9. Hukuk Dairesi 2014/23787 E. , 2015/34839 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 1. İŞ (SOSYAL GÜVENLİK) MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/02/2014
NUMARASI : 2010/89-2014/31
Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, dava dilekçesinde yaklaşık 16 saat çalışmasına karşılık aldığı ücretin kendisine yetmediğini, geçimini sağlayamadığını, kendisine yapılan 10 TL’ lik zammın yeterli gelmediğini işveren beyan ettiğinde “daha fazlasını vermem istediğini yap” cevabını aldığını ve 19.07.2009 tarihinde çıkışının yapıldığını, bu güne kadar yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ve yıllık izin ücretinin de ödenmediğini, vergi iadesinin ödenmediğini, hiç bir hakkı verilmeden işten çıkmak zorunda bırakıldığını ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile fazla mesai ve yıllık izin ücreti alacaklarının ödenmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının kendisinin isteği ile işten ayrıldığını, tazminatların hak edilmediğini, ödenmemiş işçilik alacağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, . davacının iş akdinin zam talebinin reddi üzerine tek taraflı feshettiği, feshin haklı bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- İşçinin ödenmeyen işçilik hakları sebebiyle iş sözleşmesini haklı olarak feshedip feshetmediği konusu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret işçi için en önemli hak, işveren için en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanununun 32 nci maddesinin dördüncü fıkrasında, ücretin en geç ayda bir ödeneceği kurala bağlanmıştır. 5953 sayılı Basın İş Kanununun 14 üncü maddesinin aksine, 4857 sayılı Yasada ücretin peşin ödeneceği yönünde bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, aksi bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde kararlaştırılmadığı sürece işçinin ücreti bir ay çalışıldıktan sora ödenmelidir.
Ücreti ödenmeyen işçinin, bu ücretini işverenden dava ya da icra takibi gibi yasal yollardan talep etmesi mümkündür.
1475 sayılı Yasa döneminde, toplu olarak hareket etmemek ve kanun dışı grev kapsamında sayılmamak kaydıyla 818 Sayılı Borçlar Kanununun 81 inci maddesi uyarınca ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini ifa etmekten, yani çalışmaktan kaçınabileceği kabul edilmekteydi. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 97 inci maddesinde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda ise ücret daha fazla güvence altına alınmış ve işçi ücretinin yirmi gün içinde ödenmemesi durumunda, işçinin iş görme edimini yerine getirmekten kaçınabileceği açıkça düzenlenmiş, toplu bir nitelik kazanması halinde dahi bunun kanun dışı grev sayılamayacağı kurala bağlanmıştır.
Ücreti ödenmeyen işçinin alacağı konusunda takibe geçmesi ya da ücreti ödeninceye kadar iş görme edimini yerine getirmekten kaçınması, iş ilişkisinin devamında bazı sorunlara yol açabilir. Bu bakımdan, işverenle bir çekişme içine girmek istemeyen işçinin, haklı nedene dayanarak iş sözleşmesini feshetme hakkı da bulunmaktadır. Ücretin hiç ya da bir kısmının ödenmemiş olması bu konuda önemsizdir.
Ücretin ödenmediğinden söz edebilmek için işçinin yasa ya da sözleşme ile belirlenen ücret ödenme döneminin gelmiş olması ve işçinin bu ücrete hak kazanması gerekir.
4857 sayılı İş Kanununun 24 üncü maddesinin (II) numaralı bendinin (e) alt bendinde sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. İkramiye, prim, yakacak yardımı, giyecek yardımı, fazla mesai, hafta tatili, genel tatil gibi alacakların ödenmemesi durumunda da işçinin haklı fesih imkânı bulunmaktadır .
İşçinin ücretinin işverenin içine düştüğü ödeme güçlüğü nedeniyle ödenememiş olmasının sonuca bir etkisi yoktur. İşçinin, ücretinin bir kısmını Yasanın 33 üncü maddesinde öngörülen ücret garanti fonundan alabilecek olması da işçinin fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
Bireysel veya toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan aynî yardımların yerine getirilmemesi de (erzak ve kömür yardımı gibi) bu madde kapsamında değerlendirilmeli ve işçinin “haklı fesih” hakkı bulunduğu kabul edilmelidir.
İşçinin sigorta primlerinin hiç yatırılmaması veya eksik bildirilmesi, sosyal güvenlik hakkını ilgilendiren bir durum olsa da Dairemizin 1475 sayılı Yasa döneminde istikrar kazanmış olan görüşü, 4857 sayılı İş Kanunu döneminde de devam etmekte olup, sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde de işçinin haklı fesih imkânı vardır.
Somut olayda davacı, dava dilekçesinde yaklaşık 16 saat çalışmasına karşılık aldığı ücretin kendisine yetmediğini, geçimini sağlayamadığını, kendisine yapılan 10 TL’ lik zammın yeterli gelmediğini işveren beyan ettiğinde “daha fazlasını vermem istediğini yap” cevabını aldığını ve 19.07.2009 tarihinde çıkışının yapıldığını, bu güne kadar yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ve yıllık izin ücretinin de ödenmediğini, vergi iadesinin ödenmediğini, hiç bir hakkı verilmeden işten çıkmak zorunda bırakıldığını gerekçesiyle ücret alacaklarının ödenmemesi nedeniyle sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini iddia etmesi ve davacının fazla mesai ücret alacağının tespiti karşısında; davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından kıdem tazminatı talebinin kabulüne ancak ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.