
Esas No: 2018/108
Karar No: 2021/1075
Karar Tarihi: 16.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/108 Esas 2021/1075 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/108
KARAR NO: 2021/1075
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2013/132 Esas - 2016/763 Karar
TARİH: 22/12/2016
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti - Taşınır Mülkiyetinin Tespiti
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen hükme karşı her iki taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında ... Projesi Otel Ekipmanları adı altında 09/03/2011 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmede davalı şirketin "işveren", müvekkili şirketin "yüklenici", dava dışı ... Ltd. Şti.'nin " Proje Yöneticisi" dava dışı ... Anonim Şirketi'nin ise "Genel Müteahhit" adı altında tanımlandığını, sözleşme kapsamındaki 1-2-3-4 hak edişlere ilişkin tüm işlemlerin sözleşmenin 11.17 maddesi ilgili hükmü kapsamında değerlendirildiğini, sözleşmenin kelepçeleme sözleşmesi olduğunu, hakkedişlerin yapılmaması nedeniyle bazı envanterlerin davalının mülkiyetine geçmediğini, iflas erteleme davasının haksız rekabetin tespiti davasına engel olmadığını, taraflar arasında önceden düzenlenen işlem koşulları yönünden davalının haksız rekabette bulunduğunu, haksız rekabet sonucu ortaya çıkan maddi durumun ortadan kaldırılması gerektiğini dava dilekçesinde ileri sürülen tüm sebeplerden dolayı, TTK'nın 54, 55 ve 56. maddeleri uyarınca, öncelikle taraflar arasındaki sözleşmede önceden düzenlenen genel işlem koşullarının haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, haksız rekabet sonucu ortaya çıkan durumun ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı dosyasında davalı şirket yetkilisine yediemin olarak teslim edilmiş olup davalının haksız rekabet eylemine konu olan sözleşme kapsamındaki bir kısım taşınır malların mülkiyetinin davacı şirkete ait olduğunun tespitine ve kararın TTK'nın 59. maddesi uyarınca ilanına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasındaki sözleşmenin 09/03/2011 tarihinde imzalandığını, hakların aranma süresinin bir yıl olduğunu ve zaman aşımına uğradığını, 09/03/2011 tarihinde imzalanan sözleşme için TBK hükümlerinin uygulanmayacağını, davaya konu malların mülkiyetinin davacı ait olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu ve irsaliye ve faturaların envanter defteri ile karşılaştırıldığında gerçeğin ortaya çıkacağını, müvekkili şirketin .. Bankası Kurumsal Şube Müdürlüğü ile Projenin kredilendirilmesine ilişkin sözleşmeler imzaladığını ve merkezin inşa edildiği parsellerde ipotekleri bulunduğundan ... Bankası Kurumsal Şube Müdürlüğüne davanın ihbar edilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Haksız rekabetin tespiti ve giderilmesi talebi ile ilgili olarak; genel işlem şartları, sözleşmeyi hazırlayan ve hakim durumda olan tarafın, sözleşme içeriğini önceden tek başına belirlemek suretiyle tek tip bir akit halinde karşı tarafın kabulüne sunduğu sözleşme maddeleridir. Bu durumda sözleşmenin kuvvetli tarafının, kendi menfaat ve risklerini akde dilediği şekilde yansıttığı, diğer tarafa bu imkanı sağlamadığı, sözleşmelerin kurulmasında eşit şekilde görüşme ve pazarlık yapılmadığı, diğer tarafın akdin içeriğine müdahale imkanın bulunmadığı, sözleşme içeriğini ve genel işlem şartlarını tam olarak algılayıp olası sonuçlarını değerlendirmesine fırsat tanımadan akdi ilişkinin dayatıldığı var sayılmaktadır. Genel işlem koşullarının tanımının yapıldığı TBK.nın 20. maddenin birinci fıkrasına göre genel işlem şartlarının üç unsurunun bulunduğu, (Çok sayıda benzer sözleşmede kullanma amacı, Önceden ve tek taraflı hazırlanma, Karşı tarafa sunma) doktrinde bu unsurlara şartların tek yanlı hazırlanması, genel ve soyut nitelik taşımaları gibi unsurlar da eklenmektedir. Bu unsurları barındırmayan sözleşmede genel işlem şartlarının bulunmadığı kabul edilmelidir. Bu genel açıklama çerçevesinde; taraflar arasındaki sözleşme, 818 sayılı Borçlar Kanunu ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun yürürlükte olduğu dönemde imzalanmış olup davacının haksız rekabet olarak nitelendirdiği sözleşme hükümleri, davacı aleyhine genel işlem şartı olarak kabul edilse dahi bir anonim şirket olan davacının sözleşme özgürlüğü çerçevesinde davacı ile ticari ilişkiye girdiği, bu kapsamda davalının sözleşmede güçlü taraf konumunda olmadığı, başka bir ifade ile sözleşmenin düzenlenmesi aşamasında davacı aleyhine bir takım dayatma hükümler belirleme yetkisinin bulunmadığı, sözleşmenin akit serbestisi kapsamında düzenlendiği, sözleşmede yer alan hükümler itibariyle haksız rekabetin oluşmadığı kabul edilmiştir. Mülkiyetin tespiti talebi ile ilgili olarak; davacının bir diğer iddiası ise, davalı tarafa teslim ettiği birtakım malların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti talebine ilişkindir. Yukarıda ifade edildiği gibi taraflar arasında Otel-Mutfak Ekipmanları Tedariki konusunda sözleşme imzalandığı, sözleşme kapsamında davacının bir kısım ekipmanları teslim ettiği, buna bağlı olarak ödemeler yapıldığı, taraflar arasında ödemeler konusunda anlaşmazlık çıkması üzerine davacı tarafından İstanbul 24. ATM.nde dava açıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşme gereğince davalıya teslim edildiği anlaşılan malların bedeli, sözü edilen davada talep edilmiş olup o davada eda hükmü tesisi için, malların mevcudiyeti, teslimi gibi olgular tartışılacaktır. Mahkememizde açılan dava ile söz konusu malların mülkiyetinin tespitinin talep edilmesinde davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerektiği..." gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davanın tacirler arası haksız rekabete ilişkin olduğunu, ilk derece mahkemesinin dava konusu olayları ağırlıklı olarak TBK'nın 20. maddesindeki genel işlem koşulları dairesinde değerlendirdiğini, buna karşın TTK'nın haksız rekabete ilişkin maddelerinin değerlendirilmeyerek ciddi bir usulü hataya düşüldüğünü, Müvekkili şirketin, dava konusu sözleşmenin kurulduğu tarihte, basiretli bir tacir gibi hareket etmek yükümünü yerine getirmediği, sözleşme hükümlerinin sonuçlarım öngörmesi gerektiği yönündeki gerekçenin, dosya kapsamı göz önüne alındığında hukuka uyarlı olmadığını, davalının haksız rekabet teşkil eden eylem ve işlemlerinin, sözleşmenin kuruluş tarihinde değil, sözleşmenin taraflar arasında yürürlük kazanmasından sonraki bir süreçte ortaya çıktığını, Davalının sözleşmenin kuruluşunu takip edep süreçte, ödeme güçlüğü içine düştüğünden, sözleşme hükümlerini, TTK'nın 54/2. maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırı davranışlarda bulunarak ifa etmeme yoluna başvurduğunu, iflas erteleme davası açılmasının da bunun bir kanıtı olduğunu, davalının hali hazırda 720 tüzel ve gerçek kişiye borçlu olduğunu, Davalının sözleşmenin işleyiş süreci içinde başlangıçta hak edişe dayalı kısmi ödemelerde bulunduğunu, 2011 yılı hesapları yönünden taraflar arasında cari hesap mutabakatının sağlanması amacıyla 3.177.332,67 TL tutarındaki borç toplamını içiren mutabakat yazısına yönelik olarak davacı müvekkili şirkete verdiği cevapta, kendi muhasebe kayıtları yönünden 31.12.2011 tarihi itibariyle, davacı şirkete 1.269,766,09 Euro tutarında borçlu bulunduğunu kabul ettiğini, söz konusu bakiyedeki farklılığın ... nolu satış faturasının kendi kayıtlarına intikal etmemesinden kaynaklandığını belirttiğini, Taraflar arasında İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesinde 2012/208 Esas sayılı dosya ile derdest olan davada, satım konusu bir kısım mal bedellerinin davalıdan tahsili için başlatılan iflas yoluyla takip kapsamında davalının işbu takip konusu alacağa yaptığı itirazın kaldırılması ve davalının iflasına karar verilmesi talepli olduğunu, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararda "Mülkiyet tespitine konu edilen mallar yönünden" İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesinin karar verebileceğini, bu hususun kendi yargılama alanı içinde bulunmadığını belirttiğini, oysa İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava konusu olan mallar ilk derecede Mahkemesindeki "Haksız rekabet nedeniyle maddi durumun ortadan kaldırılmasına" konu olan malları kapsamadığını, taleplerine rağmen bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacının istinaf dilekçesinin reddine karar verilmesini istemiş, istinafa konu hükmün davalı lehine hükmedilen maktu vekalet ücretine ilişkin bölümünün kaldırılarak, müvekkili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesini, hükmün bu suretle düzeltilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK'nın 54 vd. hükümleri uyarınca haksız rekabetin tespiti, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması ve ayrıca icra takip dosyası kapsamında davalıya yediemin olarak teslim edilen bir kısım taşınır malların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş; karara karşı karşı, her iki taraf vekillerince, yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde; Dava ve talebe dayanak vakıa ve olayları ileri sürmek taraflara ait olup, bunların hukuki nitelendirmesi mahkemeye aittir. Taraflar arasında otel mutfak ekipmanları işleri sözleşmesi kapsamında ticari ilişki bulunduğu, bu kapsamda davacı yanca bir kısım ekipmanların davalıya teslim edildiği, karşılığında bir kısım hak edişlerinin ödendiği, ödenmediği ileri sürülen alacaklar yönünden ise davacının davalıya karşı açtığı İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesinde derdest davanın bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri doğrultusunda, sözleşme hükümlerinin genel işlem koşulu ve kelepçeleme özelliği gösterdiği, davalının da bu hususu kullanarak edimlerini yerine getirmemek için kullandığı, dolayısıyla sözleşme ilişkisi devamında bu hususun TTK'nın 54 vd. maddeleri kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülmüş ise de mahkeme gerekçesinde de açıklandığı üzere, tarafların tacir oluşu da dikkate alındığında somut olayda haksız rekabet oluşturacak genel işlem koşulları ve kelepçeleme sözleşme hükümleri bulunmayıp, davalının sözleşme hükümlerinden yararlanarak edimlerini yerine getirmediği iddialarının haksız rekabet niteliğinde değerlendirilemeyeceği, davalının borç ifa edimini yerine getirmediği iddiasıyla taraflar arasında eda hükmü sonucu doğuracak derdest bir davanın bulunduğu da gözetildiğinde, davalı vekilinin haksız rekabet iddiaları kapsamında mahkemece kurulan hüküm ve gerekçesinin isabetli olduğu kanaatine varıldığından, davacı vekilinin bu konudaki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Mahkemece davacının ileri sürdüğü vakıa ve deliller ışığında gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulmuş olup, çözümü hukuki nitelik taşıyan uyuşmazlıkta bilirkişi raporu alınmaksızın mahkemece karar verildiği gözetildiğinde, davacı vekilinin bilirkişi raporu alınmaksızın hüküm kurulmasının doğru olmadığı yönündeki istinaf başvuru nedeni de yerinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uyarınca davalıya verildiği ileri sürülen taşınır malların menkul niteliğinde olup, zilyetliği davalıda olan bu malların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti talep edilmektedir. Davacının davalıya sözleşme uyarınca verdiği mal ve hizmetlerden dolayı bakiye alacağının tahsili için İstanbul 24. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/208 E sayılı dosyasında derdest bir dava mevcut olup, mülkiyetin tespitine ilişkin menkullerin sözleşme kapsamında davacı tarafından davalıya teslim edilip edilmediği, davalının karşı edim yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği ve neticeten bu mallar için davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı hususları işbu davada karara bağlanacaktır. Açılmış bir eda davası varken ve eğer davacının bu malların aynına ilişkin bir talebi varsa bu malların davalıdan alınıp kendisine teslimi konusunda bir eda davası açma olanağı varken mülkiyetin tespiti davası açılmasında hukuki yararının bulunmadığı kanaatine varıldığından, mülkiyetin tespiti talebinin hukuki yarar yokluğundan reddi yönünde kurulan hüküm isabetli olup, aksi yöndeki davacı istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin incelenmesinde; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan eldeki davadaki taleplerden haksız rekabetin tespiti, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması talebinin reddine ilişkin hükmün maktu vekalet ücretine tabi olduğu tartışmasızdır. Yine, icra takip dosyası kapsamında davalıya yediemin olarak teslim edilen bir kısım taşınır malların mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti davasının da hukuki yarara ilişkin dava koşulu gerçekleşmediğinden reddedildiği gözetildiğinde, AAÜT'nin 7/2. maddesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Yukarıdaki açıklamalar ve tarafların istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, 2-Taraflarca yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına; bakiye 29,90'ar TL istinaf karar harçlarının davacıdan ve davalıdan ayrı ayrı tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-Taraflarca istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın, Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine, 5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 16.09.2021 tarihinde, oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK'nın 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süreler içinde temyiz yolu açıktır.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
