
Esas No: 2020/2944
Karar No: 2021/406
Karar Tarihi: 04.03.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/2944 Esas 2021/406 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/2944
Karar No : 2021/406
TEMYİZ EDEN (DAVACI) :... Havacılık ve Yer Hiz. Tur. İşl. San. Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 21/05/2020 tarih ve E:2020/2291, K:2020/2158 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 15/06/1973 tarih ve 14565 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Seyahat Acentaları Birliği Yönetmeliği"nin 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "ve Şubeler" kısmının iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 21/05/2020 tarih ve E:2020/2291, K:2020/2158 sayılı kararıyla;
Dosyanın incelenmesinden; Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB) tarafından, dava konusu edilen Yönetmelik hükmü gereği 21/12/2015 tarihinde, TÜRSAB üyesi olan davacı şirkete "2016 yılı Üyelik, Şube ve Yıllık Aidat Ödentisi" başlığıyla özel olarak bildirilen uygulama işlemi üzerine, davacı ... Havacılık ve Yer Hiz. Tur. İşl. San. Tic. Ltd. Şti. vekili Av. ... tarafından, ... tarih ve ... sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Seyahat Acentaları Birliği Yönetmeliği"nin 20. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde yer alan "ve Şubeler" kısmının hukuka aykırı olması sebebiyle anılan Yönetmelik maddesinin iptali istemiyle 25/02/2016 tarihinde bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı,
Bu durumda, uygulama işleminin davacıya tebliğini (21/12/2015 tarihli işlem) izleyen günden itibaren altmış gün içinde işlemin dayanağı olan Yönetmelik hükmüne karşı dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 25/02/2016 tarihinde açılan davanın esasının süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, taraflarına özel bir bildirim yapılmadığı, yalnızca TÜRSAB'ın internet sitesinde genel duyuru bölümünde duyuru yapıldığı, buna ilişkin internet çıktısının dava dilekçesi ekinde yer aldığı, genel olarak yapılan internet duyurusu tarihinin uygulama işleminin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, bu durumun ciddi hak kayıpları yaşanmasına sebebiyet verdiği, duyuruda da belirtildiği üzere dava konusu Yönetmelik hükmü gereği alınması gereken aidatların Ocak 2016'dan itibaren alınmaya başlanacağı, yani Yönetmelik hükmüne ilişkin uygulama işleminin tebliğ tarihinin de aidatların istenildiği tarih olması gerektiği, bu tarihin uygulama işleminin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi halinde davanın 60 günlük dava açma süresi içerisinde açıldığının açık olduğu belirtilerek Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre yönünden reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 21/05/2020 tarih ve E:2020/2291, K:2020/2158 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 04/03/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu; 2. fıkrasında, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; 4. fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan, 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu'nun "Birliğin Gelirleri" başlıklı 35. maddesinin 2. fıkrasında; "Birliğe kayıt ücreti yirmibin Yeni Türk Lirası olup, nakden ve bir defada tahsil edilir. Yıllık aidat, üye kayıt ücretinin yüzde beşidir. Üye kayıt ücreti ve yıllık aidat her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Yıl içinde tahsil edilmeyen yıllık aidatlara genel kurul kararı ile yönetim kuruluna verilecek yetkilendirme ile gecikme zammı uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
15/06/1973 tarih ve 14565 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve dava tarihinde yürürlükte bulunan şekliyle dava konusu "Seyahat Acentaları Birliği Yönetmeliği"nin 20/a bendinde; "Seyahat Acentaları Birliğinin gelirleri aşağıda yazılı kaynaklardan meydana gelir. a) Üyelerin Birliğe verecekleri kayıt ücreti ve aidatı: ... Üyelik aidatı da Merkez ve Şubeler için ayrı ayrı ayda 100'er TL den aşağı olamaz. Üyeler üyelik aidatını yıllık ve peşin olarak öderler." hükmü yer almıştır.
Uyuşmazlıkta, 21/12/2015 tarihinde Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)'ne ait internet sitesinde "Genel Duyurular" bölümünde, "2016 yılı Üyelik, Şube ve Yıllık Aidat Ödentisi" başlığıyla, yıllık aidatın Ocak 2016 tarihinden itibaren uygulanacak tutarları belirtilmiş olup; geçmiş dönem aidat borcu bulunan acentaların aidat borçlarını 31/12/2015 tarihine kadar ödemeleri gerektiğinin duyurulması üzerine TÜRSAB üyesi olan davacı şirket tarafından, söz konusu işlemin dayanağı olan 15/06/1973 tarih ve 14565 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Seyahat Acentaları Birliği Yönetmeliği"nin 20/a bendinde yer alan "ve Şubeler" kısmının iptali istemiyle 25/02/2016 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dosyasında yer alan tüm bilgi ve belgeler ile yukarıda metnine yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, Seyahat Acentaları Birliği üyeleri tarafından, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesi uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılan yıllık aidat ücretinin ilgili yıl içerisinde TÜRSAB'a ödenmesi gerektiği, bu nedenle söz konusu yıllık aidatın miktarına ilişkin duyuruların ilgili olduğu yıl sonuna kadar geçerli olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, 2016 yılı aidat tutarlarına ilişkin internet sitesinde yapılan ilanının, 2016 yılı sonuna kadar geçerli bir ilan olması karşısında, 25/02/2016 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu, bu nedenle 21/12/2015 olan duyuru tarihi uygulama işleminin tebliğ tarihi kabul edilmek suretiyle davanın süre yönünden reddine yönelik verilen Daire kararında usul ve hukuka uyarlık bulunmadığından, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bozulması gerektiği oyuyla, çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
