Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2016/16067
Karar No: 2021/1417
Karar Tarihi: 03.03.2021

Danıştay 4. Daire 2016/16067 Esas 2021/1417 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/16067
Karar No : 2021/1417


TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

2- Tasfiye Halinde … Toptan Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek aleyhlerine olan hüküm fıkralarının taraflarca bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle 2008/12 döneminden devreden katma değer vergisinin düzeltilmesi ve takip eden dönem beyanlarının yeniden düzenlenmesi neticesinde tarh edilen 2011/5,6,7,8 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacıya fatura düzenleyen Atışalanı Vergi Dairesi mükellefi … Yapı Gıda Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti. hakkında yapılan tespitler, bu mükellefin sahte fatura düzenlediği hususunu ortaya koymaya yeterli olmadığından, cezalı tarhiyatın bu mükelleften alınan faturalardan kaynaklanan kısmında hukuka uyarlık görülmediği; Halkalı Vergi Dairesi mükellefi … Toptan Gıda Meş. Mar. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. hakkında yapılan incelemelerde ise, bu mükellefin düzenlediği faturaların sahte olduğunun, gerçek ticari faaliyetlerinin bulunmadığının açık ve somut olarak ortaya konulduğu anlaşıldığından davacı adına yapılan cezalı tarhiyatın bu firmadan alınan faturalardan kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, sahte fatura kullandığından bahisle adına yapılan cezalı tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı, fatura alınan firmalar hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının tebliğ edilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlandığı, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin kabulü ve Mahkeme kararının aleyhe kısmının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVACININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.

TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Vergi Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve 123,60 TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. Dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
6. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş (15) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/03/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.



(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 8. maddesinde, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; tatil günlerinin sürelere dahil olduğu, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı düzenlenmiştir.
Aynı Kanun'un 4001 sayılı Kanunla değiştirilen 46. maddesinin 2. fıkrasında, vergi mahkemelerinin nihai kararlarına karşı tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde Danıştay'da temyiz yoluna başvurulabileceği; 48. maddesinin 3. fıkrasında, temyiz dilekçelerinin, ilgisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştaya veya bu Kanunun 4. maddesinde belirtilen mercilere verileceği, kararı veren mahkeme veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı tarafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevabı verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği temyiz dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, bu takdirde verilen dilekçelerin ise temyiz dilekçesi yerine geçeceği; aynı maddenin 6. fıkrasında, temyizin kanuni süre geçtikten sonra yapılması veya kesin bir karar hakkında olması halinde kararı veren mercice, temyiz isteminin reddine karar verileceği, 7. fıkrasında ise, bu hâllerde, sözü edilen kararların, dosyanın gönderildiği Danıştayın ilgili dairesi ve kurulunca, kesin olarak verileceği kurallarına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, temyize konu Vergi Mahkemesi kararının, davacıya 16/05/2016 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, otuz günlük yasal temyiz süresinin son gününün 15/06/2016 Çarşamba gününe rastladığı ve bu günün tatil günü olmadığı dikkate alındığında, davacı tarafından bu süre geçirildikten sonra 13/07/2016 Çarşamba günü kayda giren dilekçe ile süresinden sonra temyiz başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan, davalı idarenin 27/05/2016 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren yürütmenin durdurulması istemli temyiz dilekçesinin ise yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin karar ile birlikte 03/01/2017 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, ancak şirket tarafından, söz konusu dilekçenin tebliğini izleyen otuz gün içinde değil de, daha önceki bir tarih olan 13/07/2016 tarihinde temyiz isteminde bulunulduğu görüldüğünden, katılma yoluyla temyiz talep edildiği de kabul edilemeyecektir.
Bu durumda, davacı şirket temsilcisi tarafından verilen temyiz dilekçesinin yasal süresi içerisinde verilmediği ve söz konusu dilekçenin katılma yoluyla temyiz talebi de sayılamayacağı sonucuna varıldığından, davacının temyiz isteminin kesin olmak üzere süre yönünden reddi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyoruz.

