geldiği tarih olarak kabul edildiğinden, sebepsiz zenginleşme dava tarihi olan 18/02/2015 tarihi itibarıyla TBT 82.madde gereği 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır. Bu itibarla , davacının davalıya karşı açtığı istirdat davasının reddi kararının Yargıtayca onandığı tarih olan 29/04/2014 tarihi gözetildiğinde ve davalı alacaklı hakkında açılan işbu sebepsiz zenginleşme dava tarihi olan 18/02/2015 tarihi itibarıyla sebepsiz zenginleşmeye ilişkin TBK 82.maddede belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından ,mahkemenin kararının usul ve hukuka uygun olmadığı görülmekle,davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılarak, yargılama yapılarak bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/09/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
