9. Hukuk Dairesi 2015/21559 E. , 2015/33617 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilin ...’da 23.05.2005 tarihinde müdür yardımcısı olarak göreve başladığını, 09.01.2007 tarihinde vakıf müdürlüğüne atandığını, davalı vakfın yönetim kurulu kararı doğrultusunda reorganizasyon çalışmaları gerekçe gösterilerek iş sözleşmesinin feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayanmadığını ileri sürerek; feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
B) Davalılar Vekili Cevabında Özetle:
Davalılar vekili; davacının 01.02.2007 tarihi itibariyle ...’nda çalışmaya başladığını, aynı tarihte davalı İktisadi İşletme ile ilişiğinin kesildiğini, bu nedenle davalı İktisadi İşletme yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini, davacının iş güvencesi hükümlerine tabi olmadığını, davacının iş sözleşmesinin 11.07.2013 tarihinde feshedildiğini, feshin geçerli nedene dayandığını, davacının görev yaptığı kadronun kapatılmasına karar verildiğini, davacının kadrosu ve iş tanımının vakıf genel müdürü olduğunu, vakıf müdürlüğü değil genel müdürlük kadrosunun kapatıldığını, vakıf senedinin 8.maddesinde sayılan vakıf organları arasında vakıf müdürlüğünün yer almadığını, vakıf müdürlüğünün vakfın zorunlu bir organı olmadığını, vakıf müdürünün atanma ve görevden alınması vakıf yönetim kurulunun yetkisinde olduğunu, işletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden dolayı iş akdinin feshedildiğini savunmuştur.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar süresinde davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca işçinin iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilmesi işçinin işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları veya işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekili konumunda bulunmaması gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekilleri herşeyden önce, işletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekilleri ile yardımcıları olduğuna göre, işletmenin tümünü yöneten genel müdürler ile yardımcıları iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacaktır. Ancak belirtelim ki, işyerinde genel müdür veya genel müdür yardımcısı unvanının kullanılması tek başına iş güvencesi kapsamı dışında bulunma sonucunu doğurmaz. Önemli olan, kendisine temsil yetkisi verilip verilmediği ve işletmenin bütününü yönetip yönetmediğidir; bu hususta görev tanımı ve konumuna bakmak gerekir.
İş güvencesinden yararlanamayacak işveren vekillerinin ikinci grubunu, işletmenin değil de işyerinin bütününü yöneten ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleridir. Buna göre, işletmenin bütününü sevk ve idare edenler, başka bir şart aranmaksızın işveren vekili sayılırken; işletmenin değil de işyerinin bütününü sevk ve idare edenlerin 18’nci madde anlamında işveren vekili sayılabilmesi için ilave olarak, işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisini haiz olması şartı aranır. İşyerinin tümünü sevk ve idare ile işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi katlanmış olarak, birlikte aranır. Bu işyeri işletmeye bağlı bir işyeri de olabilir. Dolayısıyla bir banka şubesi müdürü ile fabrika müdürü, işyerini sevk ve idare etmekle beraber, özgür iradesi ile işçi alma ve işten çıkarma yetkisi yoksa İş Kanunu’nun 18’nci maddesi anlamında işveren vekili sayılmaz. İş güvencesinden yararlanır. Aynı şekilde, işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan insan kaynakları müdürü ile personel müdürü, işyerinin tümünü yönetmediğinden iş güvencesi hükümlerinden yararlanabilecektir. Ancak işletmeye bağlı bir işyerinde, bu işyerinin tümünü sevk ve idare eden, ayrıca işe alma ve işten çıkarma yetkisi olan işçi, iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz. Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. (26.05.2008 gün ve 2007/35929 Esas, 2008/12484 Karar sayılı ilamımız).
Somut uyuşmazlıkta davacının, davalı vakfın genel müdürü olarak çalıştığı; 2012 yılından itibaren vakıf müdürülüğüne ilaveten iktisadi işletmenin genel müdürü olarak görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Dosya içersinde yer alan 27.06.2013 tarihli ticaret sicil gazetesinde; davacının veya işletme müdürü olan Melek Bayrakçı"nın, vakıf yönetim kurulu başkanı, başkan vekili, muhasip üye ve veznedar"dan herhangi birinin imzası ile birlikte ... Koru Tesisleri İktisadi İşletmesi"nin her türlü iş ve işlemlerini yürütmek üzere temsil ve ilzama yetkili kılındığı görülmektedir.
Organizasyon şemasında davacıya bağlı bulunduğu görülen, işletme müdürü ...."nın açmış olduğu işe iade davası sonucunda mahkemece işveren vekili olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, söz konusu kararın Dairemizin temyiz incelemesinin geçerek onandığı anlaşılmıştır.
Tüm bu hususlar dikkate alındığında, davacının işveren vekili olduğu ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağı gözetilmeksizin; davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarda açıklanan gerekçe ile;
1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. Davanın REDDİNE,
3. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4.Davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalıların yaptığı 1.565.00 TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
5. Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.500 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalılara iadesine,
Kesin olarak 26.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.