
Esas No: 2020/7630
Karar No: 2022/13070
Karar Tarihi: 28.09.2022
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2020/7630 Esas 2022/13070 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Ceza Dairesi, bir kişinin halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçundan mahkum edildiği, ancak yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu gerekçesiyle, sanığın temyiz itirazları doğrultusunda hükmün bozulduğu belirtiliyor. Kararda, Tebligat Kanunu'nun 10/2. madde hükmüne göre, önce bilinen en son adres esas alınarak tebliğ çıkarılması, eğer bila tebliğ iade edilirse adres kayıt sistemdeki son adresin kabul edilerek tebliğ yapılması gerektiğinin vurgulanması yer alıyor. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun geçici 5. maddesinde yer alan \"hükme bağlanmış\" ibaresini Anayasanın 38. maddesine aykırı bulup iptal ettiği ve bu nedenle temyiz dosyalarında CMK'nın 251/3. maddesinin uygulanabileceği belirtiliyor. Kanun maddesi detaylı bilgi için şöyle açıklanmıştır: Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı kararı ile aynı güvenceler Anayasanın 38. maddesine göre Basit yargılama usulünü uygulamaya engelleyen hükmen kesinleşmiş dosyalarda basit yargılama usulü uygulanmaz bölümündeki hükme bağlanmış ibaresinin Anayasaya aykırı bulunarak iptal edilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres esas alınarak, Tebligat Kanunünun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanunu'nun 23/1-8 ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkânsızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği gözetilmeksizin, sanığın yokluğunda verilen hükmün, kovuşturma aşamasında talimat mahkemesinde 12.01.2016 tarihinde alınan savunmasında bildirdiği adrese tebliğe çıkartılması yerine doğrudan adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adresine MERNİS şerhi yazılarak yapılan tebliğ işleminin geçersiz olması karşısında; sanığın öğrenme üzerine sunduğu 23.05.2016 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede ;
Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 gün ve 2020/81 Esas, 2021/4 sayılı Kararı ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin "01.01.2020 tarihi itibariyle hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda ... Basit yargılama usulü uygulanmaz" bölümündeki "hükme bağlanmış" ibaresinin Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 38. maddesinde suçun kanuniliği ve cezanın kanuniliği güvence altına alınmıştır. Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesinin 7/1. maddesinde de aynı güvencelere yer verilerek "lehe kanunun uygulanması ilkesi" benimsenmiştir.
Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün "hükme bağlanmış dosyalarda" uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı CMK.nın geçici 5. maddesinin (d) bendindeki "hükme bağlanmış" ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına konu dosyalarda lehe hükümler içeren CMK.nın 251/3. maddesinin uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
