9. Hukuk Dairesi 2014/22826 E. , 2015/34429 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile izin ücreti, genel tatil ücreti, asgari geçim indirimi, fazla mesai ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalılara ait işyerinde 01.10.2010-21.05.2012 tarihleri arasında muhasebe servisinde yönetici olarak aylık 1.600,00 TL net ücret ile çalıştığını, iş akdinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık ücretli izin, genel tatil, asgari geçim indirimi ve ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, davacı ile müvekkili ... arasındaki hizmet ilişkisinin 03.11.2010 tarihinde başladığını ve davacının 16.01.2012 tarihine kadar muhasebe elemanı olarak aylık 930,67 TL net ücret ile hizmet verdiğini, davacının iş sözleşmesinin 17.01.2012 tarihinde diğer davalı ...ne devredildiğini, davacının bu şirkette 21.05.2012 tarihine kadar hizmet vermeye devam ettiğini, davacının tüm haklarının iş sözleşmesinin feshi sırasında ... tarafından eksiksiz ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı şirketlerin aynı adreste faaliyet gösterdiği, kurucuları, hissedarları ve şirket müdürleri ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kişinin aynı olduğu, böylece aralarında organik bağ bulunduğu, davacının kıdem ve ihbar tazminatlarının kısmen ödendiği, böylece kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanacak şekilde iş sözleşmesinin feshedildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin ücret alacağının bulunup bulunmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
4857 sayılı İş Kanununun 37. maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye ...ndan sorumlu ... müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
Dosya içeriğine göre davacı 2012/Mayıs ayı 21 günlük ücretinin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağı talebinde bulunmuş, davalı işveren ücret alacağının eksiksiz ödendiğini savunmuştur. Mahkemece ücret alacağı talebi gerekçesiz olarak reddedilmiştir.
Yukarıdaki açıklama ve yasal düzenlemelere göre, çalışmanın ispatı davacı işçiye, ücretin ödendiğinin ispatı ise davalı işverene düşmektedir. Davacının çalışması tartışmasızdır. Dosyada mevcut bilgi, belge ve banka kayıtları ile bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere davalı işveren davacının çalıştığı 21 günlük ücreti ödediğini ispat edememiştir. Davacının ödenmeyen ücret alacağı talebinin kabulü gerekirken, eksik inceleme ile gerekçesiz reddi hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.