Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2020/1220
Karar No: 2021/349
Karar Tarihi: 24.02.2021

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1220 Esas 2021/349 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1220
Karar No : 2021/349

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Büyükşehir Belediye Başkanlığında Kaynak Geliştirme ve İştirakler Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, Genel Sekreter Yardımcılığına bağlı olarak idari konularda danışmanlık yapmak üzere kurum içi görevlendirme adı altında uzman kadrosuna atanmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesine hükmedilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla;
Davalı idare bünyesinde uzun yıllar daire başkanlığı görevinde bulunmuş, daire başkanlığından daha önce alınmasına dair işlem yargı kararı ile iptal edilmiş bulunan ve bu görevde başarısızlığına dair herhangi bir tespit bulunmayan davacının müktesabatına uygun bir başka daire başkanlığı görevine atanması gerekirken, uzman olarak atanmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
Öte yandan, dava konusu işlem sebebiyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların davanın açıldığı 21/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay İkinci Dairesinin 19/03/2019 tarih ve E:2016/7161, K:2019/1343 sayılı kararıyla;
Davacının ... Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı görevinden alınarak Sağlık ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı emrine şube müdürü olarak atanmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin yargı kararıyla iptali üzerine görevine iade edilmesi ve parasal haklarının ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlem ile bu işleme yapılan itirazın reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davada, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/12/2014 tarih ve E:2012/2648, K:2014/4778 sayılı bozma kararına uyularak davanın reddi yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararın, Danıştay İkinci Dairesinin 11/04/2017 tarih ve E:2017/103, K:2017/2977 sayılı kararıyla onandığı; davacının karar düzeltme isteminin ise anılan Dairenin 20/12/2017 tarih ve E:2017/3407, K:2017/8140 sayılı kararı ile reddedilmesi sonucu, Mahkeme kararının kesinleştiği,
Bu durumda, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/12/2014 tarih ve E:2012/2648, K:2014/4778 sayılı bozma kararına uyularak davanın reddi yolunda ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı karar, işbu davanın sonucu etkileyeceğinden, oluşan yeni hukuki durum karşısında, ... İdare Mahkemesince verilen karara göre, bu dosyada aynı Mahkemece yeniden bir değerlendirme yapılmak suretiyle karar verilmesi gerektiği yolundaki gerekçeyle ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla;
Her ne kadar, bozma kararında Mahkemelerinin 19/10/2016 tarih ve E:2016/972, K:2016/866 sayılı kararının işbu davanın sonucunu etkileyeceği belirtilmişse de, bakılan uyuşmazlık ile mezkur kararın sonucu arasında doğrudan bir nedensellik bağının bulunmadığı, davacının 2006 yılında davalı kurumdan ayrıldıktan sonra mahkeme kararı mucibince 2007 yılından itibaren davalı kurum bünyesinde uzun yıllar görev yaptığı ve halihazırda görev yapmaya da devam ettiği, dava konusu işlemden sonra muhtelif tarihlerde davacının farklı birimlere naklen atamasının yapıldığı ve bu atama işlemlerine karşı açılan davalarda mahkemelerce iptal kararı verildiği gözetildiğinde, davacının 2006-2007 yılı arasında kurum bünyesinde görev yapmamasının 2014 yılında tesis edilen dava konusu atama işlemin hukuki sonucunu etkileyeceği yönünde aleyhe değerlendirilmesinin hakkaniyet ve nesafet kurallarıyla bağdaşmayacağı,
Bu bağlamda, Danıştay bozma kararında sözü edilen Mahkemelerinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının işbu davanın hukuki sonucunu etkileyecek mahiyette olmadığı, kararın uygulanması noktasında etki göstereceği, kuşkusuz bu durumun da ancak ayrı bir hukuki uyuşmazlığın konusunu oluşturabileceği, dolayısıyla, hukuka uygunluk denetiminin, işbu davanın konusunu oluşturan atama işlemine münhasıran yapılması gerektiği, aksi düşüncenin, hukuka olan güven duygusunu zedeleyeceği,
