9. Hukuk Dairesi 2015/32187 E. , 2015/34949 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KOCAELİ 6. İŞ MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2015
NUMARASI : 2015/44-2015/256
Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin 26/08/2008 yılında davalıya ait işyerinde işe başladığını, forklift operatörü olarak çalışmakta iken 20/06/2013 tarihinde davalı tarafça iş akdinin haksız ve geçersiz olarak feshedildiğini, davalının feshe gerekçe yaptığı olayda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, olayın gerçekleşmesine neden olan 3.kişi R.. B.." nun ise zararın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu, bu hususun 3.kişi tarafından da olay anında ve sonrasında kabul edildiğini, tüm bu nedenlerle yapılan feshin geçersizliğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili davacının kendisine teslim edilen forkliftle kendi kusuru sonucunda kaza yaptığını ve bu kaza dolayısıyla işyerine ait makineye ve 30 günlük ücretini aşacak tutarda zarar verdiğini, forklifti kullanırken dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığını ve gerekli özeni göstermediğini, davacı taraf her ne kadar kusurlu olarak diğer çalışan R.. B.."yu göstermiş ise de, söz konusu bu iddianın gerçek dışı olduğunu, olaydan sonra R.. B.."nun savunmasının alındığını, gerçekte R.. B.." nun istif yaparken davacının forklifti dikkatsiz ve tedbirsiz kullanarak kendisine çarptığını beyan ettiğini, davacı vekilinin ise bu ifadelerden sadece kendisine yarayan kısmı kullanarak asıl kusurlunun R.. B.. olduğunu iddia ettiğini, oysaki ifadelerin tamamına bakıldığında asıl kusurlunun davacı olduğunun görülmekte olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bozma kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle uyulmasına karar verilerek bozma kararı doğrultusunda eksikliklerin giderildiği, bilirkişi heyetinden rapor alınarak hüküm kurulduğu, alınan bilirkişi raporu ve dosya kapsamından davacının davalı işyerinde çalıştığı sırada dava dışı R.isimli işçinin kullandığı forkliftle geri geri gelirken davacının kendi kullandığı forkliftle çarpıştığı, davacının aceleci davranması nedeniyle bu olayın meydana geldiği olayın meydana gelmesinde bilirkişi tarafından verilen rapora göre davacının %80 oranında kusurlu olduğu, hasar toplamının 4.326,55 TL davacının kusur oranı da dikkate alındığında sorumlu olduğu zarar miktarın davacının 30 günlük ücret tutarı 2.013,30 TL’den fazla olduğu, feshin haklı ve geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Mahkemenin 14.01.2014 gün,... Karar sayılı kararı davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin 04.12.2014 gün, ... Karar sayılı kararıyla;
“Somut olayda davacının iş sözleşmesi kullandığı forkliftle kaza yapıp 30 günlük ücretiyle karşılanamayacak boyutta zarar meydana geldiği gerekçesiyle 4857 sayılı iş Kanunu m.25/II-ı uyarınca haklı nedenle feshedilmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde üç tanık dinletmek istediğini belirtmiştir. Mahkemece ön inceleme duruşmasında davalı tanık sayısını sınırlayarak iki tanesinin çağrılması ve bunlar için masraf yatırılması konusunda kesin süre vermiştir. Savunma hakkını kısıtlar şekilde kesin süre verilmesi hatalıdır. Yine aynı duruşmada mahkemece 5 numaralı ara kararla fesih sebebi dosyadaki fesih sebebiyle örtüşmeyecek şekilde rapor hazırlanması için bilirkişi görevlendirilmesine ve bu konuda 600 TL masraf yatırılması için kesin süre verilmişse de. dosyadaki fesih sebebiyle ara karardaki incelenmesi istenen fesih sebebinin uyumlu olmadığı, davalıdan dosya ile ilgisi olmayan bir fesih sebebinin araştırılması konusunda bilirkişi ücretinin yatırmasının beklenemeyeceği, bu nedenle hukuka uygun kesin süreden halledilemeyeceği gözetilmeden davalının feshi ispatlayamadığı şeklinde gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı açıklamalara göre deliller toplanıp meydana gelen zararın miktarı ve davacının varsa olaydaki kusur oranı gerekirse keşif yapılıp tespit edilerek davacının 30 günlük ücretiyle ödeyemeyeceği bir zararın olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararı sonrası 07.04.2015 günlü celsede bozma kararında tanık sayısının sınırlanmayacağı bunun savunma hakkını kısıtladığı bunun hatalı olduğu kısmı yönünden direnildiği açıklanmış, bilirkişi raporu açısından ise bozma kararın uyulmasına karar verilmiş, doğrudan bilirkişi raporu alınması üzerine davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. maddesinin birinci fıkrasında bilirkişi raporuna itiraz süresinin bilirkişi raporunun tebliğ tarihinden itibaren iki hafta olduğu hükme bağlanmıştır.
Öncelikle dava işe iade davasıdır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrasında işe iade davalarında Yargıtay kararlarının kesin olduğu hükme bağlanmıştır. Bu nedenle bozma kararına direnme imkanı bulunmamaktadır. İkinci olarak tanık dinlenmesi davacının olayda kusurlu olup olmadığını, kusur oranını etkileyebileceğinden beyanlarının alınması önem arz etmektedir. Nitekim bozma kararında deliller toplanıp meydana gelen zararın miktarı ve davacının varsa olaydaki kusur oranı gerekirse keşif yapılıp tespit edilerek davacının 30 günlük ücretiyle ödeyemeyeceği bir zararın olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak mahkemece usul ve yasaya aykırı şekilde tanık dinlenmeden (deliller toplanmadan) dosya doğrudan bilirkişiye verilerek alınan rapor sonucu hüküm verilmiştir. Ayrıca davacı vekiline bilirkişi raporu 18.06.2015 tarihinde tebliğ edilmiş 30.06.2015 günlü karar duruşmasında davacı vekilince bilirkişi raporuna itiraz sürelerinin devam ettiği belirtilmesine rağmen davacıya bilirkişi raporuna itiraz süresi kullandırılmadan hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılarak karar verilmiştir.
Buna göre taraf tanıkları usule uygun şekilde çağrılarak deliller toplanıp, meydana gelen zararın miktarı ve davacının varsa olaydaki kusur oranı gerekirse keşif yapılıp tespit edilerek davacının 30 günlük ücretiyle ödeyemeyeceği bir zararın olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.