Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1455
Karar No: 2021/1079
Karar Tarihi: 30.09.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1455 Esas 2021/1079 Karar Sayılı İlamı

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ...
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

...

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
...
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2019
NUMARASI : ...
DAVA TARİHİ : 13/03/2017
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ... ile ...'ün, dava dışı ... ... ... ...Ltd.Şti ile ... A.Ş. arasında 15/04/2010 tarihinde akdedilen ... sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, kredinin toplam limitinin yazılacağı alanın boş bırakıldığını, 16/04/2010 tarihinde dava dışı ... ... ...Ltd. Şti'ne 25.000,00 TL anapara ödemeli kredi açıldığını kredi ödeme tablosunun müvekkilleri tarafından imzalandığını, ... sözleşmesinin teminatı olarak dava dışı şirketten bedelsiz bono alındığını, iş bu bonoyu da müvekkillerinin kefil sıfatıyla imzaladıklarını, dava dışı ... ... ...Ltd. Şti'nin ödemelerini düzenli yaptığı kredilerini 2012 yılı başında ödeyememeye başlanması üzerine davalı bankaca dava dışı şirket ile müvekkilleri aleyhine hesapların kat edilerek Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün.... Esas Sayılı dosyası ile müvekkileri aleyhlerine icra takibi başlatıldığını, dava dışı şirketin borçlu olarak gösterilmediğini ve dava dışı şirket tarafından yapılan ödemelerin dikkate alınmadığını, yine düzenlenen bononunda müvekkilleri aleyhine aynı icra müdürlüğünün.... Esas Sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, müvekkillerince ödemeler yapıldığını ancak icra takip işlemlerine ödeme yapılmamış gibi devam edildiğini, müvekkillerinin her iki icra dosyası üzerinden haciz baskısı altına alındığını, bu nedenlerle müvekkilleri tarafından borç miktarından fazla olarak ödenen ve mahkemece yapılacak inceleme ve alınacak rapor ile kesin olarak belirlenecek bedellere ilişkin istirdat talebi ve davası açmak ve fazlaya ilişkin diğer talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davanın kabulü ile müvekkillerinin davalı bankaya Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün .... Esas Sayılı icra dosyaları ile borçlu olmadığının tespiti ile fazlaca ödenen miktarların ödeme tarihinden itibaren bankalarca mevduata işleyecek en yüksek faiz miktarı üzerinden işleyecek faizi ile beraber istirdatına, %20'den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalı bankadan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesinde özetle; Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün .... Esas Sayılı icra dosyalarında borçlu olmadıklarının tespiti ile ... Esas sayılı takip dosyasında davalı yana borçlu bulunmadığı halde yatırılan bedellerin istirdadı, ayrıca dava tarihinden sonra bu takip dosyasına 16/11/2018 tarihinden 19/06/2019 tarihine kadar yapılan 5.730,00 TL maaş kesintisinin de davalıdan alınarak davacı müvekkillerine en yüksek faiz oranı üzerinden ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıların kesinleşmiş icra takiplerine ilişkin iddialarının haksız olduğunu, Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün ...Esas Sayılı dosyalarının incelendiğinde davacıların dava dilekçelerindeki iddialarının asılsız olduğunun anlaşılacağını, yapılan tüm ödemelerin banka kayıtlarında belli olduğunu, takiplerin 2012 yılında yapıldığından faiz işlediğini, takiplerin kesinleştiğini, davacıların istirdat taleplerinin de hak düşürücü süre dolmuş olduğundan hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kötüniyet tazminat taleplerinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, tüm itiraz ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla haksız açılan davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 50.000,00-TL limitli 15/04/2010 tarihli ... sözleşmesi düzenlendiği, davacıların bu sözleşmeyi 50.000,00-TL kefalet limitiyle imzaladıkları ve bu sözleşmenin imzalanması sırasında davalı bankanın davacılardan 50.000,00-TL bedelli teminat senedi aldığı, bilahare davalı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında bu defa 250.000,00-TL limitli 04/05/2011 tarihli ... sözleşmesi düzenlendiği, ancak bu sözleşmeye davacıların kefil olmadıkları, 2010 tarihli sözleşme kapsamında 16/04/2010 tarihinde asıl borçluya 25.000,00 TL'lik kredi kullandırıldığı ve bu kredinin ödenerek 15/04/2010 tarihinde kapatıldığı, yine