Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2728
Karar No: 2011/6749
Karar Tarihi: 8.12.2011

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/2728 Esas 2011/6749 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2011/2728 E.  ,  2011/6749 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu kaydında düzeltim

    ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu kaydının düzeltilmesi davasının kabulüne dair ...Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 17.06.2010 gün ve 150/262 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava konusu 284 ada 5, 262 ada 131 ve 262 ada 125 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin 17.8.2006 tarihinde yapıldığını, 262 ada 125 nolu parselin edinme sebebinde “...iş bu taşınmaz ... kızı ...’in nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla 20 yılı aşkın bir zamandan beri zilyet ve tasarrufunda iken adı geçen bu yerini kanuni ehliyete haiz ve mümeyyiz olarak kayıtsız ve şartsız 2004 yılında ...oğlu ...’e hibe ederek zilyetliğini devir ettiği…” 284 ada 5 nolu parselin “…iş bu taşınmaz ... kızı ...’in nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla 20 yılı aşkın zamandan beri zilyet ve tasarrufunda iken adı geçenin bu yerini kanuni ehliyete haiz ve mümeyyiz olarak kayıtsız ve şartsız 2002 yılında ... oğlu ...’e hibe ettiği…” yine 262 ada 131 parselin “… iş bu taşınmaz ... kızı ...’in nizasız ve fasılasız malik sıfatıyla 20 yılı aşkın bir zamandan beri zilyet ve tasarrufunda iken adı geçen bu yeri kanuni ehliyete haiz ve mümeyyiz olarak kayıtsız ve şartsız 2004 yılında ...oğlu ...’e hibe ederek zilyetliğini devrettiği…” yazılı ise de, halen ...Kadastro Mahkemesinin 2006/487 esasında kayıtlı kadastro tespitine itiraz davasını etkileyecek bir belirleme olduğundan edinme sebeplerinin değiştirilerek 284 ada 5 ve 262 ada 125 nolu parsellerin ......’e tashihen tesciline, 262 ada 131 parselin ise ... adına tashihen tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, Tapu Sicil Müdürlüğüne dava dilekçesi yöntemine uygun olarak tebliğ edilmesine karşın Hazine vekili yada temsilcisi oturumlara katılmamış ve yanıt vermemiştir.
    Davalı ... ilk oturumda dava konusu taşınmazlardan davacı olan annesinin bir ilgisinin olmadığını, taşınmazlardan birisini öteki davalı ağabeyi ...’in, ... isimli şahıstan satın aldığını, diğer ikisinin ise babalarından kendisine ve diğer davalıya kaldığını davayı bu şekilde kabul ettiğini açıklamış, beyanını imzası ile onaylamıştır. Öteki davalı ... tebligata rağmen oturumlara katılmamış, yanıt vermemiş ve kendisini vekille temsil ettirmemiştir.
    Mahkemece, taşınmazların bulunduğu yerde tespit bilirkişileri ile yerel bilirkişiler ve davacı tanıkları huzuruyla keşif yapıldıktan sonra davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm süresi içerisinde davalı ... temsilcisi aracılığıyla temyiz edilmiştir.
    Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; yerel mahkemece davacının dilekçesinde değinmiş olduğu ...Kadastro Mahkemesinin 2006/487 esasta kayıtlı dava dosyası 31.3.2009 tarihli dört nolu celsede getirilerek incelenmiştir. Davacısının ... (eldeki davanın davacısı) davalının maliye Hazinesi, davanın konusunun kadastro tespitine itiraz davası ve eldeki davaya konu olan taşınmazlar olduğu belirlenmiştir. Derdest dava dosyası mahalline iade edilmiştir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişiler ile kadastro tespit bilirkişileri ve davacı tanıkları davacının iddiasını doğrular biçimde beyanda bulunmuşlardır. Dava konusu parsellere ilişkin kadastro tutanakları getirilmiştir. Tutanakların itirazsız olarak 18.12.2006 tarihinde kesinleştirildikleri görülmüştür. Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi ve kabulündedir.
    Uyuşmazlık kadastro tespitine itiraz dosyasına esas olmak üzere kadastro tespit tutanaklarının edinme sebeplerinin böyle bir dava ile değiştirilip değiştirilmeyeceğinde toplanmaktadır. Davacı ... vekili, vekil edeninin Kadasto Mahkemesinde açtığı kadastro tespitine itiraz davasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde açıklanan miktar sınırlamalarına takılmamak için eldeki bu davayı açarak sözü edilen parsellerin edinme sebeplerinin değiştirilmesini istemektedir. Kadastro tutanakları; edinme sebepleri de dahil aksi sabit oluncaya kadar geçerli kabul edilen belgelerdir. Kadastro tutanakları ve bunların tapu kayıtlarına göre ... kayıt maliki olmadığından belgesizden edinilen bu taşınmazların miktarları davacı açısından hesaplanmaz ve davacıyı hukuken bağlamaz. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/1 fıkrası uyarınca belgesizden edinilen bir taşınmazın miktarının hesaplamada gözönünde tutulması için davayı açan kişi adına tespitin yapılmış olması ve kesinleşmesi ile tapu kaydının oluşmuş olması gerekir. Somut olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Bu bakımdan davacının böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Daha açıkçası davacının işbu davayı açmakta hiçbir hukuki yararı yoktur. Çünkü hukuki yarar ilkesi uygulamada dava koşulu olarak kabul edilmektedir. Bu davayı davalı gerçek kişilerin açması durumunda dinlenme olanağı olup olmayacağı mahkemesince taktir edilecektir. Öte yandan böyle bir davada Tapu Sicil Müdürlüğüne husumetin yönetilmeside doğru değildir.
