Abaküs Yazılım
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1371
Karar No: 2021/1154
Karar Tarihi: 30.09.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2019/1371 Esas 2021/1154 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1371
KARAR NO: 2021/1154
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2019
NUMARASI: 2018/708 E. - 2019/406 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükme karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, ancak müvekkili şirket yetkilisinin sağlığının bozulduğu dönemde cari hesap farklılıklarının oluştuğunu, cari hesap farklılıklarının davalı şirketin organik bağı bulunan ... Ltd. Şti. ile de başlaması üzerine davalı ve diğer şirket aleyhine Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/963 esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, dosyada alınan bilirkişi raporuyla, davalının müvekkiline 31.299,12 TL borçlu olduğunun belirlenerek menfi tespit isteminin kısmen kabulüne karar verildiğini, raporla belirlenen alacağın tahsili amacıyla Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibe yönelik itirazın haksız olduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20 oranındaki icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davacı aleyhine keşide edilen çekler nedeniyle başlatılan takipler bulunduğunu, davacı tarafından bu davanın icra takiplerini bertaraf etme amacıyla açıldığını, çekten kaynaklı alacağın varlığının ispat yükünün davacıda olduğunu, davacının davalıya çeklerin tutarı kadar borçlu bulunmadığını ispatlaması gerektiğini, davacının henüz kesinleşmeyen bir karar üzerinden icra takibi yapmasının kanunlara ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına, bilirkişi raporu içeriğine göre; taraflar arasında 2014 - 2018 yıllarını kapsar cari hesap ilişkisi olduğu ve taraf defterlerinin delil niteliği bulunup, davacının davalıdan 31.299,12 TL alacaklı olduğu noktasında birbiriyle uyumlu olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20'si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takibine yönelik itirazının 31.299,12 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, alacağın %20'si oranında belirlenen 6.259,82 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükme esas teşkil eden 11.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda ve davacının davasına konu ettiği Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/963 Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporlarında, hesapların ayrıştırılarak borç alacak ilişkisinin belirlendiğini, davacının davalı ... Ltd. Şti. ve dava dışı ... Ltd. Şti. ile ticari ilişkisinin bulunduğunu, ihtilafın iki şirketle de bulunduğunu, her iki şirketin ticari unvanlarındaki ufak farklılıklar ve vergi kimlik numaraları dışında işleyiş bakımından aynı şirketler olduğunu, davacının da ticari ilişkisini fiiliyatta bu şekilde yürüttüğünü, takibe esas alınan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/963 Esas sayılı davasının henüz kesinleşmediğini, davacının İstanbul ... İcra Müdürülüğünün ... Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu ödemenin depo edilmiş olup henüz ödenmediğini, ancak bedelin ödenmiş kabul edilerek rapor yazıldığını, tahsil edilemeyen icra dosya bedeli ve bilirkişi raporlarında hesaplar ayrıştırıldıktan sonra müvekkillerin alacağı da göz önüne alındığında davacının tek başına ... Ltd.Şit.'nden talep etmiş olduğu bedelin hakkaniyete aykırı olduğunu, hesaplar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, tahsil edilemeyen icra dosyası ve henüz kesinleşmeyen istinaf mahkemesindeki menfi tespit dava dosyası değerlendirildiğinde, davacının takipteki miktarda alacağının bulunmadığının anlaşılacağını, bu nedenle bu hususların yeniden incelenerek, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/963 Esas sayılı dosyasının istinaf incelemesinin sonucunun beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili, istinafa cevabında özetle; davalının istinaf başvurusunun yerinde olmadığını, daha önce açılan davada müvekkilinin her iki şirkete borçlu olmadığı ve alacaklı olduğu miktarların belirlendiğini, önceki davanın davalının takibi nedeniyle menfi tespit istemine ilişkin olduğunu, eldeki davanın ise müvekkilinin alacağının tahsili istemine ilişkin olması nedeniyle davanın sonucunun beklenmesine gerek bulunmadığını belirterek, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddi ile kötü niyetli istinaf nedeniyle disiplin para cezası uygulanmasına ve vekalet ücretinin HMK'nın 329/1. maddesi gereğince belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasındaki ticari satımdaki ödeme ve borç ilişkileri sonucu oluşan davacının cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın İİK'nın 67.maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekili tarafından, yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasındaki satım sözleşmesi ilişkisinde davalı tarafından teslim edilen mal veya hizmet karşılığı davacı tarafından ödeme yapıldığı, davacı tarafından yapılan ödemelerin fazla olduğu iddiasıyla 20.10.2015 tarihinde Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/963 Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığı ve davada iki adet icra dosyası nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği anlaşılmıştır. Anılan mahkemece davacı ve davalıların defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu sonucu, davacının davalıya borçlu olmadığı ve 31.299,12 TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Mahkemece 23.05.2018 tarihli kararla davacının 50.000 TL bedelli çek nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, ıslah talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince istinaf edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12.Hukuk Dairesinin 17.09.2020 tarih 2018/1689 Esas sayılı dosyasında yapılan istinaf incelemesi sonucu yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak dava tarihinden sonra yapılan ödeme, istinaf dilekçesi değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş ve mahkeme kararı kaldırılmıştır. İstinaf incelemesi tarih itibariyle takip ve davanın dayanağı olan Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin tasfiyesi için, tarafların borç ve alacak durumunun kesin olarak belirlenmesi gerekir. Bu kapsamda davaya dayanak gösterilen mahkeme kararı ve bilirkişi raporunda davacının borçlu olmadığı ve alacaklı olduğu belirlenmiş ise de taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine önceki kararın kaldırılarak yeniden bilirkişi incelemesi yapılarak borç ve alacak durumunun belirlenmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece önceki dosyanın sonucu beklenerek borç ve alacak durumunun kesinleşmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Aksi halde taraflar arasındaki ilişki tam olarak ortaya çıkmadan ticari ilişki tam olarak tasfiye edilmeden verilecek kararlarla tarafların yeniden dava açması gerekecektir. Davada davacının cari hesabın bütünü itibariyle bakiye bir alacağının bulunup bulunmadığı, önceki menfi tespit davasının sonucuna göre belirlenerek, ticari ilişkiyi bütünüyle tasfiye edecek bir hüküm verilmesi gerekirken, uyuşmazlığı çözmeyen ve tarafları tekrar dava açmak zorunda bırakacak şekilde verilen hüküm, usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK'nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK'nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK'nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 30.09.2021
KANUN YOLU:HMK'nın 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi