
Esas No: 2017/3784
Karar No: 2021/1121
Karar Tarihi: 02.03.2021
Danıştay 3. Daire 2017/3784 Esas 2021/1121 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/3784
Karar No : 2021/1121
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF(DAVACI) :…
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına dayanılarak 2009 yılı için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının ilgili yılda beyannamelerinin gerçeği yansıtmadığından bahisle takdir komisyonunca takdir edilen matrah üzerinden tarhiyat yapılmış ise de, hem davalı idare hem de takdir komisyonunca inceleme ve araştırma yetkileri kullanılmak suretiyle mükellef nezdinde ihtilaf konusu döneme ilişkin olarak herhangi bir inceleme gerçekleştirilmediği, matrah takdirinde sadece Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün 24/10/2014 tarihli yazısının esas alındığı, davacının kullandığı konut kredisi dışında idarece inceleme ve araştırma yapılmadığı, ilgili taşınmazın beyan edilen devir ve iktisap bedelinden daha yüksek bir bedelle satışının yapıldığına dair idarece yapılmış herhangi bir somut tespitin bulunmadığı, takdir komisyonu kararının eksik incelemeye ve varsayıma dayalı olduğu gerekçesiyle cezalı vergi kaldırılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının, dava konusu yılda gerçekleştirdiği iki adet taşınmaz satışıyla ilgili olarak, alıcıların kullandığı kredi tutarları ile tapu harç matrahları arasındaki tutarsızlık bulunduğunun Rıhtım Veraset ve Harçlar Vergi Dairesi Müdürlüğü'nce tespit edildiği, vergi dairesi müdürlükleri arasında gerçekleştirilen yazışmalar sonucu, söz konusu bilgi ve belgelerin, Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısıyla davalı idareye gönderilmesi üzerine takdire sevk edildiği, matrah takdir edilirken, bu bilgi ve belgelerin done alındığı anlaşıldığından mahkeme kararının, takdir komisyonunca inceleme ve araştırma yetkisinin kullanılmadığı yönündeki gerekçesinin yerinde görülmemekle birlikte takdir komisyonu kararının, 213 sayılı Kanun'un aradığı anlamda şekil şartlarını taşımadığı görüldüğü dikkate alındığında, yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından istinaf başvurusu belirtilen gerekçeyle reddedilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğünün 24/10/2014 tarihli yazısı üzerine takdire sevk edildiği, söz konusu yazıda … Bürosu Anonim Şirketinden gayrimenkul alımında kredi kullananların yer aldığı liste doğrultusunda, gayrimenkul alımı için kullanılan kredi tutarları ile tapuda beyan edilen harç matrahları arasında uyumsuzluk bulunan ve gayrimenkul satışı yapan mükelleflerin satış işlemlerinin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 80. maddesi doğrultusunda değerlendirilmesinin istendiği, anılan listenin tetkikinde davacının 2009 yılında 2 adet gayrimenkul satışı yaptığından ve gayrimenkuller için kullanılan kredi tutarları ile tapu harç matrahları uyumsuz olduğundan takdire sevk edildiği görüldüğü, 2009 yılında elde ettiği değer artış kazancını yasal süresinde beyan etmeyen davacı adına takdir komisyonu kararına istinaden yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesinin kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, takdir komisyonu kararına dayanılarak 2009 yılı için re'sen salınan bir kat vergi ziyaı cezalı gelir vergisinin; hem davalı idare hem de takdir komisyonunca inceleme ve araştırma yetkileri kullanılmak suretiyle mükellef nezdinde ihtilaf konusu döneme ilişkin olarak herhangi bir inceleme gerçekleştirilmediği, matrah takdirinde sadece Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün 24/10/2014 tarihli yazısının esas alındığı, davacının kullandığı konut kredisi dışında idarece inceleme ve araştırma yapılmadığı, ilgili taşınmazın beyan edilen devir ve iktisap bedelinden daha yüksek bir bedelle satışının yapıldığına dair idarece yapılmış herhangi bir somut tespitin bulunmadığı, takdir komisyonu kararının eksik incelemeye ve varsayıma dayalı olduğu gerekçesiyle kaldırıldığı, bu karara yöneltilen istinaf isteminin, Vergi Dava Dairesince, takdir komisyonu kararının, 213 sayılı Kanun'un aradığı anlamda şekil şartlarını taşımadığı görüldüğünden yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 6545 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle değişik 45. maddesinin 2. fıkrasında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu, 3. