
Esas No: 2017/942
Karar No: 2021/1566
Karar Tarihi: 12.10.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2017/942 Esas 2021/1566 Karar Sayılı İlamı
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ ....
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ
.... HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
...
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2016
ESAS NO ...
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
YAZILDIĞI TARİH : 10/11/2021
Taraflar arasında görülen yukarıda bilgileri belirtilen Dairemiz kararı Yargıtay temyiz incelemesi sonucu bozulması üzerine HMK’nin 373. maddesi uyarınca inceleme yapılmak üzere dava dosyası için düzenlenen rapor ile yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendi:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacılar vekili, müvekkilleri murisinin idaresindeki davalıya trafik sigortalı araçla tek taraflı olarak yaptığı kazada hayatını yitirdiğini, davacıların destekten yoksun kalma zararına uğradığını, davalı sigortanın zarardan sorumlu olduğunu beyanla belirsiz alacak davası olarak her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00.-TL olmak üzere toplam 2.000,00.-TL maddi tazminatın ihbar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş, talebini ıslah dilekçesiyle arttırmıştır.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı sigorta vekili, söz konusu aracın müvekkili sigorta şirketine sigortalı olduğunu, sorumluluklarının kusur ve teminat limiti ile sınırlı olduğunu, teminat limitinin 200.000,00 TL bulunduğunu, desteğin kazaya kendi kusuru ile sebebiyet vermesi nedeniyle tazminat talep etme hakkının bulunmadığını kabul anlamında olmamak üzere kusur ve zarar hesabı için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davalı sigorta şirketinin davacıların uğramış oldukları destekten yoksun kalma zararından sorumlu olduğu, zararın teminat kapsamındı olduğu, araç maliki tarafından davacılara yapılan ödemenin mahsubu gerektiği gerekçesi ile davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 36.317,80.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili, davacıların talebinin 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ... uyarınca teminat kapsamı dışında olduğunu, kusur raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini, Ankara 2. İş Mahkemesi’nin ....Esas sayılı dosyada davacılar tarafından işveren aleyhine açılan davada işverenin % 30, destek müteveffanın ise % 70 kusurlu kabul edildiğini, istinaf incelemesine konu dosyada ise desteğin % 100 kusurlu olduğunun değerlendirildiğini, davacılara davadan önce işveren tarafından ödenmiş olan tazminat tutarlarının güncellenmesi gerektiğini, ayrıca ... tarafından müvekkili sigorta şirketine rücu edilen tazminat tutarının da güncellenerek tazminattan indirilmesi gerektiğini, müteveffanın anne ve babasına da payı ayrılmaksızın hesaplama yapılmasının da doğru olmadığını belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık, mahkemece benimsenen kusur oranına, yapılan ödemelerin tazminattan mahsup usulüne, destek paylarına ilişkin hususlardadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, trafik kazası nedeni ile uğranılan destekten yoksun kalma zararının tazmini istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
I-Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmamasına ve özellikle kaza tarihi ve davalı sigorta tarafından düzenlenen poliçe tarihi nazara alındığında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şartların sorum olayda uygulanma yeri olmamasına, kusur yönünden işveren olarak iş güveliğinden kaynaklı sorumluluğu ile araç işleteni olarak işletilmeden kaynaklı sorumluluğunun ve buna bağlı kusurlarının ayrı değerlendirilmesi gerekmesine ve davalıya trafik sigortalı aracın işleteninin aracın işletilmesinden kaynaklı bir kusurunun bulunduğuna yönelik ceza dosyaları, iş yargılamaları ve istinaf incelemesi yapılan bu dosyada belirlenmemesine, işveren tarafından ödenen ve ... tarafından ödenen rücuya tabi peşin sermaye değeri ödemelerinin güncellenmesinin Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına uygun olmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden sair istinaf itirazları yönünden başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtıldığı da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada gözönünde tutulması gerekmektedir. Ancak destek almaktan vefat, evlilik ya da destek alma ihtiyacının sona ermesi gibi nedenlerle çıkan kişinin payı diğer destek alanlara aktarılarak hesaplama yapılması gerekmektedir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıklanan yönler dikkate alınmaksızın destek görenlere payların belirlendiği anlaşılmaktadır. Dairemizce davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazının bulunduğu göz önüne alınarak tahkikat kapsamında müteveffanın dava dışı hayatta olan annesi için de pay ayrılarak hükme esas alınan rapor tarihindeki veriler göz önünde bulundurularak hesap yapılması gerektiği değerlendirilerek bu yönde bilirkişi raporu alınmış, davacıların bu oranlara göre zararı belirlenmiştir. Dairemizce alınan bilirkişi raporunun açıklanan yönlerden somut olaya uygun olduğu değerlendirilerek davalının bu yöne isabet eden istinaf itirazının kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Ayrıca davalı sigorta şirketi, savunmasında kazanın iş kazası olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, istinaf isteminde ise tazminatın doğru belirlenmediğini ileri sürmüştür.
TBK’nın 55. maddesinde rücu edilebilen ... ödemeleri zarardan indirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Gerçekten 5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilir” düzenlemesi getirilmiştir.
Hak sahiplerinin desteğinin iş kazası sonucu vefatı durumunda rücuya tabi bir gelir bağlanması sözkonusu ise zarara neden olanların birden fazla tazminat yükümlüğü altında tutulması sonucu doğacağı gibi destekten yoksun kalanlar da hem ...’dan hem de zarara neden olanlardan tazminat tahsil etmeleri halinde sebepsiz olarak zenginleşmiş olacaklardır ki bu da tazminat ilkelerinden olan zenginleşme yasağı ilkesine aykırılık oluşturacaktır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından vefat edenin yakınlarına bağlanan aylığın niteliği ve bağlanan aylığın rücuya tabi ödemelerden olup olmadığının belirlenmesi zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi için önemlidir.
Somut olayda mahkemece, davalı yanın ileri sürdüğü bu hususa ilişkin her hangi bir araştırma yapılmamış, bilirkişi raporuna göre, desteğin ölümü nedeniyle hesaplanan tazminat tutarına hükmedilmiştir.
Sözkonusu husus tazminatın belirlenmesi bakımından dikkate alınması gerektiği ve bu yönden ilk derece mahkemesince toplanması gereken delilerin toplanmamış olduğu dikkate alınarak, Dairemizce HMK’nin 356. maddesi uyarınca duruşma açılarak davaya konu kaza nedeniyle ... Başkanlığı tarafından davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması için yazılan yazıya, dava dışı ... Başkanlığı tarafından verilen cevapta, ilk peşin sermaye değerlerinin davacı ... ... için 49.370,01.-TL, davacı ... ... için 49.370,01.-TL olarak bildirildiği görülmektedir.
Ancak bu noktada davacılara ... tarafından ödenen rücuya tabi peşin sermaye değeri hususunda somut olaya özgü bir durumdan sözetmek gerekmektedir. Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 28.01.2015 tarih,....Karar sayılı dosyasında görülen davada ... tarafından ... Sigorta A.Ş. aleyhine, davacılardan ... ...’a ödenen peşin sermaye değerinin rücusuna yönelik olarak açılan davada 24.849,00.-TL’nin davalı ... Sigorta A.Ş.’den tahsiline karar verilmiş, sözkonusu karar Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 23.10.2017 tarih, ... Karar sayılı ilamı ile onararak kesinleşmiştir.
Esasen, Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 28.01.2015 tarih,....Karar sayılı dosyasında mahkemece davacılar desteği ... ...’ın meydana gelen kazada % 100 kusurlu olduğu benimsenmiş olmasına karşın 5510 sayılı Kanun’un 21. Maddesine aykırı biçimde peşin sermaye değerinin davalı ... Sigorta A.Ş.’den tahsiline karar verilmiştir. Zira 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesinde işverenin kasıtlı ya da sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir kusurlu hareketinin bulunması aranmıştır. Bu anlamda işçinin tamamen kusurlu olduğu halde peşin sermaye değerinin rücusundan sözedilemeyecektir. Anılan nedenle Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 28.01.2015 tarih,.... Karar sayılı dosyasında sigortalı işçinin tam kusurlu olmasına karşın peşin sermaye değerinin rücusuna karar verilmesi doğru değil ise de, anılan kararın kanun yolu denetiminden de geçerek kesinleşmesi nazara alınarak adı geçen davacı ... ... yönünden davalıdan tahsiline karar verilen tutar kadar peşin sermaye değeri miktarının mahsubuna karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer davacı ... ... yönünden ise, yukarıda da belirtildiği gibi kurum tarafından bildirilen rücuya tabi peşin sermaye tutarı 49.370,01.-TL’dir. ... ... yönünden, davacı ... ...’a ödenen peşin sermaye değerinin rücusu gibi henüz kesinleşmiş bir dava bulunmamakta olduğu yine ... tarafından Dairemize bildirilmiştir. Yine bu yönden açılan davanın halen derdest olduğu (Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesi 2019/79 Esas) kurum tarafından bildirilmiştir.
Peşin sermaye değeri tutarının belirli olması ve istinaf incelemesine konu dosya yönünden yapılan yargılamanın geçen süreç de nazara alındığında Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin.....Esas sayılı dosyasındaki yargılamanın bekletici mesele yapılmaması yönünde değerlendirme yapılmıştır.