Bu açıklamalar sonrasında dava konusu işlem incelendiğinde, yukarıda belirtildiği üzere, memurların naklen atanmaları konusunda idarelerin haiz olduğu takdir yetkisinin, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilerek kullanılması gerekirken, davalı idarece davacının görevinde başarısızlığına ya da disiplinsizliğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya sunulmadığı, davacının uzman kadrosuna atanmasını gerektirecek hukuken kabul edilebilir bir sebebin de gösterilmediği, kamu yararı ve hizmet gerekleri gözetilmeden tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı,
Öte yandan, Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında yer alan, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğuna dair emredici hüküm gereğince, hukuka aykırılığı ortaya konulan dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal haklarının davanın açıldığı tarihten (21/05/2014) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesi eklenmek suretiyle, dava konusu işlemin iptali, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesi isteminin kabulü, davalı idarece davacının yoksun kaldığı parasal hakların davanın açıldığı 21/05/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemlere karşı yönetsel başvuru yolları tüketilmeden dava açıldığı, dava konusu işlemin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde usul ve yasalara uygun olarak, kurum ihtiyaçları göz önünde bulundurularak, idareye tanınan takdir yetkisi çerçevesinde tesis edildiği, davacıya mobbing uygulanmadığı, daha öncesinde davacı tarafından açılan davalar neticesinde Mahkeme kararlarının gereklerinin yasal süresi içerisinde yerine getirildiği, dava konusu işlem sonrasında davacıya makam, görev ve diğer tazminatları ile aylığının aynen ödendiği, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'UN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile ... İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY : 16/04/1985 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen olarak göreve başlayan davacının, 25/03/2005 tarihinde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığına veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak naklen atamasının yapıldığı; 20/04/2005 tarihinde Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı olarak göreve başladığı; anılan görevi yürütürken ... tarih ve ... sayılı işlemle Sağlık ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı emrine şube müdürü olarak atandığı; davacının bu işleme karşı ... İdare Mahkemesinde dava açtığı; dava devam ederken ... tarih ve ... sayılı işlem ile kendi isteği doğrultusunda Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü emrine uzman olarak kurumlar arası nakil yoluyla atamasının yapıldığı ve 24/04/2006 tarihinde davalı idareden ilişiğini keserek yeni görev yerinde işe başladığı;
Davacının daire başkanlığı görevinden alınarak şube müdürü olarak atanmasına ilişkin işleme karşı açtığı davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile anılan işlemin iptaline karar verildiği; bunun üzerine davacı tarafından göreve iade edilmesi ve parasal haklarının tazmini istemiyle yapılan başvurunun ... tarih ve ... sayılı işlem ile reddedildiği; bu işleme karşı davacı tarafından yapılan itirazın da ... tarih ve ... sayılı işlem ile reddedilmesi üzerine, bu işlemlere karşı davacı tarafından açılan davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla dava konusu işlemlerin iptaline, bu işlemler nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının, idareye başvuru tarihinden (01/11/2006) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verildiği; anılan kararın iptal ve kabule ilişkin kısmı, Danıştay Beşinci Dairesinin 10/06/2011 tarih ve E:2010/677, K:2011/3142 sayılı kararıyla bozulmuş ise de, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla, bozma kararına uyulmayarak ilk kararda (iptal/kabul) ısrar edildiği; davalı idarenin temyiz başvurusu üzerine İdari Dava Daireleri Kurulunun 08/12/2014 tarih ve E:2012/2648, K:2014/4778 sayılı kararı ile ısrar kararının bozulduğu; anılan bozma kararına uyularak, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği; davacının temyiz başvurusunun, Danıştay İkinci Dairesinin 11/04/2017 tarih ve E:2017/103, K:2017/2977 sayılı kararı ile reddedilerek, anılan ret kararının onandığı; davacının karar düzeltme isteminin ise anılan Dairenin 20/12/2017 tarih ve E:2017/3407, K:2017/8140 sayılı kararı ile reddedildildiği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Mahkeme kararının gereğinin yerine getirilmesi amacıyla davacı, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı olarak atanarak 17/07/2007 tarihinde Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığında görevine tekrar başlamıştır.