(XX) KARŞI OY :
Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle 2008/12 döneminden devreden katma değer vergisinin düzeltilmesi ve takip eden dönem beyanlarının yeniden düzenlenmesi neticesinde tarh edilen 2011/5,6,7,8 dönemleri vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davada verilen davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yönündeki karar taraflarca temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3.maddesinin son fıkrasında, "İktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait" olacağı düzenlenmiş, 229.maddesinde de fatura, bir ticari işletmeden emtia satın alan kimseye, satıcı tarafından düzenlenerek verilen ve alıcının borçlandığı tutarı gösteren ticari bir belge olarak tanımlanmış, 3065 sayılı KDVK’nun 29/l-a maddesinde de mükelleflerin, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura veya benzeri belgelerde gösterilen KDV’ni indirim konusu yapabilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Mezkur mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, bir faturanın VUK’un kayıt ve belge düzenine ilişkin kurallarına göre emtia veya hizmeti alan tacirin yaptığı alışa kanıt oluşturabilmesi için emtia veya hizmetin faturayı düzenleyen tarafından yapılması gerekli ve mutlaka fatura içeriğinin faturayı kayıtlarına alarak vergi indiriminde dayanak gösteren mükellefin mükellefiyet kaydı yaptırmasını gerekli kılan işiyle ilgili olması şart olup, ancak belirtilen koşullara uygun düzenlenmiş içeriği emtia alışından yada hizmet ifasından mütevellit yüklenilen KDV’nin indirilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Bir başka ifadeyle mükelleflerin vergi indirim haklarını kullanabilmeleri için öncelikle, yüklenilen vergilerin mükellefiyetle, iş ve işletme ile ilgili olması gerekmektedir. Bu anlamda, mükellefiyetle ilgili olmayan mal ve hizmet alımları karşılığında düzenlense dahi, yüklenilen vergilerin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Zira, faaliyetiyle ilgili gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir KDV ödenmesi, dolayısıyla yüklenilmiş bir KDV söz konusu olamayacağından vergi indirimi de yapılamayacaktır. Bu nedenle, vergi indirimine dayanak teşkil eden faturaların davacının faaliyetiyle ilgili gerçekten yapılmış bir teslime yada hizmet ifasına ilişkin olup olmadığının tespiti önem taşımaktadır.
Dosya mündericatından, davacının mükellefiyetinin dolayısıyla, faaliyet konusunun bakkal ve marketlerde yapılan perakende ticareti işiyle ilgili, ihtilaflı dönemde bir kısım giderlerine karşılık muhtelif gıda maddesi içerikli fatura aldığı Atışalanı Vergi Dairesi mükellefi … Yapı Gıda Sanayi ve Dış Ticaret Ltd. Şti.'nin faaliyet konusunun ise, hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda belirtildiği üzere çimento, kiremit, alçı vb. materyallerin perakende ticaretine ilişkin olduğu tartışmasızdır. Bir başka anlatımla, düzenlenen faturalar davacının faaliyet konusu ile ilgili ise de, faturaları düzenleyen firmanın gıda maddesi satışı işi ile ilgili bir faaliyeti mevcut değildir.
Kimi zamanlar satıcının ve alıcının iradesiyle fatura düzenlenmeksizin emtia teslimi ve hizmet ifası hallerinde de taraflar arasında bedeli mukabil mal teslim edildiği ve hizmet alındığı ve işte, alıcının bu türden emtia girişi ve hizmet alımlarını kayıtlarında gösterebilmek için faturaya ihtiyaç duyduğu bilinmektedir. Bu şekilde temin edilen faturalarla, faturasız teslim edilen emtia veya hizmetler taraflarca kayıtlarına dahil edilmekte ve aralarındaki işleme gerçekte yapılmış bir mal teslimi yada hizmet ifası görüntüsü verilebilmek amacıyla gerekli tüm işlemleri tamamlamaktadırlar.
Şu halde, davacı tarafından, muhtemeldir ki, belgelendiremediği bir kısım giderleri karşılığında faaliyetine ilişkin mal teslim etmesi ve hizmet sunması teknik açıdan mümkün bulunmayan yukarıda sözü edilen şirketten temin olunan, malların alındığını ve ödemelerin yapıldığını da VUK’un 3.maddesi uyarınca, hukuken kabul edilebilecek veriler ortaya koyarak ispatlayamayan davacının, ihtilaflı yılın farklı vergilendirme dönemleri için kayıtlarına alarak alımlarına mesnet gösterdiği faturalar üzerinden hesaplayarak indirim konusu yaptığı vergi miktarının reddi suretiyle, adına yapılan vergi ziyaı cezalı tarhiyatta yasal aykırılık bulunmadığı dolayısıyla, davalı idarenin temyiz başvurusunun kabulü ile temyize konu adı geçen şirket antetli faturalardan kaynaklı ihtilafa ilişkin Mahkeme kararındaki hüküm fıkrasının belirtilen gerekçeyle bozulması gerektiği görüşüyle, Dairemiz kararının buna ilişkin kısmına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi