8. Hukuk Dairesi 2011/393 E. , 2011/5469 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma Payı Alacağı
... ile ... aralarındaki katılma payı alacağı davasının kabulüne dair ....Aile Mahkemesinden verilen 15.06.2010 gün ve 421/676 sayılı hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de; duruşma isteminin gider olmadığından reddine karar verilerek, dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların 9 yıldan beri evli olduklarını, evlilik birliği içerisinde maaşlarından yaptıkları tasarrufla 13.6.2005 tarihinde ... Köyü Çocuk Yuvası mevkiinde 2835 ada 1, 2, 3 ve 4 nolu parsellerde bulunan yapı ortaklığına girdiğini, parsellerin daha sonra birleştirilerek aynı ada 5 sayılı parsel numarasını aldığını, 15000 TL peşinat ödediklerini, 15 Eylül 2005 tarihine kadar her ay 2500 TL ödeme yapıldığını, 4 ayda toplam 10000 TL ödendiğini, 15 Ekim 2005 tarihinden itibaren de her ay 750 TL olmak üzere 12 ay boyunca ödemede bulunulduğunu, davacının öğretmenlik yaptığını ve yapı ortaklığına girerken bütün birikimlerini ve altınlarını verdiğini, ödemelerin ortak yapıldığını, aralarının açılması nedeniyle vekil edeninin evde oturmadığını açıklayarak 2835 ada 5 sayılı parselde bulunan binanın üçüncü kat 8 nolu meskeninin tapu kaydının iptali ile ½ "sinin vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiş, 20.5.2000 tarihli dilekçeyle ve 15.6.2010 tarihli ıslah harcı makbuzuyla davasını istek yönünden ıslah ettiklerini belirterek 40000 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 2835 ada 5 nolu parselde bulunan davalı ... adına kayıtlı 140/2223 arsa paylı 8 nolu meskenin tespit edilen 115594,37 TL değerinin ½ payına isabet eden 57799,18 TL"den şimdilik 40000 TL"nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, mal rejiminin tasfiyesine ilişkindir.
Taraflar 11.8.1998 tarihinde evlenmişler, .... Aile Mahkemesinde 23.2.2007 tarihinde açılan ve 12.03.2010 tarihinde kesinleşen, 28.1.2010 tarih ve 2009/1650 Esas, 2010/71 Karar sayılı kararıyla boşanmışlardır. 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca eşler bir yıllık yasal süre içerisinde başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre, eşler arasında evliliğin yapıldığı 11.8.1998 tarihinden 4721 sayılı TMK. nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM. nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, bu tarihten boşanma davasının açıldığı 23.2.2007 tarihine kadar ise, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK. m.202).Eşler arasındaki mal rejimi TMK. nun 225/2. maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle ve istekle bağlılık ilkesi uyarınca 40000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davalı vekili 4.8.2009 havale tarihli dilekçesinde; davacı her ne kadar dairenin ½ payının adına tescilini istemiş ise de, yapı ortaklığının tüm masraflarıyla vekil edenine maliyetinin 75000 TL"yi bulduğunu, kooperatifin henüz bitmeyen borçlarının bulunduğunu ve davacının bu borçtan kendisini sorumlu tutmadığını bildirmiş, dinlenen bir kısım tanıklarda inşaatın yapılması nedeniyle apartman yönetimine tarafların 15000 TL borcu bulunduğunu açıklamışlardır. Dinlenen uzman hukukçu bilirkişi Av. ... 6.5.2010 havale tarihli raporunun 5 nolu bendinde, 15.9.2007 tarihinden sonra ödenmeyen taksitlerden dolayı tarafların 15000 TL borcu olduğunu belirtmiştir. Bu husus davalı vekili tarafından aynı zamanda temyize konu yapılmıştır. Mahkemece yapılan bu açıklamalara karşın taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan ve mal rejiminin tasfiyesine konu edilen dairenin kalan borcunun olup olmadığı üzerinde durulmadığı görülmüştür.
Bu bakımdan öncelikle 2835 ada 5 sayılı parselde bulunan 8 nolu bağımsız bölümün borcunun bulunup bulunmadığı yönünden gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, özellikle mal rejiminin sona erdiği ve boşanma davasının açıldığı 23.2.2007 tarihinden sonraya kalan borcun olup olmadığı yönünde gerekli delillerin toplanması, bu konuda taraflara süre ve imkan tanınması, mal rejimine ilişkin davalar kamu düzenini yakından ilgilendirdiğinden bir bakıma kendiliğinden araştırma ve inceleme yöntemine tabi olduğunun düşünülmesi, 23.2.2007 tarihinden sonraya kalan ve davalı tarafından ödenmesi gereken borcun hesaplamada göz önünde bulundurulması, gerekirse dosyadaki tüm bilgi ve belgeler ile bozma sonrası sunulacak bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi için dosyanın uzman bilirkişi bir hukukçu ve bir mali müşavir ya da muhasebeciye tevdi edilerek hükme esas, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine açık gerekçeli rapor alınması, sözü edilen borç düşürüldükten sonra kalan alacak ve istek göz önünde bulundurularak hüküm kurulması gerektiği halde bu konunun göz ardı edilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı olan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK. nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 594,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
GC