
Esas No: 2021/189
Karar No: 2021/942
Karar Tarihi: 24.02.2021
Danıştay 12. Daire 2021/189 Esas 2021/942 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/189
Karar No : 2021/942
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Başkanlığı
VEKİLİ : ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul İli, Maltepe İlçesi, ... Camii'nde İmam Hatip olarak görev yapan davacının, Diyanet İşleri Başkanlığı Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği'nin 5/1-b maddesinde belirtilen ortak niteliği kaybettiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 98/b maddesi uyarınca görevinin sona erdirilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ... , K: ... sayılı kararıyla; son derece ciddi bir yaptırımla sonuçlanan soruşturma kapsamında, ilgili GSM operatörlerinden istenilecek kayıtlara göre telefon mesajlarının içeriğinin açığa çıkarılmaması, konuyla ilgili olarak bilgi ve görgü sahibi bütün kişilerin bilgi ve ifadelerine başvurulmaması, soruşturma raporu'nda söz konusu kişiler dışında özellikle davacının ikamet ettiği çevreden veyahut cami cemaatine mensup kişilerden alınmış ifadelerin yer almaması, olaya ilişkin başkaca bir bilgi belgenin bulunmaması karşısında, davacının itikat, ibadet, tavır ve hareketlerinin İslâm törelerine uygunluğunun çevresinde bilinir olma şartını yitirdiği hususunun şüpheye mahal vermeyecek şekilde somut olarak ortaya konulamadığından, eksik incelemeye dayalı soruşturma raporu doğrultusunda davacı hakkında tesis edilen göreve son verme işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla; dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı ile müştekinin eşi arasında cinsel ya da fiziki bir birliktelik yaşandığına dair herhangi bir tespitte bulunulmamış ise de, her ikisi arasında yoğun bir telefon görüşmesi ve mesaj trafiği yaşandığı sabit olup, bizzat bu suretle iletişim içerisinde olduğu bayanın oğlu tarafından bu yazışmaların içeriğinin "İki genç arasında" sıcak bir ortamda sarf edilebilecek bir mahiyet taşıdığının beyan edilmesi, ... isimli şahıs tarafından, davacının müştekiyi şikayetinden vazgeçirmek için aracılık yapılmasını isteyip bunun karşılığında müştekiye tazminat ödemeyi önermesi, davacının beyanıyla da sabit olduğu üzere müştekinin bu husustan dolayı görev yaptığı camiye gelerek konuyu cemaat önünde tartıştıkları ve hali hazırda müşteki ile eşinin boşanma aşamasına gelmesi dikkate alındığında; davacının görme engelli bir şahsın eşiyle, yoğun bir şekilde gerçekleşen geceli gündüzlü telefon görüşmesi ve mesajlaşmalarının, mevzuatta belirtildiği üzere "İslam töresiyle" bağdaştırılmasına olanak bulunmadığı gibi müştekiyle cemaat önünde yaşadığı tartışma neticesinde, bu durumun itikat noktasında cemaat nezdinde davacıya duyulan güveni sarsacak boyutlara ulaştığı sonucuna varıldığı, bu durumda; adı geçen Yönetmeliğin 5. maddesinin (b) bendinde düzenlenen ortak nitelik şartını yitirdiği sabit olan davacının, 657 sayılı Kanun'un 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesi yönünde tesis edilen dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne, ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, hakkında başlatılan soruşturmada usulüne uygun disiplin soruşturması yürütülmediği, eski ve yeni görev yerindeki cami cemaatinin ve çevresinin ifadeleri alınmadan, GSM mesajlarının ve aramalarının içeriğinin neyi içerdiği ispatlanmadan, sadece şikayetçi ve oğlunun ifadeleri ile yetinilerek göreve son verme işlemi tesis edildiği, soruşturma konusu olaya ilişkin şikayetçinin savcılığa bir şikayeti olmadığı ve hakkında adli bir soruşturma sözkonusu olmadığı, hakkındaki iddiaların her türlü şüpheden uzak bir şekilde gerçeği yansıttığına dair soruşturma raporuna ve dava dosyasına somut deilil sunulmadığı, iddiaların somut delillerle ispat edilmeden sadece şikayetçi beyanı ile karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, göreve son verme işleminin acele alınmış bir karar olduğu ve oldukça ağır bir yaptırım olduğu, somut durum araştırılmadan hakkında karar verildiği, fiilerinin nesnel olarak değerlendirilmeden ölçülülük ilkesi dışına çıkılarak işlem tesis edildiği ve ceza yaptırımı orantılı olmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, davacının dini anlamda toplumda rehber olması, İslam Dininin inanç esaslarına ilişkin olarak toplumu doğru bilgilendirmesi ve aydınlatması gerekirken İslam Dinine aykırı eylemlerde bulunduğunun tespit edildiği, İslam Dininin inanç, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek üzere görev verilen idarelerinin bünyesinde bu görevlere layık insanların çalışmasının gerekli olduğu, din görevlisi olan davacının bulunduğu yerde arkasında saf tutan insanları olumlu manada yönlendirebilecek ve onlara kendisini dinletebilecek vasıfları bütünüyle ortadan kalktığı, davacı hakkında yapılan soruşturma sonucunda atanması sırasında bulunması gereken ortak bir nitelik taşıma şartını yitirdiğinin tespit edilmesi üzerine, davacının atanırken aranan ortak nitelik şartını görevi esnasında kaybettiğinden, idare işlemin görevine son verilmesine ilişkin idari bir işlem olduğu, kamu görevi ve kamu hizmetinin gerekleri, din hizmetinin özellik ve hassasiyeti dikkate alınarak tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu, yapılan iş ve işlemlerin kamu yararına, hizmet gereklerine ve mevzuata uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Kullanılmayan ... TL yürütmenin durdurulması harcının davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 24/02/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