Sonrasında davacı, 02/05/2008 günlü onay işlemi ile AKOM Şube Müdürlüğüne uzman olarak atanmış; bu işleme karşı açılan davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş; bu karara istinaden davacı tekrar Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı olarak atanmış ve 09/02/2009 tarihinde göreve başlamış; 16/02/2010 günlü işlemle Kaynak Geliştirme ve İştirakler Daire Başkanı olarak atanmış; dava konusu ... tarih ve... sayılı işlemle de Genel Sekreter Yardımcılığına bağlı olarak idari konularda danışmanlık yapmak üzere kurum içi görevlendirme adı altında uzman kadrosuna atanmıştır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "Memurların Kurumlarınca Görevlerinin ve Yerlerinin Değiştirilmesi" başlıklı 76. maddesinde; kurumların, görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memurları bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68. maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst veya kurum içinde aynı veya başka yerdeki diğer kadrolara naklen atayabilecekleri hükme bağlanmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Devlet Memurları Kanunu'nun 76. maddesi ile memurların naklen atanmaları konusunda idareye takdir yetkisi tanındığı açık olup, bu yetkinin ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun dava konusu idari işlemin neden ve amaç yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargı içtihatlarıyla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Somut olayda, idarenin sahip olduğu takdir yetkisini, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullandığına dair herhangi bir bilgi belge bulunmadığı dikkate alındığında; Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, Genel Sekreter Yardımcılığına bağlı olarak idari konularda danışmanlık yapmak üzere kurum içi görevlendirme adı altında uzman kadrosuna atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, temyize konu İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline, davalı idarece davacının yoksun kaldığı parasal hakların davanın açıldığı 21/05/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine ilişkin ... İdare Mahkemesinin temyize konu ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan ...- TL harcın istemi hâlinde davalı idareye iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ve ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

GEREKÇEDE KARŞI OY
XX- ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının Danıştay İkinci Dairesinin 19/03/2019 tarih ve E:2016/7161, K:2019/1343 sayılı kararında yer alan gerekçe doğrultusunda bozulması gerektiği oyuyla, karara gerekçe yönünden katılmıyorum.

KARŞI OY
XXX- Dava, ... Büyükşehir Belediye Başkanlığında Kaynak Geliştirme ve İştirakler Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, Genel Sekreter Yardımcılığına bağlı olarak idari konularda danışmanlık yapmak üzere kurum içi görevlendirme adı altında uzman kadrosunda görevlendirilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptaline ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 76. maddesinin birinci fıkrasında; "Kurumlar görev ve unvan eşitliği gözetmeden kazanılmış hak aylık dereceleriyle memuru bulundukları kadro derecelerine eşit veya 68 inci maddedeki esaslar çerçevesinde daha üst, kurum içinde aynı veya başka yerlerdeki diğer kadrolara naklen atayabilirler." hükmü öngörülmüştür.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile kamu personel rejimimize kazandırılan "kadro" kavramı, Devlet örgütü yapısının oluşturulmasında, kamu hizmet ve faaliyetleri ile bunu yürütecek iş gücünün planlanmasında kullanılan hukuksal bir araçtır. Kadro, memurun çalıştığı görev yerini, yapacağı işi, bir başka ifade ile yapacağı görevi tanımlaması açısından önemlidir.
Dava dosyasının incelenmesinden; ... Büyükşehir Belediye Başkanlığında Kaynak Geliştirme ve İştirakler Daire Başkanı olarak görev yapan davacının, Genel Sekreter Yardımcılığına bağlı olarak idari konularda danışmanlık yapmak üzere uzman kadrosuna görevlendirilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tarafına ödenmesine hükmedilmesi istemiyle görülmekte olan davanın açıldığı, dava konusu işlemde herhangi bir kanuni dayanak gösterilmediği gibi işlemin naklen atama mı, geçici görevlendirme mi olduğuna ilişkin de bir açıklık bulunmadığı anlaşılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu tetkik edildiğinde; Kanun'un 71. maddesinde sınıf değişikliği suretiyle atamanın, 74. maddesinde kurumlararası atamanın, 76. maddesinde kurum içi atamanın, (diğer atama ve yer değiştirme mevzuatları da dikkate alındığında kurum içi atama türleri olarak, sağlık, eş ve öğrenim mazereti nedeniyle atama, zorunlu bölge hizmeti nedeniyle atama, idari görevlere atanma, karşılıklı yer değiştirmek suretiyle atama, eski görevine iade suretiyle atanma isteği; olumsuz sicil nedeniyle atanma, istisnai memuriyetlere atanma, kadrosu kaldırılan memurların atanması, kapatılan, birleştiren kurumlardan atanma, boş kadrolara atanma istemi, yurt dışı görevlere atanma, yurt dışı görevlerden merkeze alınma, statü değişikliği, başka göreve atanmak üzere görevden alma vs.) düzenleme altına alındığı görülmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda aynı kurum içinde geçici olarak görevlendirme konusu düzenlenmemiş olmakla birlikte, bir kamu kurumunun mevzuatta belirlenmiş olan görevi içinde yer alan ya da bir hizmeti yürütmek amacı ile hizmetle ilgili uzmanlaşmış kamu görevlilerinin kadroları üzerinde kalmak üzere belirli süre ile görevlendirilmeleri mümkün bulunmaktadır.
Görüldüğü üzere, görevlendirme işlemi sürekli (kurum içi ve kurumlararası atama) ve geçici (belirli bir hizmetin yürütülmesi amacıyla belli bir süre için görevlendirme) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Dava konusu işlemde ise söz konusu görevlendirme işleminin süresi belirtilmemiştir. Personel rejimimizde "sürekli olarak görevlendirme" şeklinde bir görev yeri değişikliği ya da görev yeri belirleme biçiminin bulunmadığı, davacının daire başkanı iken uzman kadrosuna -süre kaydı olmaksızın- görevlendirilmesi şeklindeki nitelendirmenin naklen atamayı çağrıştırmakla birlikte, dava konusu işlemde dayandığı mevzuat kuralından söz edilmediğinden "atama işlemi" mi yoksa "geçici görevlendirme işlemi" mi olduğu anlaşılamamaktadır.
Diğer taraftan; davacının "görevlendirildiği" belirtilmek suretiyle tesis edilen işlem, davacının açtığı iş bu davada kendisini savunması açısından "açıklık" ve "belirlilik" unsurlarını ihtiva etmemektedir. Zira, herhangi bir mevzuat hükmünden ya da yasal dayanaktan söz edilmeyen ve içeriğinden "naklen atama" mı yoksa "geçici görevlendirme" mi olduğu açıkça anlaşılamayan işlemle ilgili olarak davacının kendisini savunma hakkını eksiksiz olarak kullanabileceğini kabul etmek mümkün değildir.
Bu durumda; belirli olmadığı gibi belirlenebilir nitelikte de olmaması nedeniyle dava konusu işlemde, konu unsuru yönünden mevzuata ve hukuka uygunluk bulunmaması nedeniyle, dava konusu işlemin iptaline, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmekte olduğundan; temyize konu ısrar kararında sonucu itibariyle hukuki isabetsizlik bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı ısrar kararının yukarıda yer verilen gerekçe doğrultusunda onanması gerektiği görüş ve kanaatiyle, çoğunluk kararına katılmıyorum.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi