Abaküs Yazılım
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1413
Karar No: 2021/1095
Karar Tarihi: 30.09.2021

BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2019/1413 Esas 2021/1095 Karar Sayılı İlamı

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi ....

ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

....

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
...


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/05/2019
NUMARASI :...
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 24/08/2017
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2021

Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, dağıtım faaliyetlerinin davalı tarafından yürütüldüğü dönemde kornişin yüksek gerilim hattına çarpması sonucu yaralanma nedeniyle uğranılan zararın tazmini için açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın icra takibine konulması sonucu müvekkilinin 94.714,65 TL ödediğini, ödenen bedelden davalının sorumlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 94.714,65 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, devre esas bilanço düzenlemesi ile geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, müvekkiline ihbarda bulunulmadığını, temerrütün oluşmadığını, müvekkilinin davaya ilişkin masraflar, giderler, vekalet ücreti ve faizden sorumlu olmadığını, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, rücuya konu davanın işletme hakkı devir sözleşmesinin akdedilmesinden önceki bir tarihte meydana geldiği, davaya konu ödemenin 01/08/2013 tarihinde yapıldığı, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 7.4. maddesi uyarınca davalının sorumlu olduğu dönemde gerçekleşen eylemler ve hukuki işlemlerden davalının sorumlu olduğu, rücuya esas dosyadaki uyuşmazlık mülkiyete dayanmadığından davacının sözleşmenin 7.2 maddesi gereğince ihbar yükümlülüğünün bulunmadığı, ödediği tüm bedeli talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, 94.714,65 TL'nin ödeme tarihi olan 01/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, beyanlarının değerlendirilmediğini, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, bilirkişi raporlarına itirazları değerlendirilerek ek rapor alınmadığını, hisse satış sözleşmesi imzalanarak davacının özel şirkete devrinin gerçekleştiğini, ihale şartnamesi, hisse satış sözleşmesi ve işletme hakkı devir sözleşmesinin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, devre esas devir bilançosu düzenlemeleri yapılmak suretiyle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini, rücuya dayanak mahkeme kararında davacı aleyhine hükmedilen bir bedel olmadığı gibi davacının icra emrinin tarafı olmadığını, davanın müvekkiline ihbar edilmediğini, bu nedenle rücuya dayanak davaya ilişkin masraf, giderler, vekalet ücreti ve faiz ile icra giderlerinin talep edilemeyeceğini, temerrütün oluşmadığını, ödeme tarihinden itibaren faiz işletilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK'nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02/04/2013 tarih .... Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacısı ..., davalıları ... vs. olup, 03/06/1995 tarihinde kornişin yüksek gerilim hattına çarpması sonucu yaralanması nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebiyle açılan davada asıl davanın reddine, birleşen Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin... Esas sayılı davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın bozulması üzerine yapılan yargılama sonunda verilen.... Karar sayılı karar ile asıl ve birleşen Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin .... Esas sayılı dosyaları yönünden karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası yönünden davalı ... hakkındaki davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Ankara 4. İcra Müdürlüğünün ... sayılı icra takip dosyası ile yukarıda anılan mahkeme ilamına dayanılarak ilamdan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile alacaklı ..., tarafından borçlu ... vs. aleyhine toplam 275.405,80 TL alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlattığı görülmüştür.
Sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay ve davalı vekilinin istinaf itirazları birlikte incelendiğinde; dava dışı ... tarafından elektrik çarpması sonucu yaralanması nedeniyle uğradığı zararın tazmini talebi ile ... vs. aleyhine açılan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verildiği, Yargıtay bozma ilamının davacının yer aldığı birleşen davalardan birine yönelik olduğu, bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonunda davalı ... hakkında davanın kısmen kabulüne ilişkin birleşen davaya dair kısmen kabul kararının kesinleştiği belirtilerek birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği, birleşen diğer davaya ilişkin davalı hakkında açılan davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği, dava dışı ...'nın karardan kaynaklanan alacağının tahsili talebi ile ... vs. aleyhine icra takibi başlattığı, davacının karar nedeniyle, icra takip tarihinden sonra icra dosyasına 01/08/2013 tarihinde 94.714,65 TL ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun ...'a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin ... tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının ... olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki davanın davacısı olan ... bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS'nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Davalı vekilinin zamanaşımına ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zamanaşımı süresi Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca 10 yıl olup davanın da bu süre içerisinde açıldığı anlaşıldığından bu yöndeki itiraz yerinde görülmemiştir.
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.4. maddesinde "...İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla", 22. maddesinin f bendinde "Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla..." hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi'nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına Dairemizce itibar edilmemiştir.
Davalı vekilinin açılan davada ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanamayacağına yönelik itirazına gelindiğinde, rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi talep edebilir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı).
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 6.469,96 TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.617,49 TL'nin mahsubu ile bakiye 4.852,47 TL'nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay'da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2021
....
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi