17. Hukuk Dairesi 2013/18141 E. , 2015/4796 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar ... ve ... vekillerine istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.03.2015 Salı günü davalı ... vekili Av. ... ve davalı ... vekili Av. ... geldi. Davacı taraf ile davalı ... ve ... tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalılar ... ve ... vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ..."in alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 14.11.2008 tarihinde davalı ..."na, onun da 13.2.2009 tarihinde davalı ..."ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı borçlu savunma yapmamıştır.
Davalı ... vekili, takip konusu alacağı şüpheli olduğunu,aciz belgesi sunulmadığını, taşınmazı iyiniyetle ve 78.000 TL bedelle aldıkların belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazı iyiniyetle 105.000 TL bedelle aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre, dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu, taşınmazın iki kez el değiştirdiği, borçluya Tebligat Kanununun 35 ve 21. maddelerine göre tebligat yapılması zorunda kalınması, kendisine ulaşılmasındaki zorluklar, alacaklının alacağının alınması engelleme amaçlı muvazaalı devirler olduğunun göstergesi olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda, taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunduğu, taşınmazın iki kez el değiştirdiği, borçluya Tebligat Kanunun 35 ve 21 maddeleri gereğince tebligat yapılması nedeniyle dava konusu satışların muvazaa olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dava konusu taşınmaz 14.11.2008 tarihinde borçlu tarafından davalı ..."e onun tarafından da 13.2.2009 tarihinde davalı ..."a satılmıştır. Davalı 4.kişi ... yönünden bedel farkının varlığı ve kısa süreli satış iptal sebebi olmadığı gibi gibi iki satış arasında üç ay gibi süre olduğu, davalı ..."ın bilirkişi tarafından 144.112.34 TL rayiç bedel belirlenen taşınmazı üzerindeki 300.000 TL ipotekle birlikte tapuda 80.000 TL bedelle aldığı ,yaptığı ödemenin banka kayıtlarına göre 105 .000 TL olduğu bu durumda tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında da misli fark bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin davalı ... yönünden kabul kararı isabetli görülmemiştir.Davalı 4.kişi ... yönünden iptal kararı verilebilmesi için davacı tarafından onun İİK 280/1 madde kapsamında kötüniyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Davacı tarafından davalı ..."ın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından ... hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
2-Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden; dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere,davalı ..."in borçlunun 7.3.2007 tarihinde ...ndan kullandığı kredinin kefili olması ve kefil olarak borcu ödemesi nedeniyle İİK 280/1 madde kapsamında borçlunun durumunu ve amacının bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu 14.11.2008 tarihli tasarrufun İİK 280/1 madde kapsamında iptale tabi bulunmasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Davacı vekili dava konusu tasarrufların 2009/609, 608, 38409, 38405, 2008/19454 sayılı takip dosyaları yönünden iptalini talep etmiştir. 2009/19454 sayılı takip dosyasında takip konusu alacağın 1.12.2008 keşide tarihli çeke dayalı olduğu, borçluya tebligat yapılamadığından icra takibinin kesinleşmediği ve aciz belgesinin sunulmadığı anlaşılmaktadır. 2009/609 sayılı takip dosyasında alacağın 13.10.2008 ve 1.10.2008 keşide tarihli çeklere dayandığı, ödeme emrinin Tebligat Kanunun 35 maddesi gereğince tebliğ edilerek kesinleştiği ve borçlu adına kayıtlı ... plakalı araca 1.4.2010 tarihinde haciz konulduğu; 2009/608 sayılı takip dosyası yönünden alacağın 24.1.2009 keşide tarihli çeke dayandığı borçluya tebligat yapılamadığından icra takibinin kesinleşmediği dolayısıyla aciz belgesinin sunulmadığı, 2009/38405 sayılı takip dosyası yönünden alacağın 10.8.2008 ve 20.11.2008 keşide tarihli çeklere dayandığı, takibin kesinleşmediği, 2009/38409 sayılı takip dosyası yönünden alacağın 27.2.2009 keşide tarihli çeke dayandığı takibin kesinleşmediği ve aciz belgesi sunulmadığı anlaşılmaktadır. Dava ön koşulları yönünden anılan takip dosyaları incelendiğinde takip konusu çeklerden bir kısmının iptali istenen 14.11.2008 tarihli tasarruftan önce 10.8.2008-13.10.2008 tarihleri arasında bir kısmının ise iptali istenen tasarruftan sonra 20.11.2008-27.2.2009 tarihleri arasında düzenlediği anlaşıldığından öncelikli davacı ile davalı borçlu arasındaki takip konusu borcun doğumuna ilişkin özelllikle tasarruf tarihinde sonra düzenlenen çeklerle ilgili temel ilişki konusunda davacıya delilleri sunması için süre verilmesi, 20.11.2008-27.2.2009 tarih aralığındaki çeklerin ileri tarihli olup olmadığının belirlenmesi ve borcun doğumunun tespiti ;yukarıda kesinleşmediği belirlenen icra takiplerinin kesinleşmesinin beklenmesi, davacıya aciz belgesi sunulması için süre verilmesi dava önkoşullarının varlığı gerçekleştiği takdirde 14.11.2008 tarihli tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince iptaline,davalı 4.kişi ..."ın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davanın İİK"nun 283/2 maddesi gereğince bedele dönüşmesi nedeniyle davacının takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak 144.112.34 TL tazlinatın davalı ..."ndan tahsiline; aksi takdirde yani dava önkoşullarının bulunmaması halinde davanın ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen davalı yararına bozulmasına 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,3 nolu bentte açıklanan nedenlerle adı geçen davalı vekilinin temyiz itirazların kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ... ve ..."na verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."na geri verilmesine, 24/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.