    Kural olarak, tapuda kayıtlı taşınmazlar bakımından dava kayıt malikine, kayıt maliki ölü ise mirasçılarına yöneltilerek açılır.
    ... kayıt maliki olmadığına göre buna karşı açılan davanın pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken esastan karar verilmiş olması doğru değildir.
    Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
    Davalı idarenin temyiz itirazları bu nedenle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan sebeplerden ötürü 6100 sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA 8.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
    Davacı ... vekili, dava konusu 284 ada 5, 262 ada 125 ve 131 parsellerin kadastro tutanaklarının edinme sütunlarında, vekil edeninin 2002 ve 2004 yıllarındaki bağışlaması sonucu davalılar ... ve ... adlarına tespit ve tescil edildiğinin yazılı olduğunu, halbuki bu taşınmazların öncesinin vekil edeniyle ilgisi olmayıp adı geçenlere bağışlanmadığını, bu şekildeki tespitin vekil edeninin belgesiden zilyetlik yoluyla edinmesi gereken sulu toprakta 40, kuru taprakta 100 dönümlük limiti etkilediğini, ...Kadastro Mahkemesinde derdest 2006/487 esas sayılı tespite itiraz davasının bulunduğunu, kazanma koşulları gerçekleşse bile norm fazlası olduğu gerekçesiyle davasının reddedilme riskinin bulunduğunu ileri sürerek belirtilen taşınmazların kadastro tutanaklarının edinme sütunlarının iptaliyle dava dışı " ...ve ..."den intikal ettiği" şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davacının belgesizden zilyetlik yoluyla 40-100 dönüm taşınmaz kazanabileceği düşünüldüğünde eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, dava konusu yapılan taşınmazların öncesinin davacı ile ilgisinin olmayıp parsel maliklerine bağışlamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
    3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun "Sınırlandırma ve Tespit İşleri" başlıklı 3. bölümündeki 7/1. maddesinde aynen "...Teknisyenler elde ettikleri bilgi ve buna dair kanaatleri her taşınmaz mal için düzenleyecekleri kadastro tutanağına yazarak kanun hükümlerine göre taşınmaz malı sınırlandırır ve hak sahiplerini tayin eder..." hükmü yer almaktadır. Aynı Kanunun 11. maddesinde otuz günlük askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesine dava açılabileceği, 12/3.maddesin de ise; "...Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz..." hükmüne yer verilmiştir. Bu açıklamalara göre, tutanağın malik sütununun oluşturulmasına esas alınan, edinme sütununun tamamen iptali mümkün olduğu gibi değiştirilmesini yasaklayan yasal düzenleme bulumamaktadır.
    Kadastro Kanunu"nun 14. maddesinde, yazılı belgelerden hiç birisine dayanılmadan zilyedin aynı çalışma alanında kazanacağı miktar sulu toprakta 40 kuru taprakta 100 dönümü geçemez. Söz konusu miktarın belirlenmesinde zilyet, TMK"nun 996. maddesinde düzenlenen eklemeli zilyetliğe dayanılmakta isede zilyetle birlik de bayi esas alınır. Başka bir anlatımla, zilyedin tek başına 20 yıllık süreye ulaşan bağımsız zilyetliğinin bulunmaması durumunda, zilyetle birlikte önceki bayi yada bayilerin adlarına belgesizden tescil edilen taşınmazlar da 40-100 dönümün hesabında göz önünde bulundurulur. Yargıtay"ın ve Dairemizin kabulü de bu yöndedir. Dava konusu 284 ada 5, 262 ada 125 ve 131 parsellerin kadastro tutanaklarının edinme sütunlarında, davacı ..."in 2002 ve 2004 yıllarındaki bağışı sonucu davalılar ... ve ... adlarına tespit edildiği açıklanmıştır. Görülmekte olan dava da ise, davacı ... söz konusu taşınmazların kendisi ile ilgisini bulunmadığını ileri sürmektedir. Bu açıklamalara göre, yukarıda esas numarası belirtilen ...Kadastro Mahkemesi"ndeki derdest dosyada davacı sıfatı bulunan ..."in eldeki davayı açmakta hukuki yararı vardır. Dosyanın içeriğine, toplanan delillere göre davanın kabulünde isabetsizlik görülmediğinden yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayız .


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi