12. Hukuk Dairesi 2016/2717 E. , 2016/8910 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayetçi borçlu, icra mahkemesine başvurusunda; satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürerek 07.05.2015 tarihli taşınmaz ihalesinin feshini istemiş, mahkemece şikayetçi borçluya yapılan satış ilanı tebligatının usulüne uygun olduğu, ancak hissedar Hasan Aktürk"e yapılan tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/1. maddesinde; ""Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir"" hükmü yer almaktadır. Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesine göre ise; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır."" Aynı Kanun"un 21/2. maddesi gereğince de; "Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." Tebligat Kanunu"nun 23. maddesinin 1. fıkrasının 8. bendi uyarınca ise; ""Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı...ihtiva etmesi lazımdır.""
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine göre de; ""Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır. Ayrıca başkaca adres araştırması yapılmaz. 79 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre renkli bastırılan tebligat zarfında, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese tebligat yapılacağına dair meşruhata yer verilir.""
Yukarıda açıklanan Yasa ve Yönetmelik hükümleri gözetildiğinde, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 2l/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, tebliği çıkaran mercice, tebligat çıkarılan adresin, muhatabın, adres kayıt sistemindeki adresi olduğu belirtilerek bu adrese TK"nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup, tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından TK"nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılamayacağı açıktır.
Somut olayda; satış ilanının, şikayetçi borçlunun bilinen adresine tebliğe çıkartıldığı, ancak muhatabın tanınmadığından bahisle iade edilmesi üzerine, mernis adresi olan “...” adresine 04.05.2015 günü TK"nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Satış ilanı tebliğ evrakı üzerine, tebliği çıkaran mercii tarafından TK"nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup, dağıtıcının, kendiliğinden satış ilanı tebliğ işlemini TK"nun 21/2. maddesi uyarınca yapması, yukarıda değinilen Yasa ve Yönetmelik hükümlerine aykırıdır. Bu nedenle, sözü edilen tebligatın usulüne uygun yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
İİK"nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi, başlı başına ihalenin feshi sebebidir.
Diğer taraftan, tebligat eksikliği nedeniyle ihalenin feshini isteme hakkı, sadece kendisine tebligat yapılmayana (usulüne uygun yapılmayana) aittir. İhalenin feshini isteyen borçlu, kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmediğini, ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremeyeceğinden, mahkemece, satış ilanının, taşınmazda hissedar olan ilgiliye usulsüz tebliğ edildiği hususunun, ihalenin feshi sebebi olarak kabul edilmesi doğru değildir.
Mahkemece, satış ilânının şikayetçi borçluya usulsüz tebliğ edilmiş olması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ihalenin feshine hükmolunması doğru değil ise de, sonuçta istem kabul edildiğinden, sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK"nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 29,20 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.