Her ne kadar kesinleşen Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 28.01.2015 tarih,..... Karar sayılı dosyasında mahkemece davacılar desteği ... ...’ın meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu benimsenmiş ise de, hükme esas alınan kusur raporunda değerlendirme yapan bilirkişilerin trafik polisi olduğu nazara alındığında konusunda uzman olmayan bilirkişi tarafından düzenlenmiş olan bilirkişi raporuna Dairemizce itibar edilmemiştir.
Buna karşın yine davacılar tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine açılan Ankara 2.İş Mahkemesi’nin 25.06.2015 tarih.... Karar sayılı dosyasında mahkemece de hükme esas alınan bilirkişi raporunun görüşüne başvurulan bilirkişilerin konusunda uzman oldukları nazara da alındığında somut olaya daha uygun olduğundan Dairemizce benimsenmiş olup meydana gelen kazada işverenin %30, işçinin ise %70 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiştir.
Anılan kusur belirlemesine göre 5510 sayılı Kanun’un 21. maddesi dikkate alındığında ise kusurlu olan işveren, kusuru oranında rücuya tabi peşin sermaye değerinden sorumlu olacaktır. Davacı ... ... yönünden ... tarafından rücuya tabi olarak ödenen peşin sermaye değeri tutarı 49.370,01.-TL olup işverenin % 30 kusuruna tekabül eden tutar ise 14.811,00.-TL’dir. İşleten/işverenin kusuru oranında sorumlu olan davalı sigorta şirketinden tahsil edilmesi gereken tutar 14.811,00.-TL olduğundan, bu anlamda ... yönünden belirlenen zarardan mahsup edilmesi gereken tutarda aynı olacaktır.
Bu açıklamalar kapsamında Dairemizce alınan bilirkişi raporunda davacılar ... ve ... için ayrı ayrı 36.809,00.-TL destekten yoksun kalma zararı bulunduğu belirlenmiş, davacı ... yönünden yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında Ankara 2.İş Mahkemesi’nin 25.06.2015 tarih, ... Karar sayılı dosyasında (3.247,00.-TL) ve Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 28.01.2015 tarih, .... Karar sayılı dosyasında (24.849,00.-TL) verilen kararlar dikkate alınarak yapılan mahsup neticesinde 8.712,92.-TL tazminat tutarına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Buna karşın davacı ... yönünden ise yine yukarıda yapılan açıklamalar ışığında belirlenen 36.809,00.-TL tazminat tutarından, Ankara 2. İş Mahkemesi’nin 25.06.2015 tarih, ... Karar sayılı dosyasında (3.247,00.-TL) ve 14.811,00.-TL peşin sermaye değeri toplamı mahsup edildiğinde 18.751,00.-TL tazminat tutarına hükmedilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Görüldüğü gibi, davalı sigorta vekilinin tazminat tutarının belirlenmesine ilişkin yukarıda açıklanan yöndeki istinaf itirazlarının kabulüne karar verilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara Asliye 3.Ticaret Mahkemesi’nin 10.11.2016 tarih ve... Karar sayılı kararının HMK’nin 356/2. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA;
a-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Destekten yoksun kalma nedeniyle davacı ... ... için 8.712,92.-TL, davacı ... ... için 18.751,00.-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 03.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.876,06.-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
c-Yargılama adli yardım talepli olarak sürdürüldüğü nazara alınarak, mahkemece yapılan tebligat, müzekkere ve posta ile bilirkişi ücreti olarak toplam 409,70.-TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre 372,82.-TL’nin davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına, reddedilen miktra göre hesaplanan 36,88.-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
g-Davacı ... ... yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı ... ...'a ödenmesine,
Davacı ... ... yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen miktar yönünden AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan ayrı ayrı tahsili ile davalıya ödenmesine,
h-HMK'nun 333. maddesi gereğince varsa artan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
İstinaf Harç, Masraf ve Yargılama Giderleri Yönünden;
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan peşin harcın istek halinde yatırana İADESİNE,
6-İstinaf aşamasında duruşma açıldığından, davalı vekili lehine AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00.-TL maktu vekalet ücretinin (adli yardım talepli olduğundan) davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-HMK'nun 333. maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
9-Kararın tebliğinin HMK m. 359/4 uyarınca İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacıların yokluğunda HMK'nin 356.maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda HMK'nin 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, 12/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, AYRICA FİZİKİ OLARAK İMZALANMAYACAKTIR.
"5070 sayılı Kanun m. 5 ve 6098 sayılı TBK m. 15. uyarınca elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan fiziki imza ile aynı sonucu doğurur."
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.