bu 2010 tarihli sözleşme kapsamında 28/02/2011 tarihinde 30.000,00-TL kredi kullandırıldığı, bu kredinin ise 28/02/2012 tarihinde davamıza konu olan icra takip dosyalarından önce kapatıldığı, davacıların kefil olmadığı 04/05/2011 tarihli sözleşmeden dolayı da kredi kullandırıldığı, bu sözleşmeden kaynaklı kredilerin ödenmemesi üzerine 31/05/2012 tarihinde takibe intikal ettirildiği, dava ve takibe konu tüm kredilerin 2011 tarihli davacıların kefalet imzalarının yer almadığı ... sözleşmesinden kaynaklandığı, bu nedenle davacıların takibe konu edilen kredilerden dolayı herhangi bir sorumlulukları bulunmadığından dava konusu her iki takipten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, ancak davalı banka tarafından Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi,.... Esas sayılı dosyasıyla da teminat senedine dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla davacılar hakkında takip başlattığı, bu takipler sırasında davacıların hiçbir sorumluluğunun bulunmamasına rağmen davalının davacı ...'den 121.880,76 TL tahsilat gerçekleştirdiği, davalının haksız tahsil ettiği bu bedeli bu davacıya iade etmesi gerektiği gibi ödeme tarihinden itibaren yasal faizlerini de iade etmesi gerektiği, bilirkişi ...'ın raporunda da ayrıntılı belirtildiği üzere davalının davacı ...'e 121.880,76 TL bedel ile bunun dava tarihine kadar işleyen yasal faizi olan 31.825,26 TL'den oluşan toplam 153.706,02 TL'nin davalıdan istirdaden alınıp davacıya verilmesine, davacı ...'ün asıl alacağı olan 121.880,76 TL'ye dava tarihi olan 16/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, yine bilirkişi raporunda hesaba dahil edilmeyen 18/11/2018 ile 19/06/2019 tarihleri arasında davalı ...'den taksitler halinde tahsil edilen 5.730,00 TL'nin de davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi gereğince davalıdan istirdaden alınıp davacı ...'e verilmesine, davalının kötü niyetli takip yaptığı kanıtlanıp anlaşılamadığındna davacının tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kötü niyet tazminatının reddine yönelik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerin müşterek ve müteselsil sıfatı ile sorumlu oldukları 15/04/2010 tarihli ... sözleşmesinin tüm hükümleri ile birlikte aleyhe yürütülen icra takiplerinden önce sonlanmış olduğu ilk derece mahkemesinin aynı kararı ile sabit olup, bu haliyle müvekkillerinin imzası havi olmayan 250.000,00 TL limitli 04/05/2011 tarihli ... sözleşmesinden kaynaklı alacak takiplerinde müvekkillerinnin de borçlu gösterilmesi davalı bankanın son derece kötü niyetli olarak hareket ettiğini, kaldı ki davalı bankanın, kötü niyetli takibi ile haciz baskısı ile müvekkillerinden 127.610,76 TL tahsilat yaptığını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kötü niyet tazminatı yönünden kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini, ayrıca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dava dosyasındaki savunmalarında da belirtildiği üzere takibin dayanağı olan senedin teminat senedi olarak kabulünün ancak yazılı belge ile mümkün olduğunu, bu değerlendirmeyi mahkemenin kendisinin yapması gerektiği halde bilirkişi raporuna itibar ederek davaya konu senedin teminat senedi olarak verildiği yönündeki kabulünün hatalı olduğunu,
Ayrıca bilirkişi raporunda davacılardan ...'ün babası ... tarafından dava dışı şirket hesabına yatırdığı 80.000,00 TL'lik ödemenin ...'ün borcu karşılığında yapılmış gibi hesaplanarak borçtan düşülmesinin de mümkün olmadığını, kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; icra takiplerinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Eskişehir 2.İcra Müdürlüğünün ....esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının ... A.Ş., borçlularının ..., ... ve dava dışı ... olup, 50.000,00 TL asıl alacak, 4.300,00 TL işlemiş faiz, 215,00 TL BSMV, 551,08 TL masraf olmak üzere toplam 55.066,08 TL'nin tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı, alacağın dayanağı olarak 04/05/2011 tarih ve 250.000,00 TL limitli ve 15/04/2010 tarih ve 50.000,00 TL limitli sözleşmelerin gösterildiği,
Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı banka vekili tarafından dava dışı ... ....Ltd.Şti ile davacılar hakkında 14/02/2012 tarih ve 50.000,00- TL bedelli senede dayalı olarak 50.000,00-TL asıl alacak, 3.437,50 TL işlemiş faiz, ile 150,00 TL komisyon bedelinden oluşan toplam 53.587,50-TL'nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapıldığı anlaşılmıştır.
Bankacı bilirkişi ...'den alınan raporda özetle; davalı bankanın dava dışı asıl borçluya 15/04/2010 tarihli sözleşme ile 50.000,00 TL'lik kredi açtığı, davalıların bu kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığını, 05/04/2011 tarihli 250.000,00 TL limitli sözleşmede ise davacıların imzalarının bulunmadığını, bu kredilere karşılık asıl borçlu ile davacıların davalıya ayrıca 50.000,00 TL'lik teminat senedi verdiğini, 2. İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı dosyasında kefalet limiti kapsamında ilamsız icra takibi, ...Esas Sayılı dosyasında ise kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapıldığını,...Esas sayılı dosyasında 27/05/2013 tarihi itibariyle davalının alacağının 82.051,08 TL olduğunu, bu borca karşılık toplam 84.127,01 TL ödeme yaptığını, fazla ödenen 2.075,93 TL'nin .... Esas Sayılı dosyadaki borçlardan mahsup edildiğini, bu dosyada ...'ün maaşından kesinti yoluyla 21.997,99 TL kesinti olmak üzere toplam 24.073,93 TL ödeme yapıldığını, davacıların davalıya 29.513,58 TL'lik borçlarının olduğunu fazla ödemenin söz konusu olmadığını,
Bankacı bilirkişi ...'den alınan raporda özetle; 1. sözleşmeden dolayı kullandırılan kredilerden kaynaklı herhangi bir borç kalmadığı, davacıların kefil olduğu sözleşmenin son bulduğunu, dava ve takibe konu kredilerin davacıların kefaletinin bulunmadığı 2011 tarihli krediden kaynaklandığını ve davacı kefillerin sorumluluğunun bulunmadığını, 50.000,00 TL'lik senedin ise teminat senedi olduğunu, 15/04/2010 tarihli sözleşmeye dayalı kredi ilişkisi tüm borçlar ödendiğinden sona ermesi nedeniyle bonodan dolayı davacıların sorumluluğunun da kalmadığını bu nedenle Eskişehir 2. İcra müdürlüğünün .... e sayılı dosyasından dolayı davacıların borçlu olmadıkları, diğer takip dosyasındaki kesintiler nedeniyle davalının davacı ...'a 24.500,26 TL'si asıl alacak, 10.937,72 TL si işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.438,48 TL tutarın iade edilmesi gerektiğini, dava tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden de 1 yıl vadeli mevduattan en yüksek faizin hesaplanması gerektiğini,
Bankacı bilirkişi ...'den alınan raporlarda özetle; teminat senedi olarak alınan 50.000,00 TL'lik senedin, asıl borca ve sözleşmeye bağlı olması nedeniyle, asıl borç takibe atılmışken ayrıca senedin takibe bankaca konu edilmesinin iyi niyetli bir girişim olarak değerlendirilemeyeceğini, dava dosyasında borçlulara gönderilen ihtarnamenin görülmemekle birlikte 50.000TL 'lik krediye işletilen faiz olan 4300 TL nin %8,6'lık bir faize denk geldiğini, tam hesaplama yapılamamakla birlikte akdi faizin %50 fazlası olan gecikme faizi ve icra takibine konu 55.066,08-TL kefillerin 13/07/2012 tarihli borcunu göstermesi açısından makul göründüğünü, .... Esas Sayılı icra dosyasında 18/11/2018 tarihine kadar kefil ...'ün toplam 41.880,76 TL ödemiş olduğunu, kefil ...'ın aynı dosyada herhangi bir ödeme yapmadığını, kefillerin sorumluluğunun devam ettiğini,
Bankacı bilirkişi ...'dan alınan raporda özetle; T.... ... Ltd. Şti. arasında 15.04.2010 tarihli 50.000,00-TL limitli ... sözleşmesi imzalanmış olup; davacılar ..., ... ve dava dışı ...’ün sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladıklarının tespit edildiğini, T.... A.Ş. imzalanan ... Sözleşmesi kapsamında dava dışı ... ... ..Ltd. firmasına 16.04.2010 tarihinde kullandırılıp 24.02.2011 tarihinde vadesinden önce kapatılan 24 ay vadeli 25.000,00-TL ile 28.02.2011 tarihinde kullandırılıp tüm taksitleri ödenerek 28.02.2012 yılında kapatılan 30.000,00-TL'lik 12 ay vadeli taksitli ticari kredi kullandırdığını, imzalanan ... sözleşmesi ile aynı tarihte borçlusunun dava dışı asıl borçlu ... ... Ltd.Şti, kefillerin Davacı ... ve ... olduğu 14.02.2012 tediye tarihli 50.000,00-TL bedelli senet düzenlenerek T.... Eskişehir şubesine verildiği tesbit edildiğini, T.... ile davadışı ... ... Ltd.Şti. arasında davacıların imzalarının bulunmadığı 04.05.2011 tarihli 250.000,00-TL limitli yeni bir ... Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan 04.05.2011 tarihli ... sözleşmesinden sonra dava dışı ... ... Ltd.Şti. firmasına davacıların ödeme planında imzalarının olmadığı 04.05.2011 tarihli 4.000,00-TL, 30.06.2011 Tarihli 9.100,00-TL 05.05.2011 tarihli 110.000,00-TL ve 02.09.2011 tarihli ... AŞ. ile ... Ltd.Şti arasında 12.10.2015 tarihli 500.000,00-TL limitli ... Sözleşmesi imzalandığını, 4.500,00-TL'lik taksitli krediler ile 12.10.2011 tarihinde açılan 42.050,00-TL'lik rotatif krediler kullandırıldığını, bankada yerinde yapılan incelemede tüm bu kredilerin teminatına davacıların imzalarının bulunmadığı ... Sözleşmesinin girildiği tespit edildiğini, yeni sözleşme kapsamında kullandırılan tüm krediler 31.05.2011 tarihinde 126.038,87-TL anapara bedeli ile takibe intikal ettiğini, T.... A.Ş. 13.07.2012 tarihinde davadışı aslıl borçlu ve davacı kefiller hakkında .... Esas nolu ilamsız takip ve.... Esas no'lu kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığını.... Eskişehir Şubesi davacı .... Esas nolu takip dosyasına 04.09.2012 tarihinden 16.11.2018 tarihine kadar 41.880,76-TLve ..... 27.05.2013 tarihinde davalı bankadan kullandığı krediden mahsup edilen ve ... adına dava dosyasına yatırılan 80.000,00-TL ile birlikte toplam 121.880,76-TL tahsilat sağladığını, ... ve ...’ın 04.05.2011 tarihli ... sözleşmesinden kaynaklı kullandırılan kredilerden ilgili sözleşmede imzalarının bulunmaması kullandırılan taksitli kredilerin ödeme planlarında imzalarının bulunmaması sebebi ile sorumlu tutulamayacaklarını, icra takibine konu senedin ilk imzalanan ... sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin teminatı m.... 2012/6619 Esas sayılı icra dosyasına yapılan kesintiler nedeni ile ...’e 106.335,76-TL asıl alacak 69.527,60-TL faiz toplam 175.863,36-TL iade edilmesi gerektiğini, dava tarihinden sonra davacı ...’den 15.545,00-TL daha tahsilat sağlandığı,
Bankacı bilirkişi ...'dan alınan ek raporda özetle; dava tarihi itibariyle Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün... Esas Sayılı icra dosyasına yapılan 106.335,76-TL kesintilere belirtilen ödeme tarihinden dava tarihine kadar işleyen yasal faiz toplamının 31.825,26 TL olduğunun hesaplandığını, dava tarihinden sonra davacı ...'den 15.545,00-TL daha tahsilat sağlandığı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 50.000,00 TL limitli 15/04/2010 tarihli ... Sözleşmesi imzalandığı, davacıların sözleşmede aynı limitle kefaletlerinin bulunduğu, bu sözleşmenin imzalanması sırasında davalı bankanın davacılardan 50.000,00 TL bedelli teminat senedi aldığı, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında bu defa 250.000,00 TL limitli 04/05/2011 tarihli ... Sözleşmesi imzalandığı, ancak imzalanan bu sözleşmede davacıların kefaletinin bulunmadığı, 15/04/2010 tarihli sözleşme kapsamında 16/04/2010 tarihinde asıl borçlu şirkete 25.000,00 TL'lik kredi kullandırıldığı ve bu kredinin ödenerek 15/04/2010 tarihinde kapatıldığı, yine 15/04/2010 tarihli sözleşme kapsamında 28/02/2011 tarihinde 30.000,00 TL kredi kullandırıldığı, bu kredinin de 28/02/2012 tarihinde davaya konu olan icra takip dosyalarından önce kapatıldığı, davacıların kefaleti bulunmayan 04/05/2011 tarihli sözleşmeden dolayı da dava dışı şirkete kredi kullandırıldığı, bu sözleşmeden kaynaklı kredilerin ödenmemesi üzerine 31/05/2012 tarihinde icra takibi başlatıldığı, dava ve takibe konu tüm kredilerin bankacı bilirkişi ...'ın bankada yerinde yapmış olduğu inceleme ve tespitten de anlaşılacağı üzere 04/05/2011 tarihli ... sözleşmesi kapsamında kullandırıldığı, davacıların 04/05/2011 tarihli ... sözleşmesinde herhangi bir kefaletleri bulunmadığından takiplere konu edilen kredilerden dolayı herhangi bir sorumlulukları bulunmamaktadır.
Ancak davalı banka tarafından Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün....Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi, ..... Esas sayılı dosyasıyla da teminat senedine dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla davacılar hakkında takip başlattığı, bu takipler sırasında davacıların hiçbir sorumluluğunun bulunmamasına rağmen davalının davacı ...'den 121.880,76 TL tahsilat gerçekleştirdiği, davalının haksız tahsil ettiği bu bedeli ve ödeme tarihinden itibaren yasal faizlerini de iade etmesi gerektiği, bankacı bilirkişi ...'ın dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli raporlarında da ayrıntılı olarak belirtildiği üzere davalının davacı ...'e 121.880,76 TL bedel ile bunun dava tarihine kadar işleyen yasal faizi olan 31.825,26 TL'den oluşan toplam 153.706,02 TL'nin davalı bankadan alınarak davacıya verilmesi gerektiği gibi, davacı ...'ün asıl alacağı olan 121.880,76 TL'ye de dava tarihi olan 16/02/2017 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi ile bankacı bilirkişi ...'ın raporunda hesaba dahil edilmeyen 18/11/2018 ile 19/06/2019 tarihleri arasında davalı ...'den taksitler halinde tahsil edilen 5.730,00 TL'nin de davacı vekilinin ıslah dilekçesindeki talebi gereğince davalı bankadan tahsili ile davacı ...'e verilmesine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, davalı vekilinin davaya konu senedin teminat senedi olarak verilmediğine yönelik istinaf başvurusuna gelince; dosya kapsamına uygun gerekçeli, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bankacı bilirkişi ...'ın bankada yerinde yapmış olduğu inceleme sonucu hazırlanan ve dosyaya sunulan raporda da belirtildiği üzere, davalı banka ile dava dışı şirket arasında 15/04/2010 tarihli 50.000,00 TL limitli ... sözleşmesi imzalandığı, davacıların da bu sözleşmede aynı limitle kefaletlerinin bulunduğu, takibe konu senedin de keşide tarihinin 15/04/2010, senet bedelinin de 50.000,00 TL olduğu, söz konusu senedin 15/04/2010 tarihli sözleşme ile birlikte teminat amacıyla davalı bankaya verildiği, 15/04/2010 tarihli ... sözleşmesi kapsamında dava dışı şirkete kullandırılan kredilerin ödenerek kapatıldığı, dava dışı şirket ile davalı banka arasında 04/05/2011 tarihli yeni bir ... sözleşmesi imzalandığı, takibe konu alacağın da bu sözleşmeden kaynaklandığı anlaşılmakla 15/04/2010 tarihli sözleşme kapsamında herhangi bir borç bulunmadığından teminat senedine dayanılarak davacıların sorumluluğuna başvurulamayacağından davalı vekilinin buna yönelik istinaf başvurusu da yerinde değildir.
Ayrıca, bankacı bilirkişi ... tarafından yerinde yapılan incelemeye göre Eskişehir İcra Müdürlüğünün .... Esas sayılı takip dosyasında davacılardan ...'ün borçlu olduğu, bu takip dosyasının babası ... tarafından 27/05/2013 tarihinde davalı bankadan kullanılan krediye mahsuben ve ... adına dava dosyasına 80.000,00 TL yatırıldığı anlaşılmakla davalı vekilinin buna yönelik istinaf itirazı da yerinde değildir.
Diğer yandan, davacı vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine yönelik istinaf başvurusuna gelince; kötü niyet tazminatına hükmedilebilmesi için borçlu aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra kötü niyetli olarak başlatılması gerekir. Bir başka anlatımla alacaklının alacaklı olmadığını bilerek borçlular aleyhine icra takibi başlatması gerekir. Somut olayda ise, davalı bankanın alacağı iki farklı tarihte yapılan ... sözleşmesine dayalı olup, bu sözleşmelerin asıl borçlularının aynı şirket olduğu, her iki sözleşmedeki müşterek borçlu müteselsil kefillerin farklı bulunduğu ve netice olarak davalı bankanın 2011 tarihinde yapılan sözleşmeden kaynaklı alacağının bulunması nedeniyle davalının kötü niyetli takip yaptığının kanıtlanıp net olarak anlaşılamadığından davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacılar vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalıdan alınması gerekli olan 10.499,65 TL harçtan peşin alınan 2.624,91 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.874,74 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.30/09/2021


...

KARŞI OY

Davacı yan davalı banka tarafından kambiyo senedinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu icra takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu, senedin teminatı bulunduğu, davacıların kefaletinin yer aldığı ... sözleşmesinden kaynaklı herhangi bir borcun bulunmadığı, davalı bankanın alacağının kaynaklandığı ... sözleşmesinde davacıların kefaletinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında dava dışı asıl borçlu şirket ile davalı arasında akdedilen 15/04/2010 tarihli ... sözleşmesinde davacıların müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının bulunduğu, anılan kredi sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borcun bulunmadığı, asıl borçlu şirket ile davalı arasında akdedilen 04/05/2011 tarihli ... sözleşmesinde davacıların kefaletlerinin yer almadığı, davalı bankanın davacıların kefaletinin yer almadığı ... sözleşmesinden kaynaklanan alacağının bulunduğu, davalı bankanın 15/04/2010 tanzim tarihli, borçlusu dava dışı Hasspor ... Ltd. Şti., avalistleri davacılar ... ve ..., lehtarı davalı ... A.Ş. olan 50.000,00 TL limitli bonoya dayalı olarak davacılar aleyhine icra takibi başlattığı hususlarında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık; takip dayanağı kambiyo senedinin teminat senedi olup olmadığı, teminat senedi ise dava tarihi itibarıyla teminat vasfının devam edip etmediği, davacıların dava konusu icra takibi nedeniyle davalı bankaya borçlu olup olmadıkları hususlarından kaynaklanmaktadır.
Davalı bankanın takibe konu yaptığı alacağının dayanağı kambiyo senedi olup, davacı yan bu senedin kendi imzasını taşıyan 15/04/2010 tarihli ... sözleşmesinin kefaletinin teminatı olduğunu, anılan kredi sözleşmesinden kaynaklanan bir borcun bulunmadığını iddia ederek işbu menfi tespit davasını açmıştır. Anılan iddia karşısında davacı yan davalının icra takip dayanağı yaptığı kambiyo senedinin 15/04/2010 tarihli ... sözleşmesinin teminatı olduğunu usulüne uygun delillerle kanıtlamakla yükümlüdür.
Somut olayda davacı yan bu yönde herhangi bir delil ibraz etmemiştir. Salt kambiyo senedinin tanzim tarihi ile ... sözleşmesinin imza tarihinin aynı olması kambiyo senedinin ... sözleşmesinin teminatı olarak verildiği sonucunu doğurmayacaktır.
Hal böyle olunca, mahkemece dava konusu takip dayanağı olan kambiyo senedinin sebepten mücerret olduğu, davacıların kambiyo senedinin kefalet imzalarının yer aldığı ... sözleşmesinin teminatı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmediğinden sayın çoğunluğun dava konusu takip dayanağı senedin davacıların kefalet imzalarının yer aldığı ... sözleşmesinin teminatı olduğuna yönelik görüşüne katılamamaktayım. 30/09/2021

....

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi