Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/13873
Karar No: 2019/4113
Karar Tarihi: 15.04.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/13873 Esas 2019/4113 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2018/13873 E.  ,  2019/4113 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Değer Artış Payı ve Katılma Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı ... vekili, boşanma davasında karşı dava olarak ileri sürdüğü dava dilekçesinde, işyerinin açılmasına maddi katkı olarak, takılarının banka kasasından alınıp bozdurulmasına rıza göstermesi gözönüne alınarak mal rejimine ilişkin malların paylaşımını talep etmiş, tefrik sonrası dosyaya sunduğu 28.07.2010 havale tarihli açıklama dilekçesiyle, davaya konu ... isimli işyerinin açılmasına ortak birikim ve 7000 TL değerinde, banka kasasında muhafaza altına alınmış ziynet eşyaları ve birikimi ile yaptığı katkı sebebiyle, bu işyeri üzerinde değer artış payı ve rayiç değerinin yarısı üzerinden belirlenecek alacağın yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınmasına karar verilmesini istemiş, bozma sonrası 15.02.2018 tarihinde davasını, 44.000 TL ziynetle katkıdan dolayı alacak talebi olduğunu, 18.571.50 TL katılma alacağı talebi olduğunu beyan ederek ıslah etmiştir.
    Davalı ... vekili, davaya konu işyerinin davalının babasına ait olduğunu, işyerini davalının babasının bedel ödeyerek devraldığını, davalının ise bu işyerinde işçi olarak çalıştığını, davacının Garanti Bankasında 14.12.2004 tarihinde kasa kiraladığını, ziynetlerin işyerine sermaye olarak konulmadığını, şubeyi davalının babasının açtığını, açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2012/7281 Esas 2013/4198 Karar sayılı ilamı ile HUMK"un 75 ve 76. maddeleri (6100 sayılı HMK mad. 31 ve 33.) hükmüne göre, davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesinin taraflara, bunların nitelendirilmesinin ve uygulanacak Kanun maddesini belirlemenin hakime ait olduğu, Hâkimin tarafların yargılama oturumlarında ve dilekçelerinde kullandıkları sözcükler ve nitelendirme ile bağlı olmadığı, davacı vekilinin, aşamalardaki dilekçe ve beyanlarında vekil edeninin Garanti Bankası kasasındaki ziynet eşyalarını bozdurmak suretiyle işyerinin açılmasına katkıda bulunduğunu, kiralama bedelinin bu parayla karşılandığını, davalının muvazaalı olarak işyerini babasına devrettiğini ileri sürdüğü, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, davacı ...’nın 14.12.2004 tarihinde banka kasası kiraladığı, 14.01.2005 tarihinde kasadaki ziynet eşyalarını alarak kasayı kapattığı, davalı ...’in 12.01.2005 tarihinde vergi dairesine işyeri açma bildiriminde bulunduğu, 14.01.2005 tarihinde ailevi nedenlerle işyerini kapattığını açıklayan dilekçe verdiği ve 15.01.2006 tarihinde işyerini terk ettiğinin anlaşıldığı, söz konusu Zümrüt Büfenin, 01.02.2005 tarihinde davalının babası ... tarafından kiralandığı, 15.01.2005 tarihinde banka havalesiyle kiralayana 36.500 TL gönderildiği, yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarının; davacının 8-10 civarında bileziği, 2 adet takı seti, tek taş yüzüğü ve kına gecesinde takılan diğer ziynet eşyalarının bulunduğunu söyledikleri, o halde; Garanti Bankasındaki davacıya ait kiralık kasanın kapatıldığı tarih, davalının işyerini açtığı tarih, işyeri kapatma bildirimi, işyerini terk tarihi ve davalının babası ...’ın işyeri kiralama sözleşmesini yaptığı tarih ile kiralayana yapılan havale tarihlerinin, yakın ve birbirlerini takip eden zamanlarda olması dikkate alındığında davacının kişisel malı niteliğindeki ziynet eşyalarını bozdurmak suretiyle işyerinin açılmasına katkıda bulunduğunun kabulü gerektiği,toplanan deliller, dosya kapsamı ve dava dilekçesindeki açıklamalara göre davacı vekilinin talebinin işyeri üzerindeki değer artış payı ve katılma alacağı isteğine ilişkin olduğu, Mahkemece, TMK"nin 227. maddesi uyarınca değer artış payından kaynaklanan alacak ve katılma alacağı isteğine ilişkin usulüne uygun olarak araştırma ve inceleme yapılmadığı, Mahkemece, değer artış payı alacağının hesabı için öncelikle ziynet eşyalarının cins ve