
Esas No: 2018/2230
Karar No: 2021/1716
Karar Tarihi: 22.09.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/2230 Esas 2021/1716 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2230
KARAR NO: 2021/1716
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2018
NUMARASI: 2015/713 Esas, 2018/860 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 22/09/2021
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan faturalara dayalı alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali; karşı dava, ayıplı imalat nedeniyle ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen karara karşı asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili ile davalı arasındaki eser sözleşmesine istinaden, davacının, davalı işsahibine ait kalıpların revizyonu işini gereği gibi yapıp tamamladığını, davalının yasal süresi içinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, bu işin bedelini içeren 28/02/2015 tarihli 17.700,00 TL tutarlı ve 21/03/2015 tarihli 14.160,00 TL tutarlı faturaların düzenlenip davalıya gönderildiğini, davalının bu faturalara yasal süresi içinde itiraz etmediğini ve faturalardan kaynaklanan davacı alacağının 6.544,00 TL’lik kısmının ödendiğini, bakiye 25.316,00 TL'lik alacağın ödenmemesi üzerine tahsili için davalı aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu belirterek, itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili; müvekkilinin adresinin Başakşehir ve yetkili İcra Müdürlüğünün Küçükçekmece İcra Müdürlüğü olduğundan bahisle takibin yetki yönünden geçersiz olduğunu, davacıya fazla ödeme yapmalarına ve fazla ödeme yapılan 6.544,00 TL'nin iade edilmesi ve kendilerine iade faturası kesilmesi konusunda anlaşmaya varılmasına rağmen takibin yapılarak davanın açıldığını, davacının taraflar arasında yapılan kalıp revizyon işini teknik şartnamedeki gibi yerine getirmediğini, davacının verilen kalıpların gerektiği gibi düzgün bir şekilde revize edilmeden teslim ettiğini, bu nedenlerle müvekkiline borçlu olduğunu belirterek davanın reddi ile karşı dava olarak 6.544,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiş; dava dışı kurum ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme nedeniyle müvekkili şirket aleyhine kesilen gecikme cezalarını davacı-karşı davalı şirketten talep etme hakkını saklı tutmuştur. Davacı-karşı davalı vekili karşı davaya cevabında; müvekkili şirketin üstlendiği edimi gereği gibi yerine getirdiğini, revize edilen kalıpların davalı şirketin fabrikalarında kullanıldığını, kalıpların ayıplı olması hakkında yasal süre içerisinde bir ihbarda bulunulmadığı gibi, yapılan işin karşılığında düzenlenen faturalara da yasal sürede itiraz edilmediğini belirterek, karşı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davacı-karşı davalının, davalı-karşı davacı şirkete ait kalıpların revizyon edilmesi işini üstlendiği, bu hizmetten kaynaklanan faturalara dayalı alacağının bulunduğu, bu nedenle ... seri numaralı 28/02/2015 tarihli 17.700,00 TL, ... seri numaralı, 21/03/2015 tarihli 14.160,00 TL bedelli ve 28/02/2015 tarihli 944,00 TL bedelli 3 adet faturanın tanzim edilerek davalı-karşı davacıya tebliğ edildiği, faturaların her iki taraf ticari defterlerine işlendiği, tarafların tacir olduğu, davalı-karşı davacının 06/05/2015 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnameyle davacı-karşı davalı tarafından yapılan işin ayıplı olduğu iddia edilerek bu hizmet karşılığında her iki tarafında kabulünde olan davalı-karşı davacı tarafça ödenen 6.544,00 TL'nin iadesi talep edildiği, her türlü şekilde ayıp ihbarının yapılmasının mümkün olduğu; ancak dosya içerisinde kalıpların revizyonu işleminin eksik ya da ayıplı olarak yapıldığına ilişkin tutulmuş herhangi bir tutanak ve yasal merciler vasıtasıyla yapılan bir bildirim bulunmayıp sadece 17/03/2015 tarihli mail ile ve kalıpların ayıplı olarak teslim edildiğine ilişkin Beyoğlu ... Noterliği kanalıyla yapılan 06.05.2015 tarih ve ... yevmiye numaralı bildirim bulunduğu; ayıp bildiriminin yasal süresinde olmadığı; davacının Bakırköy ...Noterliğinin 01/07/2015 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarname ile davalı-karşı davacıyı 03/07/2015 tarihinde temerrüde düşürdüğü, davalının ise öngörülmüş olan günlük yasal süresi içinde fatura bedellerine itiraz etmediği, bu durum nedeniyle fatura bedellerinin kesinleştiği, davalı-karşı davacının işin ayıplı olduğu ile ilgili iddiasını ispat edemediği; TTK.md.6'ye göre işin ayıplı yapıldığının ispat etme yükümlülüğü kendisinde olan davalı-iş sahibi işin ayıplı yapıldığını ispat edemediği için TBK.md.475'de davacı yükleniciyi ayıplı ifadan dolayı sorumlu tutma hakkına sahip olmadığı; bu nedenle davalı iş sahibinin yapılmış olan işin bedelinin tamamını davacı yükleniciye ödemekle yükümlü olduğu belirlenerek 23/10/2017 havale tarihli bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle davalı-karşı davacı tarafından 6.544,00 TL ödeme yapıldığı hususunun davacı-karşı davalı tarafın kabulünde olması sebebiyle dava konusu 3 adet faturanın toplam bedeli olan 32.804,00 TL'den düşüldüğünde davalı-karşı davacının, takip konusu 3 adet faturadan dolayı davacı-karşı davalıya 26.260,00 TL borcu olduğu, davacı-karşı davalı takip talebinde asıl alacak olarak 25.585,04 TL’nin tahsilini talep etmiş olduğundan bu talebi ile bağlı kalınarak, karşı davada, davalı-karşı davacı, davacı-karşı davalıya sözleşmeye istinaden ödemiş olduğu 6.544,00 TL’lik iş bedeli tutarının iadesi talebinde haklı olabilmesi için, davacı/yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklanan borcunu ayıplı ifa etmesi nedeniyle davalı eser sözleşmesinden dönmeye hak kazanmış olması gerektiği; davalı/karşı davalı, sözleşme konusu işin ayıplı yapıldığını ispat edemediğinden davalı/iş sahibinin talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılarak, faturalara dayalı alacağın likit olması karşısında davacının icra inkar tazminatı talebinin de haklı ve yerinde olduğu gerekçesi ile "asıl dava yönünden; davacı-karşı davalı vekilinin davasının kısmen kabulü ile 25.585,04 TL asıl alacak ve takip tarihinde itibaren işleyen yasal faiziyle birlikte Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, takibin devamına; 25.585,04 TL asıl alacak bakımından %20 icra inkar tazminatının davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacı-karşı davalıya ödenmesine; fazlaya ilişkin taleplerin reddine; davalı-karşı davacının davasının reddine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı vekili istinaf dilekçesi ile; işin ayıplı ifa edilmesi nedeniyle bakiye ücretin ödenmediğini; ayıbın farkedilmesi üzerine sözlü ve email yolu ile davacıya bildirildiğini; davacının emallerde ayıbı kabul ettiğini; hatalı ve eksik bilirkişi raporlarına dayanarak karar verildiğini; ayıplı ifanın MKE tarafından kesilen cezalarla ispat edildiğini; inkar tazminatı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen sözlü eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca davacının, davalı yükleniciye ait kalıpların revizyonu işini üstlendiği, bakiye bedelin ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali talep edilmiş; davalı yüklenici tarafından cevap dilekçesi ile işin usulüne uygun yapılmadığının davacıya bildirildiği savunularak davanın reddi talep edilmiştir. Eser sözleşmesi, iş sahibinin ödemeyi taahhüt ettiği ücret karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi ve teslim etmeyi üstlendiği iki taraf için hak doğuran ve borç yükleyen bir sözleşmedir. Eser sözleşmesinde iş sahibinin asli borcu TBK'nın 470.maddesi çerçevesinde meydana getirilen eser karşılığında bir miktar paranın ödenmesi, yüklenicinin borcu ise eseri zamanında ve ayıpsız olarak imal ve teslim etmektir. Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıptan sorumluluğu TBK'nın 474 ile 478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemesi veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir. Ayıp, teslim edilen eserde sözleşme ile kararlaştırılmış olan veya dürüstlük kuralına göre olması gereken ya da kanunun öngördüğü niteliklerin bulunmaması olarak nitelendirileceğinden ayıplı bir eserin imali ve teslimi sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediğini gösterir. Eserin teslim alınmasından sonra açıkça görülen veya usulüne göre yapılan bir muayene ile görülebilen ayıplar açık ayıp, bu şekilde tespit edilemeyen ancak zaman içerisinde eser kullanılırken ortaya çıkan ayıplar ise gizli ayıp olarak nitelendirilir. TBK'nın 474/1.maddesi gereğince açık ayıplar bakımından iş sahibi işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve uygun bir süre içerisinde tespit ettiği ayıpların yükleniciye bildirmekle yükümlüdür. İş sahibi bu külfetleri yerine getirmezse ayıp dolayısıyla kendisine tanınan haklardan yararlanamayacaktır. Somut olayda; davacı tarafça iş bedeli için düzenlenen 28/02/2015 tarihli 17.700,00 TL, 21/03/2015 tarihli 14.160,00 TL bedelli ve 28/02/2015 tarihli 944,00 TL bedelli 3 adet faturanın tanzim edilerek davalı-karşı davacıya tebliğ edildiği, dosya kapsamındaki 17/03/2015 tarihli e-postada davacı tarafından düzeltmeler için müdahale gerektiğinin belirtildiği ve 02.04.2015 tarihli e-postada davacı tarafından problem hakkında bilgi verildiği; bu e-posta yazışmaları, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamına göre ayıp ihbarının süresi içinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya üzerinde davacının üstlenmiş olduğu kalıp revizyonu işini teknik resimlere göre doğru şekilde yapıp yapmadığı, takibe konu faturalara dayalı alacağın bulunup bulunmadığı hususunda bilirkişi heyetinden alınan 23.10.2017 tarihli raporda, geçen süreye göre ayıbı tespit etmenin mümkün olmadığı; davalının ayıp itirazının yerinde olmadığı ve ayıp itirazının usulüne uygun yapılmadığı belirtilmiş ise de alınan 02.08.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda, karşı davacının kalıpların revizyonunda ayıplı revizyondan bahsetmenin mümkün olmadığı, ancak revizesi istenen kalıpların kontrol edilerek hangi kalıpların revize edileceği hangilerinin mümkün olamayacağının belirlenebileceğinin belirtildiği; ayrıca davalı-karşı davacı tarafından 20/06/2017 tarihli dilekçe ile dava konusu kalıpların kendi depolarında olduğu bildirildiğinden söz konusu kalıplar üzerinde ayıbın varlığı, niteliği ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılıp asıl ve karşı dava konusunda sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 25/09/2018 tarih, 2015/713 Esas, 2018/860 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davalı-karşı davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Davalı-karşı davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 22/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
