8. Hukuk Dairesi 2018/3373 E. , 2019/4128 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi ve Ecrimisil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalı vekili taraflarından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin 4246 parsel sayılı taşınmazın hissedarlarından olduğunu, davalının hiçbir hukuki sebebe dayanmaksızın, taşınmaz maliklerinin rızası hilafına, dava konusu taşınmazda hayvancılık faaliyetinde bulunduğunu, büyükbaş hayvanlarını taşınmaz üzerinde oluşturduğu işletmede barındırdığını belirterek, davalının müdahalesinin men-ine ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak geriye dönük 5 yıl için 500,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazın hissedarlarından Hasan"ın oğlu olduğunu, taşınmaz üzerine diğer hissedarların da rızasını alarak yaklaşık on yıl kadar önce babası ile birlikte ahır inşa ettiklerini, ahırın inşaatında davacının da bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının iddiaları sabit görülerek müdahalenin men-i talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş olup; hüküm, hem davacı vekili ve hem de davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, müdahalenin men-i ve ecrimisil taleplerine ilişkindir.
1.Davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmemiştir.
2.Davacı vekilinin ve davalı vekilinin ecrimisile yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif, inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak, haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirme gerekçeleri bilimsel verilere ve HMK"nin 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.
Arsa ve bina niteliğindeki taşınmazlara ilişkin olarak kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.
İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.
Somut olaya gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporunda "taşınmazlarda 20 yıllık kira bedelinin maliyet bedelini karşılaması yönteminden faydalanılarak ecrimisil bedelinin hesaplandığı" belirtilerek, arsa bedeli 20 yıla bölünmüş ve çıkan sonuç, bir yıllık kira bedeli kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Görüldüğü üzere hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapılmış, Mahkemece bu rapor ile sonuca gidilmiştir. Oysa ki; bilirkişi raporu, somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermeli, Mahkemenin ve Yargıtayın denetimini sağlayacak bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Hâl böyle olunca; Mahkemece, yeniden, dava konusu taşınmazın niteliği ve talep dikkate alınarak, yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
SONUÇ: Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bentte yazılı nedenlerle reddine, davacı vekilinin ve davalı vekilinin ecrimisile yönelik temyiz itirazlarının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle kabulüyle hükmün ecrimisile ilişkin bölümünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
istek halinde peşin harcın temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 15.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.