miktarı, verildiği tarihteki değeri ile işyerinin bu tarihteki aylık kiralama sürüm değerinin ayrı ayrı saptanması, davacının katkı yaptığı tarihteki kiralama sürüm değeri ile katkıda bulunduğu miktarın (altın parası) toplamı gözetilerek davacı kadının yaptığı katkının, sözü edilen toplam değer içindeki oranının bulunması, bu oranın tasfiye tarihindeki kiralama sürüm değeri ile çarpılarak çıkacak miktarın değer artış payı alacağı olarak karar altına alınması (TMK mad. 227). TMK"nin 232 ve 235/1. maddelerine göre taşınmazın tasfiye anındaki sürüm değeri, Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi olarak eldeki davanın karar tarihine en yakın tarih olarak kabul edilmesi, değer artış payı hesaplanıp taşınmazın tasfiye anında belirlenecek değerinden düşürüldükten sonra kalan bakımından TMK"nin 231 ve 236/1. madde ve fıkrası uyarınca davacının katılma alacağının saptanması, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmış olduğundan davacı tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşılması gerekirken yetersiz araştırma ve hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediğine işaret edilerek bozma kararı verilmiştir.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne, 18.751.50 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren ve 44.000 TL katkı payı alacacağının ise ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Bozma ilamına uyulmakla davanın tarafları için lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak doğar. Her ne kadar usuli kazanılmış hak usul hukukunda açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararlarıyla usuli kazanılmış hakkın varlığı uygulamada kabul edilmiştir. (04.02.1959 tarihli ve 13/5 YİBK ile 09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK). Bu hak mahkemelerce ve Yargıtayca ihlal edilemeyeceği gibi uyulan bozma ilamı çerçevesinde karar verilmesi zorunludur. Mahkemece, dosyaya sunulan düğün Cd’sine göre, 19.02.2016 tarihli kuyumcu bilirkişi raporunda tespit edilen ziynet eşyalarının tamamının rapor tarihi itibariyle değeri olarak tespit edilen, 44.000 TL katkı payı alacağının ıslah tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline, 18.01.2017 tarihli mali bilirkişi raporuna göre, işyeri için davalının babası tarafından kiralayana 15.01.2005 tarihinde gönderildiği taraflarca beyan edilen 35.000 TL’nin 2016 Eylül ayı için güncellenmiş değeri olarak belirlenen, 81.143 TL’den ziynetlerin rapor tarihindeki değeri olan 44.000 TL’nin çıkarılmasıyla kalan miktarın yarısı 18.751.50 TL katılma alacağı kabul edilerek katılma alacağı olarak davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de verilen karar bozma ilamının gereklerine uygun bir karar değildir. Ayrıca davacı vekilinin katılma alacağını ıslahla artırdığı miktarın 18.571.50 TL olduğu, mahkemenin hükmettiği katılma alacağının ise 18.751.50 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili, tefrik sonrası dosyaya sunmuş olduğu, 28.07.2010 havale tarihli dilekçesinde; işyerinin rayiç bedelinin bilirkişi marifetiyle tespit ettirilmesi, tespit edilecek rayiç bedelden katkısı oranında davacıya ait kişisel malların ayrılması ve kalan artık değer üzerinden davacıya ait 1/2 oranında katılma alacağının belirlenmesini talep etmiş, harca esas olmak üzere dava değerini 7000 TL olarak belirtmiş, dilekçesinde davacıya ait kişisel malların dökümünü, 6 adet üçlü burma bilezik, 1 adet ikili burma bilezik, 3 adet ray bilezik, 1 adet setine bilezik, 3 adet meltem bilezik, 2 adet küpe, 5 adet cumhuriyet altını, 10 adet çeyrek altın şeklinde belirtmiş, dilekçenin sonuç kısmında dökümü yapılan tüm takılar davacıya nikah ve düğünde takılan takılar olduğundan kişisel mal olduğu, bu nedenle bunların aynen olmadığı takdirde bedeli belirlenmek suretiyle ve bedelin faiziyle davalıdan tahsilini aynı zamanda işletme edinilmiş mal sayıldığından işletmenin getirileri de dikkate alınarak işyerinin devir rayicinin devir esnasında verilen hava parasının tespiti ile bu bedelin 1/2 sinin faizi ile tahsilini talep etmiş, bunun sonrasında dosyaya sunduğu 07.09.2011 tarihli