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulursa istinaf başvurusunun reddine karar vereceği, karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise gerekli düzeltmeyi yaparak aynı kararı vereceği, 4. fıkrasında, bölge idare mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulmadığı takdirde istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vereceği, bu hâlde bölge idare mahkemesinin işin esası hakkında yeniden bir karar vereceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanunun yine 6545 sayılı Kanun'un 22. maddesiyle değişik 49. maddesinin 1. fıkrasında ise temyiz incelemesi sonunda Danıştay'ın; kararı hukuka uygun bulursa onayacağı, kararın sonucu hukuka uygun olmakla birlikte gösterilen gerekçeyi doğru bulmaz veya eksik bulursa, kararı, gerekçesini değiştirerek onayacağı hüküm altına alınmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun'un, istinafın, temyizin şekil ve usullerine tabi olduğu yolundaki düzenlemesini içeren 45. maddesinin 2. fıkrasının, istinaf başvurusuna konu olacak kararlara karşı yapılan kanun yolu başvurularında dilekçelerdeki hitap ve istekle bağlı kalınmaksızın dosyaların bölge idare mahkemelerine gönderileceği kuralına dair cümleyle tamamlanması ve fıkrada Kanun'un "Temyiz incelemesi üzerine verilecek kararlar" başlıklı 49. maddesine herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında, istinafın temyizin şekil ve usullerine tabi olacağı yolundaki kuralın, istinaf dilekçeleri ve bu dilekçeler üzerine Kanun'un 48. maddesine göre bölge idare mahkemelerince yapılacak işlemlerle ilgili olarak getirilmiş olduğunun kabulü gerekir. Başka bir ifadeyle, değinilen bu kuralın, Danıştay'ın temyiz incelemesi sonunda verdiği kararlarla ilgili 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesinin, istinaf incelemesi üzerine verilecek kararlar için de uygulama imkanı getirdiğinden söz edilemez.
Nitekim, istinaf başvuruları üzerine bölge idare mahkemelerince verilecek kararlara ilişkin 45. madde düzenlemesi ile temyiz incelemesi üzerine Danıştay tarafından verilecek kararlara ilişkin 49. madde düzenlemesi, 2577 sayılı Kanunda 6545 sayılı Kanunla eş zamanlı getirilmiş değişiklikler olup, Yasa koyucu tarafından 49. maddede, temyiz incelemesi üzerine verilecek onama ve bozma kararları bentler halinde ayrıntılı biçimde belirtilmişken, aynı Kanun'un 45. maddesinin 3. ve 4. fıkralarında istinaf başvuruları üzerine verilecek kararla ilgili olarak 49. maddeden farklı terimler ve usuller getirilmiş olması yukarıdaki görüşü doğrular mahiyettedir.
Belirtilen nedenlerle, yaptığı inceleme sonunda ilk derece mahkemesi kararını hukuka uygun bulması durumunda istinaf başvurusunun reddine; hukuka uygun bulmaması durumunda ise istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak işin esası hakkında yeniden bir karar verecek olan bölge idare mahkemelerince, istinaf incelemesine konu kararda sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemekle birlikte gerekçesinin hukuka uygun bulunmadığı hallerde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek istinaf isteminin reddine karar verilemeyeceğinden, dava konusu tarhiyata ilişkin Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun, kararın gerekçesi değiştirilerek reddi yolundaki Vergi Dava Dairesi kararında yargılama usulüne uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
3. Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 02/03/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
