
Esas No: 2018/1827
Karar No: 2021/986
Karar Tarihi: 16.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2018/1827 Esas 2021/986 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1827 Esas
KARAR NO: 2021/986
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2018
NUMARASI: 2016/169 Esas, 2018/38 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalıya pazarlama, dijital istihbarat, medya planlama ve satın alma, sosyal medya pazarlama danışmanlık vb. hizmetleri sağlandığını, davalı şirketin de sağlanan bu hizmetler karşılığında müvekkiline hizmet bedeli ödediğini, ancak davalının cari hesap ekstresindeki kalan bakiye borç miktarı olan 28.803,33-TL yi ödemediğini, bu nedenle İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalının takibe yönelik itirazının iptaline ve davalı aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı taraf süresinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı şirketçe düzenlenen 31/10/2015 tarih ve 18.028,81 TL tutarlı iade faturasının davacı tarafından kabul edilmeyip defterlerine kaydedilmemesinden ve davacı tarafından düzenlenen 26/11/2015 tarih ve 21.766,85 TL bedelli google ödemesi konulu faturanın davalı tarafından davacının alacağına kaydedildikten sonra 02/12/2015 tarihli iade faturası kesilerek iptal edilmesinden kaynaklandığı, 18.028,81 TL'lik iade faturasına konu bedelin davacı tarafından 2015 yılı Ağustos ayında düzenlenen faturalara ilişkin olduğu, davalının hizmeti aldıktan iki ay sonra 2015 yılı Ekim ayı sonunda iade faturası düzenlemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi hizmetin alınmış olması karşısında iadesine imkan bulunmadığı; davalının 2015 yılı Ağustos ayında google ödemesi konulu iki adet faturaya kanuni süre içinde itiraz etmeyerek hizmeti kabul etmesi karşısında davacının 2015 yılı Ağustos ayında google hizmetine karşılık kestiği 26/11/2015 tarih ve 21.766,85 TL faturadan dolayı da borçlu olduğunun kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline, davalının alacağın % 20'si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin defterleri yasaya ve usulüne uygun tutulmasına rağmen bilirkişi raporunda defterlerinin delil vasfında olmadığının kabul edildiğini, davacının verdiği hizmetin müvekkili hizmet alanın talimatlarına bağlı olduğunu, müvekkilinin e posta ile davacıya, internet kanallarında yapılan reklam alımlarına 2015 yılı Temmuz ayından geçerli olmak üzere son verilmesi talimatında bulunduğunu, davaya konu faturaların ise 2015 yılı Ağustos ayına ait Google ve internet reklam kanallarından davacı tarafından yapılan hizmet alımlarına ilişkin yansıtma faturalar olduğunu, davacının tamilatlara uymamasına rağmen davanın kabulüne karar verildiğini, ayrıca uyuşmazlığın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle icra tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevabında; müvekkilinin davalı için dava dışı Google şirketinden aldığı hizmete ilişkin faturanın Google tarafından müvekkili adına düzenlendiğini, daha sonra Google tarafından verilen fatura içeriğine göre müvekkilinin fatura düzenlediğini, bu süreç nedeniyle hizmet verilen tarihten birkaç ay sonra hizmete ilişkin faturanın davalıya gönderildiğini, davaya konu faturaların tarafların hizmet ilişkisinin bulunduğu döneme ilişkin olduğunu, alacağın da likit olduğunu belirterek istinaf talebinin reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, Digital Hizmet Sözleşmesi kapsamında, hizmet bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlene Digital Hizmet Sözleşmesi kapsamında davacının cari hesap ekstresinden kalan bakiye hizmet bedeli 25.803,33 TL'nin tahsili için davalı hakkında takip başlattığı, davalı borçlunun yasal süresinde, 05/01/2016 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği ve davacının takibe itirazın iptali için 18/02/2016 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın kabulü ile takibe itirazın iptaline ve icra tazminatına karar verilmiş, davalı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Taraflar arasında hizmet ilişkisi bulunduğu konusunda uyuşmazlık bulunmayıp, uyuşmazlık, takip konusu alacak miktarı yönünden davalının borçlu bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince, davacının davalıya pazarlama, dijital istihbarat, medya planlama ve satın alma, sosyal medya pazarlama danışmanlık vb. hizmetleri sağladığını anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda; "davacı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup, sahibi lehine delil vasfını haiz bulunduğunu, davalı tarafın yevmiye ve defteri kebiri ibraz etmediğini, envanter defterinin ise kapanış tasdikinin bulunmadığını, taraf defterleri arasındaki uyuşmazlığın 31/10/2015 tarihli ve 18.028,81-TL miktarlı iade faturasının davacı şirketçe kabul edilmeyip, ticari defterlere kaydedilmemesinden ve davacının düzenlediği 26/11/2015 tarih ve 21.766,85-TL bedelli, google ödemesi konulu faturanın davalı şirketçe davacının alacağına kaydedildikten sonra; 02/12/2015 tarihli iade faturası kesilmek suretiyle iptal edilip, davalı şirket kayıtlarından çıkarılmış olmasından kaynaklandığını; 18.028,81 TL bedelli iade faturasının davacının 2015 yılı Ağustos ayında düzenlendiği faturalardan kaynaklandığını, bu faturalardan ikisinin Google tarafından verilen hizmete ilişkin düzenlenen yansıtma faturaları olduğunu, davalının bu faturalara konu hizmeti alıp faturaları defterlerine işledikten iki ay sonra, 2015 yılı Ekim sonunda iade faturası düzenlemesinin ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığını, satın alınan hizmetin taraflar arasında sözleşmenin yürürlükte olduğu 04/11/2013-15/10/2015 dönemi içerisinde gerçekleştiğini; Davacı tarafından düzenlenen 26/11/2016 tarih ve 21.766,85 TL bedelli faturanın, Google şirketinin davalıya 2015 yılı Ağustos ayında sağladığı hizmet karşılığı düzenlediği 15/10/2015 tarihli faturaya istinaden düzenlendiğini, davalının yukarıda açıklandığı üzere Google Ödemesi konulu 2015 yılı Ağustos ayına ait iki adet faturaya süresinde itiraz etmeyerek bu dönemdeki hizmeti kabul etmesi ve 26/11/2016 tarihli fatura konusu hizmetin sunulması karşısında bu fatura nedeniyle borçlu olduğunun kabulü gerektiğini" belirtmişlerdir.
Davalı vekili, davacıya gönderilen maille, internet kanallarında yapılan reklam alımlarına 2015 yılı Temmuz ayından geçerli olmak üzere son verilmesi talimatında bulunduğunu, bundan sonra verilen hizmetin talimata aykırılık teşkil edeceğini, takibe konu alacağın bu döneme ilişkin kısmından sorumlu olmadıklarını savunmuştur. Ancak 31/10/2015 tarihli ve 18.028,81-TL miktarlı iade faturasının, davacının 2015 yılı Ağustos ayında verdiği hizmete ilişkin olmasına rağmen davalının bu faturaları süresinde itiraz etmeyerek defterlerine işlediği görülmektedir. TTK'nın 21/2 fıkrası uyarınca faturayı alan, sekiz gün içinde fatura içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa, içeriğini kabul etmiş sayılır. Kaldı ki taraflar arasında düzenlenen 30/09/2015 tarihli ikale sözleşmesinde; 04/11/213 tarihinde yürürlüğe giren hizmet sözleşmesinin 15/10/2015 tarihi itibarı ile tüm sonuçları ile ortadan kaldırılacağı düzenlenmiş olup, faturaya konu hizmetinde sözleşmenin yürürlük döneminde kaldığı görülmektedir. Davacının düzenlediği 26/11/2016 tarih ve 21.76685 TL bedelli fatura davalı tarafından süresinde iade edilmişse de, 2015 yılı Ağustos ayında davalıya verilen hizmete ilişkin düzenlendiği görülmektedir. 31/10/2015 tarihli ve 18.028,81-TL miktarlı iade faturasının dayanağı faturanın 2015 yılı Ağustos ayına ait olup, davalının bu faturalara konu 2015 yılı Ağustos ayına ait hizmeti alıp, faturaları da defterlerine işlemesi ve 26/11/2016 tarihli fatura konusu hizmetin de davalıya sunulması karşısında, davalının 26/11/2016 tarihli fatura nedeniyle de borçlu olduğunun kabulü gerekir. Buna göre davalının iade faturası ile 26/11/2016 tarihli faturalara konu hizmeti alması, sözkonusu hizmetin taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlük dönemine ilişkin olması ve TTK'nın 20. maddesi uyarınca ticari işletmesiyle ilgili bir hizmet görmüş olan tacirin uygun bir ücret isteyebileceği gözetildiğinde, davalının borcu bulunmadığı yönündeki savunması yerinde görülmemiştir. Ayrıca alacak likit ve belirlenebilir olduğundan mahkemece alacağın % 20'si tutarında icra tazminatına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK'nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, davalı tarafından peşin olarak yatırılan toplam 476,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 417,60-TL harcın talep halinde kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/09/2021
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