dilekçesinde, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedeline yönelik talebin, katkı payı alacağına yönelik talep olduğunu, rayiç bedelin 1/2 sine ilişkin talebin ise katılma alacağı talebi olduğunu açıklamıştır. Mahkemece, düğün Cd"sinde davacının yukarıda belirttiği ziynet eşyalarıyla birlikte, bu dilekçesinde yer almayan 1 set, 1 inci kolye, 25 çeyrek altın ve 1000 TL de hesaba katılarak, rapor tarihindeki toplam değeri katkı payı olarak değerlendirilerek bozma ilamına aykırı bir şekilde belirlenmiştir. Bozma ilamında, ziynetlerle yapılan katkıdan dolayı değer artış payı ve katılma alacağı hesaplama yöntemi belirlendikten sonra, davacının dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı ve yemin teklif etme hakkının hatırlatılmasına işaret edilmiş, davacı taraf bozma sonrası yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiklerini beyan etmiştir. Buna göre, bozma ilamı ile taraflar lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınarak, davacının bozma öncesi dosyaya sunduğu 28.07.2010 tarihli dilekçesinde belirttiği ziynet eşyaları ile katkıda bulunduğunu beyan ederek, ziynet eşyalarıyla ne miktarda katkıda bulunduğunu belirlediği, Dairemiz bozma ilamında davacının ziynet eşyalarıyla işyerinin açılmasına katkıda bulunduğu kabul edildiği, davacı vekilinin bozma sonrası yemin deliline dayanmaktan vazgeçtiği, 28.07.2010 tarihli dilekçede belirtilen ziynetler dışında başka ziynetlerin katkı olarak verildiğine dair başkaca bir delil sunamadığı hususları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafın 28.07.2010 tarihli dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarıyla işyerine katkıda bulunduğu kabul edilerek, davacının dava değerini 7.000 TL olarak gösterdiği anlaşıldığına göre, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde bunun ne kadarının değer artış payı alacağı, ne kadarının katılma alacağı olduğunu açıklaması için davacı vekiline usulüne uygun süre verilerek, talebini açıkladıktan sonra önceki bozma ilamı çerçevesinde değer artış payı ve katılma alacağı hesabı yapılması gerekirken, yazılı şekilde bozma ilamına aykırı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Mahkemece, davacının bozmadan sonraki ıslahına göre, davanın kabulü ile 44.000 TL katkı payı ve 18.751.50 TL katılma alacağına hükmedilmişse de; varılan sonuç da dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Şöyle ki; dava 1086 sayılı HUMK"un yürürlükte olduğu 12.09.2006 tarihinde açılmış olup söz konusu usul kanununda belirsiz alacak davası türü tanımlanmamıştır. Başka bir anlatımla, davanın açıldığı tarihte Türk Hukuk Sisteminde belirsiz alacak davası şeklinde bir dava türü bulunmamaktaydı. Davacı, dava değerini 7.000 TL olarak göstermiştir. Dairemizin bozma ilamından sonra 15.02.2018 tarihinde ıslah dilekçesi vererek talebini 44.000 TL katkı payı alacağı 18.571.50 TL katılma alacağı olarak yükseltmiş, Mahkemece de arttırılan bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Az yukarıda açıklandığı üzere davanın açıldığı tarihte belirsiz alacak davası şeklinde bir dava türü bulunmadığına ve davacı vekili dava değerini açıkça 7.000-TL olarak gösterdiğine göre, 15.02.2018 tarihli ıslah dilekçesi, bozmadan sonra sunulmuştur. HMK"nin 177.maddesine göre ıslah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilirse de; 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı, yine 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları, bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına ilişkindir. İçtihadı Birleştirme Kararları, adeta kanun hükmünde olup, ilke kararlarıdır ve benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlar (Yarg. Kan. mad.45/5). Durum böyle iken, mahkemece bozma kararından sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin az yukarıda açıklanan İçtihadı Birleştirme Kararları göz önüne alınmadan bozma sonrası yapılan ıslahla arttırılan miktarı da kapsar şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 Sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK’un 440/1. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.04.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi